Ali Sirmen
Ali Sirmen asirmen@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Şahidiz, yaşadı...

10 Mayıs 2015 Pazar

Sevgili,
“Bir kişi vefat etti. Her evde cenaze var” derken durumu ne kadar özlü açıklıyor Yılmaz Özdil.
Evet bir kişi öldü, her evde cenaze var. Çünkü, ölen bizim söylemek isteyip de söylemediklerimiz, göstermek isteyip de gösteremediklerimiz, yapmak isteyip de yapamadıklarımızdı.
Ölen bizim yerimize konuştu, ağladı, güldü, türkü çağırdı. Bu durumda giden de bizden bir parça, biraz da biz oluyoruz.
Zeki Alasya’nın ölümüyle her evde bir cenaze olması bu yüzdendi.
Zeki Alasya ile eşsiz bir ikili oluşturan can yoldaşı Metin Akpınar, Haldun Taner için sık sık şunu söylerdi:
- Türk tiyatrosunu iki kez, girdiği dar boğazdan çıkardı, biri epik tiyatroyla biri de kabare ile.
Bunu söyleyen Metin Akpınar, birlikte, “Devekuşu Kabare”nin yıldızlarından biri olarak, Haldun Taner ile birlikte kabare türünün ülkemizde gelişmesinde büyük rolü olan öncü sanatçılardan biriydi. İkincisi de eşsiz ortağı kadim dostu Zeki Alasya idi.

***

Yaşam noktalanınca, gidenin hayatının muhasebesi yapılır.
Söz konusu kişi onu yaşarken zaten çoktan yapmıştır ya her neyse.
Zeki Alasya dün televizyonda izlediğim bir söyleşisinde, “öldükten sonra, fizik yaşamım bitecek, ama yaptıklarım geride bıraktıklarım, yaşadığımın kanıtı olarak kalacaklar” derken yaşamının muhasebesini adeta yaşarken yapıyordu...
Gerçekten de yaşamının kanıtları ardından kaldılar da...
Zeki Alasya bu bakımdan da talihli bir sanatçıydı. Devekuşu Kabare’nin çoğu oyunları, kaydedilmiş olduğundan, her zaman meraklısı tarafından izlenebilir.
Tiyatrocunun, büyük düşmanı her şeyin o anda canlandırılıp sonra yok olmasıdır. Tiyatro oyuncusu suya yazı yazan adam gibi. Nice oyuncunun ardından, onu yeni kuşaklara nasıl tanıtıp anlatacağız diye düşünmüşümdür. Oyuncu anlatılmaz ki, izlenir.
İşte bu durum çok şükür ki Zeki Alasya için geçerli değil.
Aynı zamanda sinemanın eşsiz oyuncularından biri olan (TV dizlerini de unutmamak gerek) Zeki Alasya’nın yaşadığının o kadar çok kanıtı kaldı ki arkasından.
Bir de canlandırdığı, dillendirdiği, seslendirdiği kendisine minnettar izleyicilerinin canlı tanıklıkları.
Evet, şahidiz, yaşadın Zeki Alasya, bize de zaman zaman eşsiz anlar yaşatarak...
Çok teşekkürler!..

***

Mustafa Yıldırım’dan Oktay Akbal’a...
Sevgili,
Araştırmacı ve yazar değerli dostum Mustafa Yıldırım’dan, 05.05. 2015 günü bir ileti aldım. Çok duygulandım. Hem Oktay Akbal’a hem de sizlere ulaşması amacıyla, kendisinin de bir sakınca görmeyeceği inancıyla burada yayımlıyorum:

“OKTAY AKBAL İÇİN KAÇ YILDIR YARIM KALAN ŞİİR.
1968.... OKTAY AKBAL
USTA
Önyargıları altüst eden o kitap varoluşçuluğun
Türkçesi Türkçenin özü
‘Suçumuz İnsan Olmak’
40 yıl geçti...
Oktay Akbal Usta, 58 Gün’ü okudu.
‘Tanıştık’ dedi
‘Suçumuzu öğrendiğimde tanışmıştık’ dedim.
Erdemini koruyarak yaşarsın acı çekersin.
Dünya belki geride kalır.
‘Suçumuz İnsan Olmak’ dersin.
Belki de Göktekine ulaşırsın!
Mustafa Yıldırım”  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları