Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Oylanan anayasa değil, rejimdir
Şöyle sokaktan geçenleri çevirip “pazar günü neyi oylayacağız” diye sorsanız, alacağınız yanıt, “pazar günkü referandumda anayasa değişikliğini oylayacağız” olacaktır.
Oysa hiç de öyle değil.
Bir kere pazar günü yapılacak oylama, fırsat eşitliği ve özgür tartışma ortamı olmadığından, bir referandum değil, tek adamın sultasını resmileştirmeyi amaçlayan bir plebisittir.
16 Nisan oylamasının özgür ortamda hak eşitliğine dayalı koşullar altında cereyan etmediğinin yüzlerce örneğini sıralamaya kalkmak, okurun zekâsını hafife almak anlamını taşır. Her şey o kadar açık ve göz önünde oluyor ki...
Eskilerin deyişiyle durum izahtan varestedir.
Oylanan da, anayasa metni değildir.
Çünkü iktidarın yetkilerini hiçbir şekilde sınırlamayıp sadece sıralayan metinler, çağdaş anlamda anayasa değillerdir.
Yurttaşın hak ve özgürlüklerini güvenceye almayan, onlara saygı göstermeyen metinlere anayasa denemeyeceği, bütün çağdaş anayasacıların üzerinde görüş birliği halinde oldukları bir olgudur artık.
Anayasa hocası Kemal Gözler, kitabına da adını veren “Elveda Anayasa” adlı makalesinde, kuvvetler ayrılığı ilkesini anayasa kavramının kilidi olarak görürken, şu çok etkileyici ifadeyi kullanmaktadır:
“Elveda kuvvetler ayrılığı, elveda anayasa!”
***
Genç ve değerli Anayasa Hocası’nın “elveda kuvvetler ayrılığı, elveda anayasa” deyişiyle neyi kastettiğini anlamak güç değil, devletin erklerinin hepsini bir tek adamın elinde toplayınca, tek kişi çeşitli yöntemlerle yasamanın da, yürütmenin de, yargının da egemeni, son sözü söyleyeni olunca, ortada ne yasama kalır, ne bağımsız adil yargı, ne milli irade, ne de demokrasi.
Gerçi kimi ahvalde bu konumda olan kişi yine halk tarafından seçiliyor olabilir, ama burada milli iradenin rolü, onu kendi adına kimlerin ve hangi kurallara uyarak, hangi sınırlar içinde kalarak kullanacaklarına karar vermek olmaktan çıkar ve ona tek başına, her türlü denetimden azade sınırsız olarak kimin tasallut edebileceği konusunda belirli aralarla görüş bildirmeye indirgenir.
Bu tip rejimlerde, milli iradenin, ona tasallut edecek kişiyi saptamakla sınırlandırılmış yetkisinin kullanılmasında tercihinin de, nasıl ifsat edileceğinin örneklerini de yaşayarak görmüş bulunuyoruz.
16 Nisan günü oya sunulacak metinde, yürütmenin başındaki tek adamın (Başkan veya Cumhurbaşkanı olarak adlandırılması hiçbir şeyi değiştirmiyor) OHAL ve KHK uygulamalarıyla, yasamayı devre dışı bırakmasının yanı sıra, iktidar partisinin lideri olarak, kuruluşunun milletvekili adaylarını saptamadaki belirleyici imtiyazı sayesinde yasamayı tam anlamıyla denetimine almasını sağlamaktadır.
Dikkat buyrulursa, “Başkan Baba”nın metinde bal gibi var olan Meclis’i fesih yetkisine girmedik bile.
Aynı Başkan Baba’nın yargıç ve savcıların tayin, terfi, atama ve işten el çektirilmelerini düzenleyen kurum aracılığıyla yargıyı elinde tutar ve bu arada kendisini gereğinde yargılayacak, yasamanın anayasal denetimini yapacak olan Anayasa Mahkemesi’nin çoğunluğunu kendi seçerse orada kuvvetler ayrılığının da, bağımsız yargının da varlığından söz etmek imkânı kalmamış demektir.
***
Pazar günü halkın onayına sunulacak olan işte böyle bir metindir.
Bu metnin yarıdan bir fazla evet oyuyla resmileştirilmesi sağlansa bile bu oylama ona anayasa, rejime de demokrasi sıfatını kazandırmaya yetmeyecektir.
Durum böyle olunca da kimse çıkıp anayasayı oyladığımızı söyleyemeyecektir.
Çoğunlukça kabul edilmesi halinde bile anayasa sıfatını kazanmayan bir metin oylanacağına göre, pazar günkü plebisiti bir anayasa referandumu olarak nitlemek mümkün değildir.
Bu durumda, pazar günü oylanacak olan anayasa değil, rejimdir.
Bu rejim de adı açıkça konmadan tescil edilmiş dikta olacaktır.
O zaman da şu soruyla karşılaşıyoruz:
- Halkın diktayı seçme hakkı var mı?
Devam edeceğim.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
- Karga videosu sosyal medyada viral olmuştu!
- Öğretmenlik meslek kanunu taslağı...
- Atatürk'ün kullandığı parfümden üretti!
- Minikler Cumhuriyet'in ilanını gazete dağıtarak duyurdu
- Şok İddialar! Oktan Keleş: TUSAŞ Saldırısının Arkasında
- Bu kadarı pes! Çöp evden 10 kamyon çöp çıktı
- Prof. Dr. İlber Ortaylı'dan Antalya'ya turizm eleştirisi
- FETÖ elebaşısı Fethullah Gülen öldü
- Eğitimde sorunlar çığ gibi büyüyor! Öğrenciler aç, okull
En Çok Okunan Haberler
- 6 yaşındaki Şirin'i katleden şahsın ifadesi ortaya çıktı
- Ünlü oyuncu gözaltında: Marketten 'zeytinyağı' çaldı
- Erdoğan'a ve Yerlikaya'ya çok sert yanıt!
- Oy oranını en çok artıran parti hangisi?
- Tutuklanan baba cezaevinde ölü bulundu
- Mitinge neden katılmadığını açıkladı
- 'Fethullah Gülen hayatta olsaydı...'
- Erdoğan'dan Özel ve İmamoğlu'na tazminat davası
- 'Sanki mağdur olan Esenyurt değilmiş gibi...'
- Tek kalemde milyarlık vergi borçları silinenler nerede?