Gerek Yoktu

24 Aralık 2011 Cumartesi
\n

Fransız Millet Meclisinin kabul ettiği, Ermeni soykırımının reddine para ve hapis cezasını öngören yasa ilişkileri büyük ölçüde etkileyecek ve ne yazık ki, kalıcı izler bırakacak gibi görünüyor.

\n

Gerçi duygusal ve ölçüsüz tepkilerimizin zaman içinde törpülendiği daha önce de görüldü ama bu kez işlerin bundan önceki gibi gitmesi zor gibi görünüyor.

\n

Belirtelim ki tepkilerin dozunun ayarlanması her iki tarafın da çıkarınadır.

\n

Yasanın çıkmış olmasını yalnızca Sarkozynin Türk düşmanlığına bağlamanın yanlış olduğunu, Fransada hiç küçümsenmeyecek bir kesimde, Türkiye karşıtı duyguların azımsanmayacak boyutta olduğunu da unutmazken aynı zamanda, Fransada halkın çoğunluğunun son yasayı onaylamadığını da akıldan çıkarmamakta yarar var.

\n

Son yasanın kamuoyunun çoğunluğunun onayına sahip olmamasını da yanlış yorumlamamak gerek. Fransada halkın çoğunluğu 1915 yılında, soykırım eyleminin gerçekleşmiş olduğu kanısında.

\n

Burada o ülkedeki Ermeni lobisinin çok etkin çalışmasının olduğu kadar, Türkiyenin tezini anlatmaktaki üşengeçliği ile beceriksizliğinin de payı olduğunu belirtmeliyiz.

\n

***

\n

Bu arada, yasa tasarısının gündeme gelmesi üzerine Milli Eğitim Bakanlığının, ülkemizdeki Fransız okullarının müdürlerini Ankaraya çağırmasını ve bunların arasına Galatasarayı da katmasını anlayamadığımı vurgulamak isterim.

\n

Sözü edilen okullar, St. Benoit, St. Michel, Notre Dame de Sion, St. Pulcherie ve İstanbul ile İzmirde birer kuruluşu bulunan St. Josephdir.

\n

Bilindiği gibi bu okullar, varlıkları Lozan Antlaşmasının azınlıklar bölümünde güvence altına alınmış olan azınlık okullarıdır.

\n

Bu okulların nasıl faaliyet gösterecekleri Lozanda belirlenmiştir ve bir yanılgıya yol açmamak için belirtelim ki bunların eğitim faaliyetleri Milli Eğitim Bakanlığının denetimi dışında değildir.

\n

Ama bu okulların varlıkları Türk-Fransız ilişkilerinin niteliğinden etkilenmeyecek bir şekilde güvence altındadır.

\n

Bu bakımdan bu okulların müdürlerinin Milli Eğitim Bakanlığı tarafından Ankaraya çağrılmış olmalarını yadırgadığımı söylemek isterim.

\n

Milli Eğitim Bakanlığı adına gazetemize açıklama yapan yetkililer, sözü geçen okulların, müdürlerinin görüşmeden sonra yaptıkları ortak açıklamalar konusunda kendilerine herhangi bir telkinde bulunulmadığını, onların gönüllü olarak lehimize lobicilik yaptıklarını söylemeleri de pek durumu değiştirmiyor.

\n

***

\n

Ankaraya çağrılan yöneticiler arasına Galatasarayınkilerin de katılmasının da aynı şekilde pek yakışık almadığını söylemek mümkündür.

\n

Galatasaray Lisesi, 1868 yılından başlayarak bir Türk okuludur. İmparatorluk döneminde Osmanlı, Cumhuriyetten itibaren de Türkiye Cumhuriyeti okuludur ve hiçbir zaman bir azınlık veya Fransız okulu olmamıştır.

\n

Ne yazık ki bu konuda en umulmadık kişilerin bile yanıldıklarına tanık oluyoruz.

\n

Galatasaray Üniversitesine gelince:

\n

Galatasaray Üniversitesi 1992de Türkiye ve Fransa arasında imzalanan ikili bir anlaşma ile kurulmuş olan bir kurumdur.

\n

Galatasaray Üniversitesine can veren anlaşma her iki devletin de cumhurbaşkanları François Mitterand ile Turgut Özal tarafından imzalanarak yürürlüğe girmiştir.

\n

Kısacası, Galatasaray Üniversitesi bir Türk üniversitesidir. Hukuki statüsü itibarıyla iki devlet arasında yapılmış olan uluslararası anlaşmalardan can bulan bir kuruluştur.

\n

Galatasaray Üniversitesi veya lisesine, kimi konuları anımsatmaya hiç gerek yoktur.

\n

Hem üniversite hem de liseye yönelik olarak faaliyet gösteren Galatasaray Eğitim Vakfı bu konularda kendine düşeni hatırlatmaya gerek olmadan yapmaktadır. Nitekim bundan önce olduğu gibi bu defa da öyle olmuştur.

\n

Bu bakımdan Milli Eğitim Bakanlığının girişimi bize gereksiz ve garip geldi.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları