Hapishane Mektupları

18 Ekim 2012 Perşembe
\n

Fatih Hilmioğluna yapılanlar hepimize yapılmıştır.

\n

Malatya Üniversitesini başarı çizgisine çekmiş Rektör Hilmioğlu bir bilim adamı.

\n

O yüzden de yargılanıyor.

\n

Demokrasilerde de insanlar yargılanırlar, ama nahak yere azap çekmemeleri için, güvenceleri vardır. Masumiyet karinesi onlardan biridir.

\n

Hilmioğlu için bu karine çalışmadı, kaçma ve delilleri karartma gerekçesiyle tutuklu.

\n

Hilmioğlu, karaciğer kanseri; her vatandaşın, sahip olduğu sağlık kurumlarında tedavi görebilme hakkından da yoksun.

\n

Hilmioğlu olağanüstü bir mahkeme tarafından pek olası ki, mahkûm edilecek.

\n

Demokrasilerde, rektörlerin mahkûm edilmesi de mümkündür. Ama demokrasilerde olağanüstü mahkemelere yer yoktur, değil rektörler, bilim adamları, kimse bu tür mahkemelerde yargılanmaz.

\n

Demokrasilerde kamuoyu vicdanı kanar bu gibi durumlarda, kanamazsa vay o demokrasinin ve kamuoyunun haline!

\n

***

\n

Kanser hastası Hilmioğlu geçen cumartesi, üniversite öğrencisi oğlunu yitirdi.

\n

Ergenekon davasından üç yıldır tutuklu olan Fatih Hilmioğlu, oğlunun cenazesine katılmak üzere, kaldığı Silivri tutsak evinden çıkarılıp, Ankaraya gönderildi. Ama geceyi ailesiyle birlikte evde geçirmesine izin vermediler. Sincan Cezaevinde kaldı.

\n

Şimdi yetkililere soruyorum:

\n

- Nasılsınız, iyi misiniz, rahat mısınız, huzurlu musunuz, gece rahat uyudunuz mu?

\n

Ben Hilmioğlunu, yakınlarını düşündükçe kendi çaresizliğim adına çok utanıyorum.

\n

Adalet Bakanı Sadullah Ergin eskiden tutukluların yakınlarının cenazelerine katılmasının mümkün olmadığını, yaptıkları bir düzenlemeyle bu imkânı tanıdıklarını, artık geceyi evde geçirme olanağının da sağlanacağını söylüyor.

\n

Kimse kimseyi kandırmasın. Beğenmediğimiz 12 Eylül döneminde, 1982 yazında Barış Derneği tutuklusu Melih Tümer, ölen annesinin cenazesine sıkıyönetim komutanlığınının izniyle katılabilmişti. Evde kalması söz konusu değildi, eşi yurtdışında yaşıyordu.

\n

Kimse, darbe döneminde bile var olan olanakları sağladığını söyleyip kasılmasın!

\n

***

\n

Türkiyede hâlâ siyasi davalar var. Siyasi davalar yüzünden tutuklanan, özel yetkili mahkemelerde hüküm giyip hapis yatan insanlar var.

\n

Onlar yalnız kendi fiilleri değil, bizim demokrasi çağdaşlık, hukuk devleti, özlemlerimiz yüzünden içeride yatıyorlar.

\n

Ama buna karşı bir şey yapamıyoruz. Dayanışmamız olsa da sınırlı kalıyor.

\n

Onları demir parmaklıklar ardından çıkarıp, özgürlüklerine kavuşturamıyoruz.

\n

Oysa bir anlamda bir ölçüde onları özgürleştirmek mümkündür. Onlar, yazdıklarıyla özlemlerini, düşüncelerini, duygularını, özgürlüğe kanat çırpan kuşlar gibi demir parmaklıklar ardından bize kadar ulaştırabiliyorlar.

\n

Hapishane mektupları, günümüz Türkiyesinin özgürlük kuşlarıdır.

\n

Cumhuriyetin yönetimindeki arkadaşlarımız, bu konuyu fark etmişler, kendilerine yapılan çağrılara duyarlılık göstererek, artık gazetemizde hapishane mektuplarını yayımlamaya karar verdiler.

\n

Şimdi yapılacak şey, hapishaneden onlara yazılan mektupların artmasını sağlamak, sonra onları dikkatle izlemektir. Hapishane mektuplarını okuyun! Okutun! Bizim için yatanların düşüncelerinin, özlemlerinin demir parmaklıkları aşmasına yardımcı olun!

\n

\n



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İyi insan 19 Mart 2024
Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları