Ali Sirmen
Ali Sirmen asirmen@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

İyi Şeyler Yazalım!

28 Nisan 2013 Pazar

Sevgili,

\n

Biliyorsun çifte kavrulmuş Galatasaraylıyım. Çifte kavrulmuşluk hem ilkokuldan beri Galatasaray Liseli olmamdan, hem de Cimbomun maçlarını yarım yüzyıldan fazladır her hafta izlememden kaynaklanıyor.

\n

Aslında taraftarlığın mantıki açıklaması olmaz ama ben doğru ya da yanlış, kendime göre öyle bir gerekçe de buldum. Okulumun 12 edebiyat sınıfında, abilerim tarafından kurulmuş olan Galatasarayın paylaştığım değerlere de bağlı olduğunu varsayarım.

\n

Kimi değerlere bağlı olmak, Galatasaraya özgü değil, diğer takımlar için de geçerli.

\n

Aslında bu değerlere bağlılığın ne kadar gerçek olduğu da çok fark etmiyor, taraftar onu varsaydığı sürece, öyle kabul edilir.

\n

Ben de bir gün Galatasarayın çok önemsediğim, değerlerden koptuğu veya onlara ters düştüğü takdirde taraftarlığından bile vazgeçeceğimi düşünüyorum.

\n

Bu yüzdendir ki, bundan yıllar önce, hayatında fazla kutsalı olmayan birinin, insanın vatanından, eşinden, hatta düşüncelerinden bile vazgeçtiği halde taraftarı olduğu takımı bırakmayacağını ileri süren yazısını okuduğumda çok yadırgamıştım.

\n

***

\n

1980’li, 90lı yıllarda da spor sayfalarında futbol kiritikleri yazdığımdan Galatasarayın yurt içi ve dışı deplasmanlarını da izledim.

\n

Sanırım, ne kadar Galatasaraylı olduğumu, artık daha fazla vurgulamama gerek yok.

\n

Yalnız bir tek noktayı daha belirtmekle yetineyim: Galatasaraylılığım, hiçbir zaman Fenerbahçe düşmanlığına dönüşmedi; Kadıköyde doğmuş, 27 yaşına kadar orada yaşamış biri olarak, biraz Fenerbahçe aşinalığım da var.

\n

Bu yüzden Fenerbahçenin bizimle aynı kulvarda yarışmadığı zamanlarda kazandığı zaferlere üzülmem, hatta sevinir ve kendilerini içtenlikle de kutlarım.

\n

Bunun nedeni, iletişimin ve ilişkilerin bunca geliştiği, girift bir hal aldığı, takımlardaki yerli oyuncu sayısının yabancıların çok altında kaldığı bir dönemde artık anlam taşımayan milliyetçi duygular değil.

\n

Uluslararası arenada takımlarımızın herhangi birinin kazancının ülke puanını, dolayısıyla diğerlerini etkilediği olgusu yabana atılamaz.

\n

Ama daha da önemlisi, bileşik kaplar kuralı dolayısıyla toplumdaki takımlardan birinin şu ya da bu alandaki başarısının tüm toplumun ortalamasının yukarı çekilmesinde etkili olacağını düşünmemdir.

\n

***

\n

Nitekim öyle de oluyor.

\n

Neredeyse yetmiş yıl önceki tahta tribünlü halini bildiğim Fenerbahçe Stadının yenilenmesi, çağın en güzel tesislerinden biri haline gelmesi üzerine, Fener fark attı, artık Galatasaray bu alanda onu yakalayamazdenmişti.

\n

Ne oldu?

\n

Bir süre sonra, Galatasaray Ali Sami Yen Spor Kompleksi Arena ile farkı kapattı, belki de öne geçti.

\n

2000’de Galatasaray, Arsenal karşısında UEFA kupasını kazandığında, birçok sarı kırmızılı taraftar, Fenerbahçenin, uluslararası alanda bir daha kendileriyle kıyaslanamayacağını düşünmekteydi, esefle aynı görüşü paylaşan kimi Fenerliler de yok değildi.

\n

Oysa bu toplumun bir takımı UEFA kupasını alıp, ülke standartları içine sokmuştu ya, ondan sonra tekrarlanabilirdi.

\n

Galatasaray ülkenin düzeyini yükseltmişti, sonra da Fener aynı başarıyı tekrarlardı.

\n

Önemli olan toplumsal düzeyin bir kez yükselmesiydi.

\n

Nitekim perşembe günü Şükrü Saracoğlunda Benfica karşısında çok güzel oyunuyla UEFA finali kapısını aralayan Fener bu gerçeği kanıtladı.

\n

Evet henüz şampiyon olmadı ama geliş şekli ve maçlarda yükselen grafiği, büyük zaferin de olası olduğunu gösteriyor.

\n

Onun için ben daha şimdiden Feneri içtenlikle kutluyorum. Kutlarım derken de, unutmayın bu kapıyı biz açmıştık, diye hatırlatmıyorum. Orası zaten malum.

\n

Bak görüyorsun Sevgili, insan kendini zorlayınca yazacak iyi şeyler de buluyor.

\n

\n



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları