Ali Sirmen
Ali Sirmen asirmen@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Erkek dünyasında kadın olmak

24 Ocak 2017 Salı

Geride bıraktığımız haftanın dünyada ve ülkemizde beni en çok etkileyen olayları, Trump’ın canlı yayında naklen verilen yemin töreni ile, milletvekili hanımefendilerimizin, Meclis’te tekme, sille tokat birbirlerine girişmeleriydi.
Donald Trump’ın seçilmesinden sonra, dikkatler birdenbire ABD’nin 45. Başkanı’nın kızı İvanka Trump’a yöneldi. Kimileri Başkan’ın eskiden model olan güzel kızı İvanka’nın babasının ardındaki gerçek güç olduğunu ileri sürüyor ve “dışı Barbie, içi Demir Leydi” olarak niteledikleri genç hanımın bugünün fiili first lady’si, geleceğin ise Amerikan başkanı olacağını iddia ediyorlar.
Washington’daki gelişmeleri, her yazısında kuyumcu titizliğiyle işleyen Tolga Tanış da, artık bir süredir yazmadığından, İvanka hakkında söylenenlerin ne derecede doğru olduğunu denetleyecek kaynaktan da yoksunum
Sahi Tolga Tanış artık neden yazmıyor?
Yazsaydı, belki bizleri güzel bir kadın olan İvanka’nın maço babası üzerindeki etkisinin kadınların konumlarını nasıl yönlendireceği konusunda aydınlatırdı.

***

Hemen vurgulayayım ki, bir zamanlar kadınların iş ve siyaset dünyasındaki varlıklarının tüm insanlığın yazgısı üzerinde çok olumlu etkileri olacağına içtenlikle inanmış ve zaman içinde bu inancı yüzünden çok düş kırıklığına uğramış bir kişi olarak, dışı Barbie içi Demir Leydi, İvanka’nın ne kadınların ne de erkeklerin koşullarını düzeltme konusunda olumlu bir rolü olabileceğine inanıyorum.
Demir Leydi benzetmesinin kaynağındaki orijinal Demir Lady Margareth Thatcher görüşümün en ikna edici kanıtı. O İngiliz siyasetine damgasını bastığı dönemde siyasete ve iktidarın yaklaşımlarına daha insancıl, daha kadınsı herhangi bir değişiklik getiremedi. Tam tersine bir erkek olan Clemet Attlee’nin, 2. Dünya Savaşı ertesi, yoksullara ve emekçilere ana şefkati bir yaklaşımla getirdiği kazanımları yok etmekle övündü.
Kadının alabildiğine ezildiği, horlandığı, tekmelendiği, dövüldüğü, vurulduğu, ikinci sınıf konumunun tartışma konusu bile edilmediği ülkemizde, kadın milletvekillerimizin varlığı siyasete ve de Meclis’e bir kadın yumuşaklığı, zarafeti ve şefkati getirmemiş, üstelik, sonunda hanımefendiler de tekme, sille tokat birbirlerine girerek, erkek vekillerden farklı olmadıklarını göstermişlerdir.
Hanım bir bakanın bir zamanlar, erkeklerin bile cüret edemeyecekleri bir nobranlıkla yurtta kalan kız öğrencileri bekaret kontrolüne gönderdiğini (kim diye sormayın, çünkü ismini takrire mani oluyor hicabım) unutmamış bir gazeteci olarak, Meclis’teki kavga olayını da pek yadırgamadığımı söylemek isterim.
Marianne ile kadınlığın, özgürlüğün, eşitliğin, kardeşliğin simgesi olduğu Fransa’da bile, artık ırkçılığın, nefret söyleminin, ötekileştirmenin kısacası faşizmin Marine Le Pen’in kişiliğinde bir kadın ile özdeşleşmesi olayı da gösteriyor ki. Bütün dünyada durum aynı.

***

Aslında şaşacak bir şey de yok.
Siyasetin, ırkçı, seksist, baskıcı, acımasız, sömürücü, nefret söylemine dayalı bir çizgide olması, onu oluşturanlar ile uygulayanların erkek olmalarından değil, ama erkek egemen ideolojinin sultasından kaynaklanıyor.
Erkek egemen dünyada, insanlar, o düzenin değer yargılarına ve ölçütlerine ayak uydurabildikleri sürece ayakta kalabiliyor ve yükselebiliyorlar.
Böyle bir dünyada yükselen kadınlar da, erkek egemen düzenin ölçütlerini yansıtıyorlar.
Onlar yükselmedeki başarılarının yanı sıra, bir de “erkek gibi kadın” diye yüceltiliyorlar.
Bana göre ihtiyaç duyduğumuz erkek gibi kadınlar değil, kadın gibi kadınlar.
Erkek gibi kadınların, kadınlara olduğu kadar, erkeklere de hiçbir yararları yoktur.
Her iki cinsi de ancak erkek egemen ideolojinin son bulmasının ardından toplumda yer bulabilecek kadın gibi kadınlar kurtaracaklardır.

---------------------------------

Eski Dışişleri Bakanı emekli Büyükelçi Vahit Halefoğlu’nu yitirdik. V. Halefoğlu diplomatlığı döneminde de, bakanlığı sırasında da büyük saygı uyandırmış seçkin bir insandı. Ailesine, yakınlarına ve bütün Dışişleri camiasına başsağlığı dilerim.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları