Ali Sirmen
Ali Sirmen asirmen@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Merak Etmeyin Beyler! (21.04.2012)

21 Nisan 2012 Cumartesi
\n

Yarın Fransız cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turu yapılıyor. En çok oyu alan iki aday arasından iki hafta sonra yeni cumhurbaşkanı seçilecek.

\n

İki hafta sonra bir sürpriz olmaz ise kimi Fransız dostlarıma telefonda soracağım:

\n

- Artık nasıl teselli edeceksiniz beni? Öyle ya Sarkozy de olmadığına göre...

\n

Gerçekten Sarkozy beş yıl boyunca benim için teselliydi. Fransız dostlarım halime bakıp, acır ve sonra da şunu söylerlerdi:

\n

- O kadar üzülme canım! Bize baksana! Görüyorsun, bizim de Sarkozymiz var.

\n

Büyük olasılıkla o dönem bitecek ve Fransızlar yarın Sarkozyden kurtulma sürecinin ilk raundunu yaşayacaklar.

\n

- Beklenen gerçekleşir, Sarkozy gider Hollande gelirse Türkiye için daha iyi olur mu?

\n

İki ülke ilişkileri ve Elyseenin Türkiyeye bakışı adamına göre, tepeden tırnağa değişmeyeceğine göre, bu sorunun bir anlamı olmadığı söylenebilse bile. Hollande, Sarkozy gibi Türk karşıtlığını politikasının temel taşlarından biri haline getirmiş değil.

\n

Ama Hollande da, AB üyeliğimiz konusundaki görüşünü şu sözlerle dile getirmişti:

\n

- Seçilirsem görev yapacağım 5 yıllık süre içinde Türkiye ABye üye olmayacak.

\n

Başka türlü de konuşamazdı, Türkiye karşıtlığı konusunda Fransada politikacılar da, kamuoyu da fikir birliği halinde.

\n

***

\n

Ama Sarkozy, Hollandeın beş yıllık güvencesiyle de tatmin olmuyor ve soruyor:

\n

- Peki, senin politikan sonucunda, o beş yılın ardından üye olacak mı Türkiye?

\n

Bu kayıkçı kavgasına bakıp da gülmemek mümkün değil. Tartışmayı izlerken elimde olmadan söylendim.

\n

- Hiç merak etmeyin beyler, Türkiyenin öyle bir kaygısı yok, üyelik falan istemiyor.

\n

Gerçekten kimsenin Türkiyenin üyeliğinden korkmasına gerek yok. Pek uzak olmayan bir gelecekte, Türkiyenin AB üyeliği laf olsun diye bile ağza alınmayacak.

\n

Aslında, özellikle Tayyip Beyin böyle bir isteği hiçbir zaman olmadı.

\n

Bu açık gerçeği Türk halkı güç de olsa, geç de kalsa nihayet anladı çok şükür.

\n

Yanlış anlaşılmasın!

\n

Tayyip Bey üyelik müzakere sürecinin başlamasını candan istiyordu.

\n

Ama hepsi bu!

\n

Yoksa onun kafasındaki Türkiye AB modeline uygun yapıda değildi. Ama geçiş süresince, dengeleri değiştirmek için Avrupa kartına ihtiyacı vardı. Onu da bir süre için eline geçirip, kullandı.

\n

Artık Türkiye laik demokrasinin uzağında, ABnin afişe ettiği ortak değerlerle ilgisi olmayan bir ülkedir.

\n

Avrupa ile ilişkilerde, yakınlaşma değil, uzaklaşmadır söz konusu olan

\n

***

\n

Tayyip Bey aslında Avrupayı istemiyordu da, Avrupa acaba onu istiyor muydu? Avrupa da, Türkiyenin başında olmasından rahatsızlık duymadığı Tayyip Beyin yönetimindeki ülkeyi kendi bünyesinde görmek istemiyordu.

\n

Onun amacı da Türkiyeyi içine almadan, kendi etki alanında tutmaktı.

\n

Üstelik 2004 yılında bu gerçeği eveleyip gevelemeden Ankaraya bildirmiş, ak kâğıt üzerine kara mürekkeple kayıt düşmüştü.

\n

Doğrusu AB Türkiye ile ilişkilerinden rahatsız da değildir. Tayyip Beyin rejiminin ılımlılık derecesi Avrupayı ilgilendirmiyor. Çünkü önemli olan rejimin ılımlılığı değil uyumluluğudur. O konuda da şimdilik temel bir uzlaşmazlık görünmüyor.

\n

Türkiyenin Tayyip Erdoğan yönetimindeki rotası üzerinde Avrupa yok.

\n

Avrupanın gündeminde Türkiye yok.

\n

Ama hem Avrupanın hem Türkiyenin politik tartışma arenasında en gürültü koparan konularından birisi Türkiyenin Avrupa üyeliği.

\n

İşte buna akıl erdirmek güç.

\n

Doğrusu Fransızların da politik tartışmalarında bizim kadar fazla abesle iştigal etmeleri politik şaşkınlığın hiçbir ulusun tekelinde olmadığının kanıtı olarak kabul edilebilir.

\n

Bu da bir başka teselli sayılabilir mi dersiniz?

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları