Ali Sirmen
Ali Sirmen asirmen@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

R. Pekünlü’nün Suçu Ne?

27 Kasım 2014 Perşembe

İzmir Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü emekli öğretim üyesi Rennan Pekünlü, bugün, 2 yıl 1 aylık hapis cezasının kalan bölümünü çekmek üzere hapse giriyor.
Emekli öğretim üyesi bir profesör hapse girdi mi, her yerde insanlar sorarlar:
-Acaba suçu ne? Neden atmışlar Hoca’yı içeri? Resmi olarak Rennan Pekünlü’nün suçu eğitim ve öğretimi engellemesi.
Türk Ceza Kanunu’nun 112. maddesi şöyle diyor:
“Cebir veya da tehdit kullanarak ya da hukuka
aykırı başka herhangi bir davranışla;
a) Devletçe kurulan veya kamu makamlarının verdiği izne dayalı olarak yürütülen her türlü eğitim ve öğretim faaliyetlerine,
b) Öğrencilerin toplu olarak oturdukları binalara veya bunların eklentilerine girilmesine veya orada kalınmasına, engel olunması halinde bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.”
Rennan Hoca’nın resmi suçu işte bu maddeyi ihlal etmek.
Rennan Pekünlü, YÖK’ün, Anayasa Mahkemesi kararına uyarak çıkardığı Kıyafet Yönetmeliği’ne uygun olarak türban ile derse giremeyeceklerini söylüyor 2011 yılında. Bir öğrenci bu uyarıya aldırmayarak derse giriyor. Renan Pekünlü de, bu durumu tutanağa geçirmek üzere fotoğraflayarak tespit ediyor.

***

Rennan Pekünlü hakkında İzmir 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nde dava açılıyor ve Hoca bu davanın sonunda, TCK 112. maddesi gereği 2 yıl 1 ay hapis cezasına çarptırılıyor.
Rennan Hoca kararı temyiz ediyor. Yargıtay’da da karar oyçokluğu ile onanıyor.
Daha sonra Anayasa Mahkemesi de, Rennan Pekünlü’nün “davanın yeniden görülmesi” yönündeki başvurusunu reddediyor.
Bütün iç hukuk yolları tükendiğinden Pekünlü, şimdi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurmuş durumda.
Beklerken de aldığı sağlık raporunun süresi dolduğundan cezasının infazı için içeri alınıyor.
Rennan Hoca, Anayasa Mahkemesi kararına dayanarak Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne de ters düşmediği AİHM tarafından saptanmış olan Kıyafet Yönetmeliği’nin gereğini yerine getirmeyeteşebbüsettiğiiçinmahkûmedilmiştir.
Bu yüzden hapis yatmasını bir yana bıraksak ve davaya konu olan fiil sırasında yönetmeliğin yürürlükte olup olmadığı tartışmalarına girmesek bile, Rennan Pekünlü’nün, mahkûmiyetinin haksız olduğunu, 112. maddedeki suçun unsurlarının oluşmadığını belirtmek zorundayız.
Suçun unsurlarının oluşabilmesi için engel olunmanın gerçekleşmesi gerekir.
Oysa söz konusu davada öğrenci derse girmiş, engel olma fiili gerçekleşmemiştir.

***

Nasıl ki, cinayet suçunun oluşması için ortada bir maktulün bulunması şart ise burada da eğitim öğretimi veya binalara girişi engellenmiş bir öğrenci şarttır.
Buşartyerinegelmediğinegöre,suçtekemmül etmemiştir.
Pekünlü’nün bu hususu belgelerle ispatetme girişimleri Ege Üniversitesi’nin ve çeşitli makamların eğitim ve öğretimi engellenmiş öğrencilerin listesinin verilmesi taleplerini yanıtsız bırakmaları yüzünden sonuç vermemiştir.
Ve böylece R. Pekünlü maktulsüz cinayetin faili durumuna benzer bir konuma düşmüştür.
Bir husus daha dikkati çekiyor. Bizim ceza sistemimizde, genelde suçlar için öngörülen cezaların alt sınırı takdir olunur.
Rennan Hoca’ya bu yapılsa cezası tecil edilebilecektir. Ama bu yapılmamış, 2 yıl 1 ay cezaya hükmolunmuştur.
Oysa ceza değil 1 yıl, 2 yıl bile olsa tecil edilebilecektir. Ama o kapı da kapansın diye 2 yıl 1 aya hükmolunuyor.
Anlaşılan Renan Hoca’yı içeri tıkmaya karar vermiş düzen; kimi dernekleri, üniversitedeki işbirlikçileri, savcısı, yargıcı, mahkemesi, temyizi ile el ele verip hep birlik olup Rennan Hoca’yı içeri tıkmaya karar vermişler.
Çünkü Rennan Hoca düzenin simgelerinden birine karşı çıkmıştır.
O simge ki, zulmü, hırsızlığı, yolsuzluğu, baskıyı, talanı, yağmayı, cinayeti örtmek için kullanılmaktadır.
Buna karşı çıkmak az suç mu?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları