Günah Keçisi

26 Ağustos 2012 Pazar
\n\n\n

Sevgili,

\n

Enver Ayseverin Yazgıcılarını elime geçtiği şubat başında, tıpkı ona uygun bir lezzet ile bütünleştirip, ağız tadıyla içmek için saklanan iyi cins şarap gibi bir köşeye koydum.

\n

Tatilde aldım elime, evire çevire, tadına vara vara okudum.

\n

Şimdi benim için Tahsin Yücelin Gökdeleni gibi, bu dönemi fevkalade iyi anlatan yapıtlardan biri haline geldi.

\n

Yazın gariptir; bazen gerçeğin fantezilerle bezenerek anlatılması, onu gerçekten daha gerçek kılar.

\n

Yazgıcılarda Tevfik Fikretin bin kocadan arta kalmış fahişesi kentinin 21. yüzyılında geçen olaylar, yine ondan kalma bir dudu muannitin (inatçı sis) yoğunluğunu tedricen arttırmasıyla gelişir.

\n

Kimsenin kimseye güvenmediği, herkesin herkesi gözetlediği, gizlice dinlediği, ispiyonladığı, hoşgörü sahibi!”, “yumuşak huylu”, “imanı kaviyazgıcıların egemen olduğu ülkenin, sisi gittikçe artan metropolünde, Gibi Sitesinin ortak paydası herkese güvensizlik olan sakinleri arasına gelen, romanın en aykırı kişisi, tek özgür ve umursamaz bireyi EAnın çevresindeki çember daralırken, (Enver o sözcüğü yapıtında bir kez bile kullanmamış dahi olsa) günah keçisiolayının en tipik örneğini görüyoruz.

\n

Gibi Sitesinin tüm yalakaları, noksanları, üçkâğıtçıları, namussuzları, pislikleri, aykırı EAyı Yazgıcılara ispiyonlayarak, günah keçisi yaparak çemberi daraltırlar.

\n

***

\n

Kitabı keyifle okurken düşündüm. Totaliter dönemlerin onsuz olmazıdır günah keçisi.

\n

Yahudileri günah keçisi haline getirmeden, Hitler olabilecek bir Adolf düşünebiliyor musun?

\n

Kendisine düşman kansızlaryaratmamış, bir Diktatör Kenankişiliğinin ne kadar eksik, ne kadar yetersiz, ne kadar tatminsiz kalacağını göremiyor musun?

\n

Kitleleri güdebilmenin en iyi yolu, onları bütün kötülüklerin anası, bir kin hedefi karşısında birleştirmektir.

\n

Bu davranış, hem birlik duygusunu pekiştirir, hem bütün kötülükleri tek hedefte toplayarak arınmayı sağlar.

\n

Bütün varlığı ile ait olduğu, eridiği bütün içinde, kendini pirüpak hissetmesi için totaliter toplumun aynı zamanda hem kurbanı, hem celladı olan, ama hiçbir zaman bireyi olamayan nesnesinin varlığı için şarttır günah keçisi”.

\n

Günah keçisi, totaliter toplumlarda, yeri olmayan, çok tehlikeli nedensorusunu engeller. Çünkü bizatihi neden sorusunun cevabı odur. Günah keçisi var olduğu için vardır kötülükler.

\n

Totaliter toplumlar, büyüklü küçüklü günah keçilerinin sürü kitle karşısında sıra sıra dizildikleri düzenlerdir.

\n

Günah keçileri, sürüleri karşılarında amaç birliğine iten yapıştırıcılık işlevini yaparlar, totaliter toplumlarda.

\n

***

\n

Bir sürü toplumu maazallah günah keçisiz kalmayagörsün! Artık o her türlü iç çekişmeye açık hale gelmiş demektir.

\n

Onun için, totaliter toplumların eli mahkûmdur seri halde günah keçileri üretmeye.

\n

12 Eylül döneminde bir ara Cumhuriyette yazmış olan Samim Lütfü de bundan 27 yıl önce, aynı konuya değinmiş ve bak nasıl bitiriyor 17 Mart 1985 günkü yazısını:

\n

Günah keçisi politikasının uygulayıcıları açısından en büyük sakıncası ise amaca ulaşıyor göründüğü ölçüde tehlikeli olmasıdır. Öyle ya, bir ülkede hedef olarak gösterilmiş tüm günah keçileri ortadan kaldırılmış, sindirilmiş ya da uzun süre için etkisizleştirilmiş olduğu zaman bile sorun çözülmüyorsa, o zaman topluluklar şu soruyu sormaz mı:- Yoksa biz yanlış günah keçilerine mi saldırdık? Asıl günah keçisi olması gerekenler, bize hedef gösterenler olmasın?

\n

Şimdi, Samim Lütfünün bu tanısının da gerçekçi olmadığını görmüş bulunuyorum Enver Ayseverin Yazgıcılarını okuyunca, böylesi toplumlarda bu tür soruların sorulmasının imkânsızlığı daha iyi anlaşılıyor çünkü.

\n

Muhteşem olağan finaline kahkahayı bastığım Yazgıcıları hararetle tavsiye ederim.

\n

\n\n



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İyi insan 19 Mart 2024
Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları