Sen Bu İşin SonunuHiç Düşünmedin mi? (29.11.2011)

29 Kasım 2011 Salı
\n

Henüz politikacılık gradosunu yükseltip devlet adamı düzeyine varamamış olan siyasetçiler bile, asgari tutarlılığa sahiplerse eğer, bir lafı söylerken iyice düşünürler.

\n

Bunu yapmayanlar günün birinde söyledikleri yüzlerine vurulduğunda apışıp kalırlar.

\n

Önünde sonunda söylediğini, yaptığını koyarlar önüne adamın, sonra da sorarlar:

\n

- Sen bu işin sonunu hiç düşünmedin mi?

\n

Yıllar yılı, Ermeni soykırımı iddialarıyla karşı karşıya kaldık.

\n

Soykırımı tümden reddedenler olduğu gibi, şöyle diyenler de oldu:

\n

- Belgeler üzerinden o günün koşullarını aydınlatalım, bizdeki belgeler bir soykırım değil mukateleolduğunu gösteriyor. Bilim adamları durumu incelesin!

\n

Soykırım iddiacıları buna yanaşmadılar, çözümü siyasi arenaya yansıtmakta aradılar, çeşitli parlamentolardan birbiri ardına soykırımı tanıyan kararlar çıkarttırdılar.

\n

O sırada bizler çok haklı olarak şunu diyorduk.

\n

- Bu konuda kararı siyasetçiler veremez; bilim adamları araştırır, yargı karar verir.

\n

Nitekim Fransada kimi tutarlı bilim adamlarıyla birlikte senato da bu yönde görüş bildirdi. Yani tezlerimiz de yankı buldu.

\n

Peki şimdi ne yapıyoruz?

\n

***

\n

Şimdi iktidarın başı ile ana muhalefetin başı, 70 yıldan eski olaylar konusunda, Seyit Rıza ahfadından özür dileme yarışına giriyorlar.

\n

Yani iki siyasi oturmuş, tarihçilerin inceleyip görüş bildirecekleri bir konuda görüş oluşturup bildiriyor, özür üstüne özür diliyorlar.

\n

Hani, tarihi konularda karar verme yetkisi politikacıların değildi?

\n

Fransız veya bilmem ne parlamentosu 1915 olayları hakkında görüş oluştururken geçerli olan bu sav, Tayyip Bey ile Kemal Bey 1935-1938 olayları hakkında görüş oluştururken geçerliliğini yitiriyor.

\n

Öyle mi?

\n

Bundan böyle herhangi bir siyasi kuruluş 1915 olaylarının soykırım olduğu yönünde görüş bildirdiğinde, artık Sizin böyle bir yetkiniz yokdemek hakkına sahip değiliz.

\n

Böyle bir şey söylersek, yanıtı hazırdır:

\n

- Sizin hükümet başkanınız ile ana muhalefet liderinizin Dersim olayları hakkında yargıya varıp hesap sorma hakkı var da bizim neden olmuyormuş?

\n

Politikacı, tarihi günlük siyaset polemiğine alet edince olacağı budur işte.

\n

***

\n

Olay aslında son derecede açık. Bir yandan ana muhalefet liderini inancını ve kökenini açıklamaya zorlamaya çalışarak anayasal suç işleyen Tayyip Erdoğan, Seyit Rıza isyanının ölçüsüz güç kullanılarak bastırılması olayını kullanıp bir taşla iki Kemal vurmaya çalışıyor.

\n

Peki hedefteki iki Kemalden biri olan Kılıçdaroğlu Kemal ne yapıyor?

\n

O zamanlamaya bakmadan, yerli yersiz diye düşünmeden, kendi dışında belirlenmiş gündeme kafadan dalıyor.

\n

Yoksa yanılıyor muyum?

\n

Yoksa gündemi CHPye davet ettiği zata belirleten de kendisi mi?

\n

Dersimlilerden devlet adına özür dileyen Başbakana Kemal Bey ne yanıt veriyor?

\n

- Özür yetmez, toprak talebi olan olursa onu da karşıla! diyor.

\n

Ermeniler, 1915te Türkiyeden tehcir edilenlerin topraklarını isteyip, sigorta şirketleriyle sıkıştırıyor. Türkiye sağlam hukuki dayanaklarla ret yanıtı veriyor.

\n

Bu arada Kemal Bey, Dersim olayları dolayısıyla toprak taleplerinin yerine getirilmesini istiyor.

\n

Kemal Bey acaba 1915te tehcir edilenlere de tazminat ödenmesinden yana mı?

\n

Ermeniler, Kemal Beyin isteklerini emsal göstermezler mi?

\n

Kemal Bey bilerek yaptığı bu işin sonunu da düşündü mü acaba?

\n

\n\n



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları