Ali Sirmen
Ali Sirmen asirmen@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Sorun Erkekte Değil Kafada

21 Şubat 2015 Cumartesi

Sen müdür yardımcısı olarak daha yeni atandığın okulun, erkek öğrencileri arasında temsilci niteliğine sahip otuzunu topla ve onları, okula tayt veya mini etekle gelen kız öğrencileri taciz etmek üzere örgütle!
Böylelikle, senin kafanda olanların çok itibar ettikleri mahalle baskısını eğitim sistemi içine dahil et! Aynı zamanda da sana emanet edilmiş kız öğrencileri baskı altına almak üzere, yine sana emanet edilmiş olan erkek öğrencileri suça teşvik et!
Konuya neresinden yaklaşmaya çalışsak yamuk.
Öğretmen tacizi engellemekle yükümlü; bu hem yasal hem de vicdani bir yükümlülük.
Oysa burada öğretmen, kız öğrencilerin onurunu (tabii bence erkek öğrencilerin de) tehlikeye atarak, erkek öğrencileri suça teşvik ediyor. Yani burada, hem öğrencilerinden sorumlu bir eğitimci olarak önlenmesi gereken saldırıyı önlemiyor, hem de tam tersine, bir yandan bir kısım öğrenciyi suça teşvik ediyor.
Kepez Anadolu Lisesi Müdür Yardımcısı bu suçları işlemiştir.
Erkek egemen ideolojinin sultasındaki Türkiye’de, kimsenin garipsemeyeceği artık olağanlaşmış bir hödüklük diyebilirsiniz.
Ama lütfen dikkat buyurunuz, bu akla geldiğinde bile tiksinilmesi gereken kumpası kuran, sözde eğiltimci, hödük bir erkek değil, bir kadın.
Varsak Lisesi’nden Kepez Anadolu Lisesi’ne yeni atanan Müdür Yardımcısı Filiz G. kadın bir “eğitimcimizdir!”...

***

Bir kadının böylesine tehlikeli, sakıncalı bir kumpası düşünmüş olması insana ister istemez şunu söyletiyor:
-Demek ki sorun erkekte değil, kafalardaymış.
Demek ki erkek egemen toplumlarda, hödük erkek egemen ideoloji öylesine tartışmasız biçimde herkese boyun eğdirmiş ki, salt erkek hödüklüğüne özgü olduğunu sandığımız davranışlar, kadınlar tarafından da benimsenebiliyormuş.
Çok önemli bir olgudur söz konusu olan. Çok kişi iyi niyetle şu sloganı sıkça haykırdı:
-Erkekliğimden utanıyorum!
Oysa kimsenin erkekliğinden utanması gereken bir şey yoktu. Çünkü sorun erkeklik değil, hödük erkek egemen kafasıydı.
Yoksa aynı şekilde, “Kadın Allah’ın erkeğe bir emanetidir” pankartı taşıyan hanım kardeşim de, kadınlığından mı utanacaktı şimdi?
Yoo! Çünkü o erkek vesayetine yüzde yüz teslimiyet içeren pankartı taşıyan hanım, bunu kadınlığından yapmıyordu ki.
Onu böyle düşünmeye iten kadınlığı değil, erkek egemen ideolojiyi sorgusuz sualsiz kabullenmesidir.
Sorun o kardeşimizin cinsiyetinde değil, kafasındadır.

***

İnsan pek de âlâ, erkek olup, yine de erkek egemen ideolojinin hödüklüğünün karşısında yer alabileceği gibi, pek de âlâ kadın olup, ona inanarak boyun eğiyor da olabilir.
Burada şimdi kim utanma konumundadır?
Bir tuzağa düşmemeye de büyük ölçüde özen göstermeliyiz.
Kadına karşı baskıcı ideolojinin savlarını bize dinin emirleri gibi göstermek isteyenlerin oyununa gelmeyelim!
Onlar Emre Kongar Hoca’nın da belirttiği gibi, tarım toplumu kültürünün ürünüdürler.
Tarım toplumunun değer yargılarından zarar görenler kuşkusuz ki, daha çok kadınlar olmakla birlikte yine de yalnızca onlar değillerdir. Ve bu çağ dışı zihniyetten kurtulma mücadelesinde, kadın erkek el ele mücadele edeceklerdir.
Çünkü unutmayalım:
Kadının mücadelesi, kadın - erkek ayırımı yapılmaksızın genel eşitlik mücadelesinin bir parçasıdır.
Bu mücadele yolunda, kadınlara bir tavsiyede bulunmak gibi erkek vesayetçi bir hödüklük yapacak değilim. Yalnızca erkeklere bir uyarım var:
-Utanılacak olan erkeklik değil, erkek egemen kafa yapısıdır, ki buna ne yazık ki, zaman zaman kadınlarda da rastlamak mümkün oluyor.
Olayımızda da asıl utanılacak olan Filiz G. zihniyetidir.
Ve en büyük çarpıklık da bu zihniyetin toplumumuzda, kadın - erkek ayırımı yapmaksızın, yaygın olmasıdır.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları