Ali Sirmen
Ali Sirmen asirmen@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Nevruz Hepimizin

25 Mart 2012 Pazar
\n

\n

Sevgili,

\n

Başlığa bakarak, Nevruzu nevrotik çekişme konusu haline getireceğimi, Nevruz Kürt bayramı mı? Yoksa aslında eski Türk bayramı mı?” tartışmasına dalacağımı sanma!

\n

Bu tartışmalara gülüyorum.

\n

Nasıl, buyurganlığı atadan tevarüs etmiş bir yönetimin, Nevruzu şu gün kutlayabilirsin! Ama onun dışında kutlayamazsın!zihniyetine gülüyorsam, nasıl Nevruz kutlamasını resmi izin dışında yasaklayan zihniyetin bu davranışta güvenlik aramasına, şaşarak kahkaha atıyorsam, Nevruz senin mi benim mi tartışmasına da öylesine gülüyorum.

\n

Bu abes tartışmayı at bir kenara, sen gerçeği öğrenmek istiyorsan, doğaya çık sor:

\n

- Nevruz kimin bayramı?

\n

Buram buram tüten, çimen çimen kokan toprak, çiçeğe duran ağaç, topraktan yeni çıkan solucan, meleyen kuzu, miyavlayan kedi, havlayan köpek, esen yel, hep bir ağızdan haykırarak yanıt vereceklerdir sana:

\n

- Bizim! Bizim, hepimizin!

\n

Doğaya kulak vermesini bilirsen eğer, o heyecan dolu bahar mesajını, o canlanış müziğini, Stravinskynin aracılığı olmadan, uçan kuştan, açan çiçekten, miyavlayan kediden, papatyadan, esen yelden alabilirsin.

\n

***

\n

Ama, ısrarlı bir meloman olmama karşın, yine de o uyanışı bir de Stravinskyden dinle derim. Hele hele, bu bale müziği aynı zamanda, Maurice Bejartın koreografisiyle görselleşmiş olursa...

\n

Bu şölene bahar ayini diyebileceğin gibi, pek de âlâ Nevruz Ayini de diyebilirsin. Ben bu Nevruz Ayinini Pariste ilk izlediğim zaman Nevruzdan çok uzakta, sonbahardaydık. O muhteşem gösterinin üzerinden yarım saatten fazla süre geçip de, Montparnassedaki Selectte, Ara Güler ile buluştuğumda bile heyecanım geçmiş değildi.

\n

Ara halime baktı,

\n

- Önce bir nefes al, bir şeyler iç de, sonra anlatırsın, dedi.

\n

Çok kez doğanın içinde yaşayarak kırlarda uyanışına tanık olmama karşın, bu yeniden doğuşu yoğun biçimde en fazla coşkuyla algıladığım zaman, Paristeki o gösteriydi.

\n

Bahar Ayininin işlediği doğanın uyanışı, kimilerince Nevruz ile somutlaştırılıp, bayrama dönüştürülmüştür. Bence bayramların en güzeli, en heyecan vericisi, en canlısıdır o.

\n

***

\n

Dediğim gibi, çiçekler, kediler, köpekler, kuzular, keçiler, börtü böcekler bilirler onu.

\n

Bizim Haydut, pazartesi salıyı bilmiyor, saat 13ün 14ten farkı yok onun için, ocağın da şubattan...

\n

Ama Haydut da, balık bulamamaktan, artık tenezzül etme durumuna düştüğü, balkona konmuş kuru ekmeği almak için gelen ve Haydutun biraz heyecan biraz da korku ile izlediği komşu Mücahitin martısı My Çayka da, gündüz ile gecenin, kış ile yazın birbirinden farklı olduğunu, baharda yeni, yepyeni bir şeylerin oluştuğunu, kanının kaynadığını hisseder.

\n

Pagan dönemlerde, insanlar daha doğayla iç içe oldukları için, bayramlarını doğaya uydurmuşlardır.

\n

Hoş tek tanrılı dinlerin de, paganizmden etkilendikleri görülüyor. Hıristiyanların büyük bayramlarının gündönümlerine denk düşmesi rastlantı mıdır?

\n

Nevruza günlük didişmelerden biraz geri çekilip şöyle uzaktan ve tepeden bakınca, senin mi benim mi tartışmasının ne kadar anlamsız olduğunu görmek nasıl da kolaylaşıyor.

\n

Olaya bu açıdan baktığında da, Taksim Meydanında polislerle göstericiler, anlamsız bir Nevruz çatışması içinde iken, Cihangirin çatılarındaki pisilerin birkaç yüz metre ötede olanları umursamadan, nasıl başka bir Nevruz âleminin içinde olduklarını fark etme olanağını da bulur ve keyifle haykırırsın:

\n

- Yaşasın kuşlar çiçekler kediler, yaşasın hepimizin bayramı Nevruz!

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları