Ali Sirmen
Ali Sirmen asirmen@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Rusya’nın tavrı bile daha iyi

01 Ekim 2015 Perşembe

Türkiye’nin resmi Başbakanı Ahmet Davutoğlu, bu yılki New York temaslarında, Suriye politikasında ne kadar yalnız kaldığını, çok acı bir şekilde anlamış olmalıdır.
Gerçekten, ABD ile Rusya’nın, açıkça bu şekilde ifade edilmese bile, Esad’ın hiç değilse şimdilik kalması konusunda anlaşmaları üzerine, “Esad hemen gitsin!” diyen tavrıyla Davutoğlu, Suudi Arabistan ile baş başa, yalnız kalmıştır.
New York’ta Obama ile Putin’in kararlaştırılandan daha uzun süren görüşmeleriyle ilgili açıklamasında ABD Dışişleri Sekreteri John Kerry iki ülkenin temel ilkeler hususunda anlaştıklarını söyledi.
Bu temel ilkeler Suriye’nin laik yapısı ile toprak bütünlüğünün korunması, IŞİD’e karşı mücadelenin devam etmesi ve bunu sağlamak üzere, kontrollü geçişin sağlanmasıdır ve bu sonuncu husus Esad’lı bir geçiş dönemi anlamını taşıyor.

***

Batı’nın, Ankara’yı Suudilerle birlikte yalnızlığa iten politikasındaki değişiklik, göçmenlerin sınırlarına dayanmaları üzerine, Suriye’de yarattıkları istikrarsızlığın eninde sonunda kendilerine de sıçrayacağı acı gerçeğini göçmenler aracılığıyla görmüş olmalarından kaynaklanıyor.
Suriye’de ateşlenen mezhep savaşlarının, sonunda IŞİD felaketine yol açmasıyla tehlikenin varlığını fark eden Batı, henüz Esad’ı eninde sonunda göndermekten vazgeçmediğini söylese bile, kendi ürettiği çözüm önerilerinin geçersizliği karşısında, çok açık biçimde ifade edemese de, aslında IŞİD karşısında tek etkin gücün Esad olduğunu anlayarak “Beşar’lı geçiş”e boyun eğmek zorunda kaldı.
Bu sonuca varılmasında, büyük umutlarla başlatılan “eğit-donat” hayalinin fiyasko ile sonuçlanıp “eğilt- domalt”a dönüşmesinin de büyük etkisi oldu.
Bu durumda IŞİD’le mücadeleyi birinci sıraya alanlar, alanda IŞİD’e karşı sonuç alabilecek tek güç olan Esad’ı tasfiye projesini mecburen erteleyecek, belki de zamanla tümüyle rafa kaldıracaklardı. Şimdi yapılan da zaten odur.
Ama bu gerçeği göremeyen, Erdoğan- Davutoğlu ikilisi Esad saplantılı kendi yanlış politikalarında direniyor, direndikçe de içinde debelendikleri yalnızlık çukurunun derinlerine doğru batıyorlar.

***

Aslında, Erdoğan - Davutoğlu çiftinin bölge politikaları temelden yanlıştır. Çünkü Cumhuriyet’in baştan beri benimsediği bölge devletlerine ve sorunlarına laik yaklaşım ilkesinin tersine onların politikası, tüm bölgeye Sünni - İhvancı gözlükle bakma temeline oturmaktadır. Irak ve Suriye’de olduğu gibi Mısır konusunda da yaklaşım budur. Bu bakışı yüzünden IŞİD karşısında da başlangıçta bocalanmıştır.
Bu yaklaşım dolayısıyladır ki Suriye’de, en büyük faturasını Türkiye’nin ödeyeceği kaos derinleştirilmiştir.
Ne var ki, Erdoğan - Davutoğlu Türkiye’si kendi politikasını dayatacak başat bir güç olmadığından, yanlışı ancak, ABD ve AB’nin tutumuyla örtüştüğü zaman uygulama alanı bulabilmekte, ama onun dışında, iki kafadarlar, değirmenlere saldırmakta ne kadar ısrarcı olursa olsunlar, kimse onlara kulak asmamaktadır.
Bu sefer de öyle olmuş ve öyle olduğu da iyi olmuştur.
Çünkü görülüyor ki, Suriye’de laik ve toprak bütünlüğüne saygılı Moskova’nın politikası bile Erdoğan - Davutoğlu tutumundan çok daha fazla Türkiye’nin çıkarlarıyla bağdaşmaktadır.
Ne hazin bir durum değil mi?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları