Ali Sirmen
Ali Sirmen asirmen@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

'La Historia Me Absolvera' (17.01.2012)

17 Ocak 2012 Salı
\n

Büyük davaların adamları yaşamlarında ateşi, özveriyi, dostluğu, kahramanlığı, korkaklığı ve de ihaneti görmüşlerdir hep.

\n

Kendilerini alkışlayan ellerin ilk fırsatta lince uzandıklarını esefle izlemişlerdir.

\n

Bugün törenle toprağa vereceğimiz Rauf Denktaş da yaşadı gördü bunların hepsini.

\n

Denktaş gibi bir ada ülkenin davasını savunmuş olan sosyalist Fidel Castro 1953 yılındaki fiyaskoyla sonuçlanan Moncada baskını girişimi sonrasında yargılandığı mahkemede beş saatlik savunmasını şu tarihi sözleriyle bitiriyordu:

\n

- La Historia me absolvera (Tarih beni aklayacaktır).

\n

Evet tarih Fidel Castroyu akladı.

\n

İnsanlığın büyük figürlerini ulu yapan yönlerinden biri de tarihin kendilerini aklayacağına olan sarsılmaz inançlarıdır.

\n

Kimi tarihin kendilerini akladığını yaşarken görmüştür, kimi ise görememiş.

\n

Bilmiyorum, Rauf Denktaş, Ankara tarafından manipüle edilen bir operasyon sonucu 2005te KKTCde Cumhurbaşkanlığı görevinden vazgeçerken Castronun savunmasındaki tümceyi anımsadı mı?

\n

Anımsamasa bile fark etmez, çünkü çok geçmeden tarih Denktaşı akladı.

\n

***

\n

Denktaş en mutlu gününü, 20 Temmuz 1974 günü yaşadı.

\n

Kıbrıs Türkü’nü, azınlık olarak egemen Ruma ezdirmeyip eşit haklarla bağımsız Kıbrıs devletinin kurucu üyesi haline getirme davasının, ancak Türkiyenin desteğiyle mümkün olacağına inanan Denktaş o gün, o desteği tam olarak bulmuştu.

\n

20 Temmuz 1974ün Türkiyedeki mimarı Ecevit de o gün elde edilen sonuçta, enosise karşı direnen ve bütün bir cemaatin de direnmesini sağlayan Denktaşın büyük katkısı olduğunu açıkça ifade etmişti.

\n

20 Temmuz 1974ü gerçekleştirenler, aynı başarıyı barışı oluşturmakta gösteremediler.

\n

Savaşta elde edemediklerini, uluslararası destekle müzakere masasında kapmaya çalışanlarsa karşılarındaki çetin ceviz Denktaşı, görüşme sürecinden dışlamak için karalama yolunu tuttular, sürekli aynı söylemi tekrarlar oldular:

\n

- Barışın önündeki engel Denktaştır. O uzlaşmayı kabul etmeyip direniyor.

\n

Oysa Denktaş uzlaşmaya değil, teslimiyete karşı direniyordu.

\n

Ankaranın desteği arkasında olduğu sürece de başarılı olacağını biliyordu.

\n

Bu desteği hep hisseden Denktaş AKP işbaşına gelince yalnız bırakıldığını gördü.

\n

***

\n

AKP ve lideri Tayyip Erdoğan, yandaş medyasının seçkin liboşlarının da katkısıyla şu görüntüyü başarıyla oluşturdu:

\n

- Denktaş uzlaşmaz tutumuyla Kıbrısın çözülmesinin, dolayısıyla AB üyeliğimizin önündeki en büyük engeldir. O giderse bu sorunlar çözülür.

\n

Artık tüm saldırıların hedefi olan Denktaşı işaret ediyordu, Tayyip Bey şu sözlerle:

\n

- Çözümsüzlük, çözüm değildir.

\n

Böylece yeni bir yola girildi. Annan Planı kabul edildi.

\n

Tayyip Beyin sözüne bakılırsa böylece her şey çözülecekti.

\n

Ama öyle olmadı. Türklerin kabul ettiği Annan Planını Rumlar geri çevirdi. Çözüm adamı(!)” Mehmet Ali Talat da hiçbir sonuç alamadı.

\n

Böylece, çözümün önündeki asıl engelin Rumların uzlaşmaz tavrı olduğu anlaşıldı.

\n

Türkiyenin AB üyeliği önündeki engellerden biri olduğu söylenen Denktaşın KKTC Cumhurbaşkanlığından gidişinin üstünden şunun şurasında tam yedi yıl geçmedi, şimdi artık herkes biliyor ki Türkiye, değil Kıbrısı, Anadolunun yarısını Rumlara verse bile yine giremez ABye.

\n

Yine herkes biliyor ki Kıbrıslı Rumlar, mecbur kalmadıkça Kıbrıs Türkü’nü azınlık potası içinde eritmekten vazgeçmeye hazır değildir.

\n

Bütün gerçekler, Denktaşın sağlığında çıktı ortaya.

\n

Evet tarih Denktaşı daha sağlığında akladı. Bir lider için en büyük mazhariyet budur.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları