'Silivri'de Toplu Katliam'

28 Eylül 2012 Cuma
\n

Sanırım Orhan Erinçin,Yassıadadan Silivri’yebaşlıklı dünkü yazısını atlamamışsınızdır. Eğer okumadınızsa, mutlaka bakmanızı tavsiye ederim. Bu çok ilginç yazıyı okurken Yassıada şu ya da bu şekilde yaşamış olanların Silivri duruşmaları konusunda neler hissedeceklerini düşünüyordum ki, Galatarasaray Lisesi’den beş sınıf küçüğüm Hayri Kozaktan çok uzun bir ileti aldım.

\n

Dostumun yazısı şöyle başlıyordu:

\n

Yazmaya başlarken bir hususu bildirmekte fayda görüyorum. Demokrat Parti’nin 1950 döneminin milletvekillerinden Kâmil Kozakın oğluyum. Yani eski bir Demokrat Partili ailenin çocuğuyum. Rahmetli Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkanın idamlarını delikanlılık dönemimde yaşamış olmam beni sınırsız bir isyan ve nefret duygusuna sevk etmiş de olsa ben her zaman Türk Silahlı Kuvvetlerinin, Cumhuriyetimizin en  ciddi güvencesi, teminatı olduğuna inanırım.

\n

Bugünün iktidarının birkaç darbe girişimi ve askeri harekâtı sebep olarak gösterek, günümüzün ordu mensuplarına karşı çok ciddi kıyım hareketi başlattığı inancındayım.

\n

Yazımın konusunu bu nedenle Silivride Toplu Katliam olarak seçtim.”

\n

***

\n

Hayri Kozak, Türk basınının bu duruşmalardaki ilgisizliğinin altını özenle çizdikten sonra şu hususu da belirtiyor:

\n

Duruşmalar başladıktan kısa bir süre sonra, salonun tavanından dinleyici ve sanıkların aralarında yaptıkları konuşmaların dinlenebilmesini teminen misina kalınlığında ucuna çok hassas mikrofonların takılı olduğu birçok kablo sarkıtıldı!!!...

\n

Gelelim duruşmalara:

\n

Bu davanın sanıkları olan 365 subayımızın 4ü orgeneral olmak üzere 87si general ve amiral; 220si albay, 18i yarbay, 23ü binbaşı diğerleri ise çeşitli daha alt rütbeli askerlerimizdi. Bu arada tek sivil sanık ülkenin yetiştirdiği en değerli bilim adamlarından olan, Havelsanın Genel Müdürü, şirketi sıfır ihracattan, 350.000.000 USD ciro düzeyine ulaştıran, birçok ünlü projeye imzasını atan Faruk Yarmandı. Kendisi tutuklandığı günden mahkûm olduğu tarihe kadar neden tutuklandığını anlayamamıştı ne yazık ki kendisine13 yıl hüküm giydirildi.

\n

Bu davada her şey ama her şey 11-16-17 Nolu olarak bildirilen CD’lerin içeriğinin ve diğer bazı delillerin sahte olup olmadığının kanıtlanmasına bağlı idi. Mahkeme heyeti anlaşılması mümkün olmayan bir kararlılıkla bu CDler hakkında yazılan bilirkişi raporlarını delil olarak değerlendirmemekte, iki çok önemli tanığı dinlememekte ısrar etti ve bunları dinlemeden Türk Silahlı Kuvvetlerine uzun yıllarını vermiş subaylarının tamamını ve bir müstesna bilim adamını en ağır cezalara çarptırmayı tercih etti.

\n

***

\n

Bu arada belirtmem gerekir kiTÜM SANIKLAR KARARLARIN OKUNDUĞU SÜRENİN SONUNA KADAR AYAKTA SESSİZ VE DİMDİK DURARAK ASLA MAHKEMEYE DEĞİL AMA  ADALETE SAYGILARINI GÖSTERMELERİson derece anlamlıydı.

\n

Bunun yanı sıra mahkeme heyetinin kaçar gibi salonu terk etmeleri ibret verici bir görüntüydü.

\n

Balyoz davasını bizzat, canlı izlemiş olmam bana tüm gerçekleri yaşamış olma fırsatını verdi.

\n

Rahatlıkla ifade edebilirim ki mahkeme heyetinin bu sonuçları açıklaması için 115 duruşma ile 21 ay kaybedilmesine hiç gerek yoktu. Gördüğüm, dikkatle izlediğim mahkeme heyeti ilk duruşma günü hangi kararları alacaklarını adeta biliyordu. Tek bir sanığın talebini yerine getirmedi. Sadece dinledi ve ara kararlarda sadece kendi bildiğini yaptı. Bütün bunlar mahkeme heyetinin ilk celseden itibaren eğilimi hakkında yeterli kanaati vermiştir kanımca.

\n

Saygı ve sevgilerimle Hayri Kozak”

\n

İşte Yassıadaya ve o hukuksuz idamlara çocukluğundan gençliğine geçtiği sırada tanık olmuş olan Demokrat Partili bir aileden gelen dostumun Silivri izlenimleri bunlar.

\n

Çok özetleyerek yayımladığım mektup ile ilgili görüşlerimi de yarın yazacağım izninizle.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İyi insan 19 Mart 2024
Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları