Ali Sirmen
Ali Sirmen asirmen@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Hangi Beyoğlu?

19 Temmuz 2015 Pazar

Sevgili,
Bayramları İstanbul’da geçirmeye bayılıyorum. Kent tenhalaşıyor, “eski sahiplerine!” kalıyor. Cuma günü çıkıp dolaşırken, Beyoğlu’na uğrayınca, aklıma Ahmet Arpad geldi.
Nedeni, bir ay önce gönderdiği şu e-posta idi:
“Merhabalar sevgili Ali Sirmen, Beyoğlumuz kumaşçı Hacı Resul’u da yitiriyor. 15 gün önce, takımlık kumaş alırken öğrendim. Datça’dan selamlar.”
Beyoğlu’nun yaşamımda çok önemli bir yeri var. Galatasaray’da okuduğum dönemlerde hem Beyoğlu’nun içinde, hem de masallar kadar uzağında yaşadım. İçindeydim Beyoğlu’nun, çünkü okul oradaydı, masallar kadar uzağındaydım, çünkü yatılıydım ve elimi uzatsam tutacağım Beyoğlu, parmaklıklar ötesinde, yasak bir dünyaydı.
O yasak dünyada neler yoktu ki... Tünel’den Taksim’e (Taksim dahil) çizilen çizginin 500 metre sağında ve 500 metre solunda kalan alanın dışına çıkmadan bir ay geçirsen, bütün İstanbul’u her şeyiyle yaşayabilirdin.
Artık 28 yıldır Cihangir’de yaşadığıma göre, Beyoğlu ile ilişkim hiç kopmadı.
O yüzden Ahmet Arpad’ın “Beyoğlumuz” deyimini çok sevip, benimsedim.
Öyle ya ilk zamanları hayal meyal de hatırlasam, 70 yıllık geçmişim var Beyoğlu’nda.

***

Beyoğlu’nda kumaş mağazası denince benim aklıma ilk Necmi Rıza gelir. Bir zamanlar, özellikle hanımların biraz da “Ada Sahilleri” şarkısıyla anılan, yakışıklı ve pek nazik sanatçısı Necmi Rıza Bey’i görmek umuduyla akın ettikleri mağaza, adını taşıyan sanatçı gibi çok ünlüydü.
O Beyoğlu artık Markiz’i, Rejans’ı, Atlantik’i, Orman’ı Nisuaz’ı, Degüstasyon’u, Lebon’u, hatta hâlâ var olmasına rağmen eskisiyle kıyaslanmayacak hale düşmüş, Çiçek Pasajı ile birlikte, geride kaldı.
Bütün Beyoğlu meraklılarının ortak noktası şu nostalji dolu yakınmadır:
- Ah nerede o eski Beyoğlu!
Tanısın diye altı yaşındayken Çiçek Pasajı’na götürüp, Arjantin bardakta ayran içirttiğim oğlum Devrim, “Ah baba nerede o eski Beyoğlu!” dediğinde 8 yaşından fazla olmadığına göre, aradan kırk yıl kadar geçmiş olmalı.
Bilmem sevgili Ahmet Arpad, Cumhuriyet’te bir süre birlikte çalıştığım, şimdiki kuşakların hâlâ Zweig çevirileriyle tanıdığı, babası rahmetli Burhan Arpad’a “Ah baba nerede o eski Beyoğlu!” diye yakınmış mıdır?

***

Şurası kesindir ki, Beyoğlu kadar, birçok kuşağın, bugününü eskiye özlemle karışık yaşadığı az yer vardır.
Pek çok kişide gördüm, eski Beyoğlu’nu ihya etme nafile özlemini.
Beyoğlu konusunda çok güzel bir eser yazmış olan Özdemir Kaptan, bu konuda çok haklı şu soruyu ortaya atar:
- İhya edelim de hangi eski Beyoğlu’nu?
Öyle ya, herkesin eski Beyoğlu’su kendine. Herkes eski Beyoğlu derken başka bir şeyi kastediyor.
O zaman herkes kendi eski Beyoğlu’sunu kendi belleğinde inşa edecek demektir.
Zaten sevgili, başka türlüsü de mümkün değil.
Bu acı gerçeğin ışığında, ben bugünkü Beyoğlu’nda seveceğim köşeler yakalamaya uğraşıyor, kendime bugünkü karmaşa içinde, geçmişten esintileri çağırıştıran ve yalnız benim olan bir Beyoğlu yaratmaya çalışıyorum.
Orada da, kaçınılmaz olarak, yalnız kalıyorum.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları