Kimsenin Tarihi...

20 Aralık 2011 Salı
\n

\n

- Bizim tarihimizde, dost ve kardeş halklara zulüm, baskı, sindirme yoktur.

\n

Yukarıdaki sözler, Başbakan Tayyip Erdoğan tarafından Libya Ulusal Geçiş Konseyi Başkanı Mustafa Abdülcelile söylenmiştir.

\n

Keşke bu sözlere katılmak mümkün olsaydı.

\n

Ama ne mümkün!

\n

Hiç kimse tarihinde zulüm, baskı ve sindirme olmadığını söyleyemez.

\n

Krallıklar, hanlıklar, hele hele çokuluslu imparatorlukların tarihi zulüm, baskı ve sindirme ile doludur.

\n

Demokratik ve subjektivist ulus kavramının teorisyeni Fransız sosyolog Ernest Renan, ulus devletlerin oluşumlarının da bu genel kuralın dışında kalmadığını söylüyor ve her bütünleşme bir baskının ürünüdürdiyor.

\n

Kusura bakmayın ama,benim tarihimde zulüm ve baskı yokturdiyeni kimse ciddiye almaz, zaten ciddi bir devlet adamı veya düşünür de böyle bir iddiada bulunmaz.

\n

Bu konunun gündeme gelmesinin nedeni, Fransız Parlamentosunun öbür gün, 1915 Ermeni soykırımını inkâr edenler için hapis ve para cezasını öngören yasa tasarısını oylayacak olması. Nitelikli çoğunluk da aranmadığından bu öneri yasalaşacak.

\n

Bu girişim popülaritesi iyice düşmüş olan Sarkozynin seçim şansını etkiler mi?

\n

Şimdilik pek mümkün görünmüyor.

\n

***

\n

Dikkat buyurunuz, Fransız Parlamentosu böyle bir öneriyi yasalaştırmakla, yalnızca 1915te soykırım yapıldığını kabul etmekle kalmıyor, bunun aksini söylemeyi, konuyu tartışmayı da yasaklıyor.

\n

Böylelikle önerinin yasalaşmasından sonra, elinizde belgeler de olsa hiçbir kıymet ifade etmeyecek. Çünkü Fransada politikacılar, tarihi gerçekleri saptamayı tekellerine almış olacaklar.

\n

Türkiye Cumhuriyeti Hükümetlerinin temsilcileri, tarihi gerçekleri oluşturma yerinin siyaset arenası olmadığını çokça söylemişlerdir. İşin ilginç yönü, zaman zaman başka ülkelerin aydınları ve tarihçilerinin bu teze destek vermiş olmalarıdır. Bu alanda son örnek ise Fransadır.

\n

Fransadaki bu yöndeki tavra rağmen Sarkozynin girişiminin, kimi yandaşları veya Diasporanın üyeleri tarafından desteklenmesi tutarsızlıktır.

\n

Fransa politik tutarsızlıklarıyla sıkça dikkati çeken bir ülkedir ve doğrusunu isterseniz, ben onların bu tavırlarının, politik tutarsızlığın yalnız bize özgü olmadığını kanıtladığı için pek de memnun olurum.

\n

Tabii bu tümce, politik tutarsızlığın yalnız onlara mahsus olmayıp bizde de görüldüğünü ifade ediyor.

\n

***

\n

Fransızların, tarihi, politik arenada çekişme malzemesi yapmalarındaki tutarsızlığı vurgularken, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve ana muhalefet lideri Kemal Kılıçdaroğlunun özür”, “özür yetmez tazminat da gerekligibi talepleri de içeren tartışmalarını unutmayalım.

\n

Sen Bu İşin Sonunu Hiç Düşünmedin mi?başlıklı yazıda, bu sütunda, bu tutarsızlığı vurgulamaya çalışmıştım.

\n

Türkiye Cumhuriyetinde Fransanın soykırım konusundaki politikasına karşı en sert tavrı koyan ise 1971 yılında, Paristeki Büyükelçimiz Hasan Esat Işık Bey olmuştu.

\n

O tarihte Marsilyadaki Ermeni soykırım anıtının açılışı üzerine merhum Işık kimseye danışmadan Paristen ayrılmıştı.

\n

Çok ilginçtir, benzer bir tepkiyi de, Osmanlının Washingtondaki son büyükelçisi Ahmet Rüstem göstermiş ve 1915te Ermeni olayları yüzünden çıkan bir tartışma sonucu, State Department kendisini istenmeyen adam ilan edeceğini bildirdiğinde şu yanıtı vermişti:

\n

- Hiç zahmet buyurmayın! İstanbula yazdım, iki güne kadar zaten gidiyorum.

\n

Ahmet Rüstem ve Hasan Esat Işık biri Osmanlının öbürü Cumhuriyetin iki onurlu diplomatı idiler, kendilerini hayırla yâd ediyoruz.

\n

Ruhları şad olsun!

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları