Ali Sirmen
Ali Sirmen asirmen@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Masum Olan Var mı?

17 Temmuz 2014 Perşembe

İsrail’in Gazze’de giriştiği katliam ne denli nefret uyandırıcı olursa olsun, “Hitler az bile yapmış” diyen Yıldız Tilbe’yi haklı çıkaramaz. Hatta diyebiliriz ki, bu nefret suçu özünde onu İsrail militaristleriyle aynı duygu müştereğinde buluşturmuştur.
Unutmayalım ki, ödünsüz bir saldırganlık ve misilleme çizgisinde hareket eden İsrail militarizminin ardında, bir zamanların dehşet verici vahşetinden, “insanoğlu ancak kaba güçten anlıyor, galiba başka çare yok” yanlış mesajının çıkarılmış olmasının da payı var.
Kuşkusuz doğruyla yanlışın iç içe girdiği ve doğrunun nerede bitip yanlışın nerede başladığının saptanması mümkün olmayan bu ruh hali, zulme son vermeyip mazlum ile zalimlerin değişmesine yol açmaktan başka sonuca ulaşmayacaktır.
Nitekim de öyle olmuş, bu zihniyet, 20. yüzyılın birinci yarısının en büyük mazlumlarının içinden aynı yüzyılın ikinci yarısında en büyük zalimleri çıkarmıştır.
Kendi başına salt bu olgu dahi bir kez daha göstermektedir ki, kin ve nefret zulmü yenmeye yetmemektedir.
Yıldız Tilbe’nin ve benzerlerinin ruh hali de onları başka bir şere ulaştıramayacaktır, tıpkı Yahudi soykırımının kurbanlarının torunlarına olduğu gibi...

***

Birbirleriyle çocuklar üzerinden hesaplaşan Hamas ve İsrail’in karşılıklı pozisyonlarına bakınca, kimsenin masum olmadığını görmek mümkün oluyor.
Hamas’ın füze saldırısının ulaştığı sonucu görünce, mantığını anlamak zorlaşıyor. Gerçekten de, İsrail’i dize getirmesi ihtimalinin düşlenmesi bile olanaksız bu füze saldırısı, zalimin yeni saldırısına gerekçe hazırlamaktan başka ne gibi bir sonuca yol açabilirdi ki?
Ortadoğu’da öyle bir oyun oynanıyor ki, bunda kimse masum değil. Bölgede son zamanlarda meydana gelenlerin olacağı, daha Irak macerasının ilk adımından en aptal kişinin bile açıkça anlayacağı kadar aşikâr olduğuna göre, olayın sorumluluğunu yalnız “Neo- Con”lara yüklemek mümkün mü? Burada Amerikan ve Batı kamuoyunun da masum olmadığını görmek mümkün değil mi?
Sanıyorum ki, artık savaşlardan halkları sorumlu tutmamak gibi bir yanlıştan kurtulmamız gerekiyor.
Nitekim, İsrail devletinin saldırgan politikasından yalnızca politikacıları sorumlu tutmak, diğerlerini masum saymak gibi bir yanlışın çukurundan çıkmak gerek.
Unutmayalım ki, İsrail’in saldırgan politikasının arkasında, ona destek olan bir iç kamuoyu var.
İyi eğitim görmüş olan İsrailli seçmen içinde, saldırgan genişlemeci politikaları destekleyen yalnızca bir azınlık değil ama sayıları istikrarlı bir şekilde artan, Arap topraklarının işgaline, “atalarımızın topraklarının kurtarılması” diye onay veren bir kitle var.
Bu yüzden diyorum ki, barışçı çözümden yana olan partilerin hızla kan kaybettikleri İsrail’de sokaktaki adam da masum değil.
Öyle denklem içindeyiz ki, zaten burada kimse masum değil. Yazık!..

***

Bir Okur Mektubu.
Kıdemli okurum Esat Yavuztürk’ten bir ileti aldım, paylaşıyorum:
“Sayın Sirmen,
Ben 55 yıldır Cumhuriyet okuyan 81 yaşında bir gencim. Size arada kısa iletiler gönderdiğim de oldu. ‘Ekmek İçin Ekmeleddin’ isimli yazınızı okudum. Değerlendirmenizin sonuna çok güzel bir Bektaşi fıkrası kondurmuşsunuz.
Çocukluktan başlayarak şartlanan beyni nedeniyle mantık yorumu yapamayan ve daha sonra da benlik yarışına girerek,inancını da çıkarlarına alet edenlere karşı bilinçli bir insanı tercih etmek elbette daha iyi diyorum.
Bu konuya karar verirken hissi duygulardan arınıp mantıklı olmak gerekir.
Atatürk’ü çok seven bazı değerli yurttaşlar aşırı duygularıyla kaş yapayım derken göz çıkarmıyorlar mı? Bu gerçeği görmeyen bazıları acaba kendilerini kanıtlamaya mı çalışıyor, yoksa ne yaptığını bilmeyerek, aydın görünmek peşinde mi koşuyorlar? Bazı sevgili dostların yüreği kabul etmese de kötünün iyisi diyerek seçim yapmalı. Özet olarak mutlaka sandık başına gitmeli ve oyunu Ekmeleddin Bey’e kullanmalı diye düşünüyorum. Acaba ben mi yanılıyorum?
Saygılarımla.
Esat Yavuztürk  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları