Ali Sirmen
Ali Sirmen asirmen@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

‘Onları engelle, sen de gelme!’

20 Ekim 2015 Salı

Alman Başbakan’ı Angela Merkel pazar günkü kısa Türkiye gezisinin rotasını, sırf diktatörle sarayında fotoğraf vermemek için, Ankara’dan İstanbul’a çevirdi. Ama yine seçimlere az kala destek görüntüsü verdiği için eleştiri oklarına hedef oldu.
Ne var ki, başlıca hedefi Almanya olan göçmen krizini iyi yönetemediği gerekçesiyle popülaritesi büyük darbe yemiş olan Merkel’in bu eleştirilere kulak asacak hali yok. O “denize düşen yılana, göçmen dalgasının ortasına düşen kime olursa olsun sarılır” diyerek, krizin çözümü için Türkiye’ye bel bağladı.
Pazar günkü kısa Türkiye gezisi işte bu oyunun çirkin pazarlıklarını sürdürmek için yapıldı.
Her ne kadar baş başa görüşmelerin sonunda, Başbakan Davutoğlu Merkel’in ziyaretinin siyasal mülahazalara değil, tümüyle insani nedenlere dayandığını söylese de durum değişmiyor. Çirkin plan müzakere masasının ortasında sırıtıp duruyor.

*** 

Tüm Avrupa’yı ve de özellikle Almanya’yı panikleten mülteci kriziyle ilgili olarak, Yunanistan’ın kendisine yüklenmek istenen rolü benimsemediği Başbakan Çipras tarafından açıklandı.
Ve ortaya çok garip bir durum çıktı. AB üyesi olan Yunanistan bir AB sorunu olan göçmen krizinin çözümü konusunda, kendisine önerilen yükümlülük çerçevesinde, Ege’de Türkiye ile işbirliği yaparak, göç dalgasını önleyecek önlemler almayı, Ege’de ulusal çıkarlarına yönelik tehditler bahanesiyle geri çevirirken, AB’ye üyelik için 50 yıldır bekleyen, sürekli istiskal edilen Türkiye, bütün sorumluluğu üstlenmeyi kabul etmek garabetini göstermiştir.
Zaman zaman, kamuoyunu gaza getirmek için “Ey Avrupa!”, “Ey Merkel!”, “Ey Nobel!” naralarıyla arslan gibi kükreme afisi yapanlar, Avrupa ve Almanya adına, umutsuz göç dalgasına Türkiye’nin gövdesini siper etme ve somununu paylaşma oyununun piyonu olmayı kuzu kuzu kabul etmişlerdir. Onları bilenleri ve tanıyanları hiç de şaşırtmayan bir tutum!

*** 

Çirkin planın özü şu:
Avrupa ve özellikle Almanya’ya yönelik göç dalgasını Türkiye kendi gövdesini siper ederek durduracak, bunu sağlamak üzere, sınırlarını güçlendirecek önlemleri (nasıl olacaksa!) alacaktır. Ege’de bu konuda Türkiye ile işbirliği konusunu yukarıda da belirttiğim gibi Yunanistan reddetmiş bulunuyor.
Bütün bunlara karşın yine de sınırları aşıp Avrupa’ya girebilen olursa, Türkiye bunları geri kabul edecektir.
Türkiye milyonlarca mülteciyi barındırmak üzere, toprakları üzerinde büyük kamp kentler kuracaktır.
Buna karşılık, Almanya ve AB Türkiye’ye 3 milyar Avro yardım yapacaktır. (Bu rakam da kesin değil.)
Ayrıca bu paranın nasıl kullanılacağı konusunda karar yetkisi AB’nin olacaktır.
Bütün bunlara karşılık, üyelik müzakerelerinde fasılların açılmasının kolaylaştırılması ve Türklere vize muafiyeti konusunda kimi kolaylıklar getirilmesi konusunda kesin olmayan vaatlerde bulunulmaktadır..
Bu vaatlerin, bundan öncekiler gibi gerçekleşmeyeceklerinden emin olabilirsiniz. Çünkü Avrupa Türkiye’ye yıllardır söylediğini tekrar ediyor:
- Sen kapıdan içeri girme oğlum, orada bahçede dur!
Şimdi bunlara bir yeni komut daha eklendi:
- Sen orada dur, gelme! Aynı zamanda, onların da gelmesine engel ol!
 İşte Avrupa’daki konumumuzun özeti bu!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları