'Gerçek Türk!' Olmak

07 Ağustos 2011 Pazar
\n\n\n

Sevgili,

\n

Haberi okuduğum zaman, gerçekten güleyim mi ağlayayım mı, karar veremedim.

\n

Fazla ayrıntılarına girmeden olay kısaca şu:

\n

49 yaşındaki Alman Andrea Goch, bir süre önce tatil için geldiği Antalyayı ve Türkiyeyi çok beğenip yerleşmiş. Ardından Türk vatandaşlığına geçip Sema Nur adını almış ve Ankaraya taşınmış. Türkiye hayranlığı ya da tutkusu o kertedeymiş ki, koluna bir de Atatürk dövmesi yaptırmış. 2010 yılında da internette bir lisede gece bekçiliği yapan Hakan Erdoğan ile tanışmış ve Yenimahallede birlikte yaşamaya başlamışlar. Kısa süre sonra da ilk dayak olayı patlak vermiş, Hakan Bey sevgilisini önce dövmüş, sonra da özür dilemiş ama eski Andrea, nevSema, 1 Ağustosta bir kez daha dayak yiyince jandarmaya gidip şikâyetçi olmuş

\n

Andrea-Semanın dayak olayından sonraki şu sözleri bütün gazetelerde manşetteydi:

\n

- Şimdi gerçek Türk oldum.

\n

Koluna Atatürk dövmesi yaptıran Andrea-Sema, kendini onunla değil de erkekten dayak yiyince gerçek Türk olduğunu kabul ediyor.

\n

Bu durumda postmodern bir Türk olmanın pek kolay olmadığı söylenebilir.

\n

Kadın dayak yemeden gerçek Türk olamıyorsa, bundan çıkan sonuç, erkeğin de kadını dövmeden gerçek Türk olamayacağıdır.

\n

***

\n

Bu durumda Türk olmak pek fazla göğüs kabartmıyor.

\n

Zaten Türk olmak, öyle pek kolay da değil. Haçlı Seferlerinden başlayıp günümüze kadar gelen önyargılar, çokuluslu koca bir imparatorluğun çok zor geçen tasfiyesinin doğurduğu çalkantıların da katkısıyla uzun bir zaman süreci içinde olumlu olmayan bir Türk imajı ortaya çıkmış.

\n

Türk imajının, emperyalizmin önyargıları ve art niyetleriyle dokunduğu bir gerçek.

\n

Ama ona şu hali pürmelalimizle önemli katkılarda bulunduğumuz da yadsınamaz.

\n

Nitekim, gönüllü Türk, sabık Andrea, yeni Sema, dayak yediğinde kendini gerçek Türk olmuş addederken, herhalde emperyalizmin art niyetleri ve önyargılarından yola çıkmıyor, bu toplumda yaşadıklarına bakarak hükme varıyordu.

\n

Evet, bir Türk imajı var, tıpkı Fransız, İngiliz, Alman, Amerikalı imajı gibi.

\n

Ancak bu gerçeği kabul etsek dahi, biraz dikkatli davranmak gerek, derim.

\n

Öncelikle genellemeler, son derecede tehlikeli ve yanıltıcıdırlar.

\n

Sonra, insanların ırksal nitelikleri olduğunu, kimi ırkların ondan doğan yapıları yüzünden belirli bir biçimde davrandıklarını gösterir bilimsel veriler yoktur.

\n

Kaldı ki, uluslar ırklara dayanmazlar. Bir ulus, varsayılan bir ortak geçmişten gelip, ortak geleceğe yönelen iradi bir birliktir.

\n

Bu insanların yüzyıllar boyunca, her mekânda ve her koşulda değişmez bir şekilde aynı hasletlere sahip olup, aynı davranış biçimlerini göstermeleri beklenmez.

\n

***

\n

Belirli bir zaman diliminde, belirli bir coğrafyada, belirli koşullarda ve üretim ilişkileri içerisinde yaşayan insanlarda, ortak değer yargıları, ortak davranış biçimleri ortaya çıkması doğaldır.

\n

Ama buna bakarak Bir Türk böyle davranır, bir İngiliz şöyledemek yanıltıcıdır.

\n

İnsan davranışlarını, uyruklar, ırklar değil, içinde bulunulan koşullar belirler.

\n

Kimi zaman aynı uyruktan insanın aynı davranış biçimlerini göstermelerinin nedeni, onların aynı koşullar içinde olmalarından kaynaklanır.

\n

Kadın dövmek, Türke has değil. Kadın dövme feodal kültürden ya da tarım toplumu kültüründen kopamamış insanların davranış biçimidir.

\n

Kadına şiddet, onu yaratan koşulları gidermeyen her toplumda vardır.

\n

Bu görüşleri Sevgili, birden milliyetçi duygularım kabardığından, savunmaya geçmek için yazdığımı sanma!

\n

Öyle bir niyetim yok. Amacım Türk asla kadın dövmez demek de değil.

\n

Pek de âlâ döver ve zaten dövüyor da.

\n

Ama Türkün, taban Fransızdan, Almandan ne fazlası vardır ne de azı; toplumların birbirlerine üstünlükleri, genlerinden değil, içinde bulundukları koşullardan kaynaklanır.

\n

DÜZELTME: Dünkü yazımda sözünü ettiğim 6 Haziran 1950de görevinden alınan Genelkurmay Başkanı Abdullah değil, Abdurrahman Nafiz Gürman olacak. Düzeltir, uyaran değerli Türkan Erkile teşekkür ederim.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları