Ali Sirmen
Ali Sirmen asirmen@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Dön Baba Dönelim Hacılara Gidelim

22 Mart 2015 Pazar

Sevgili,
Geçen hafta sonunda, Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu’nda büyük tartışmalara neden olan iktidar tarafından hazırlanmış, 33 maddelik torba yasa teklifi bunca yıllık demokrasi deneyimimizde, nasıl hep olduğumuz yerde saydığımızın göstergesi.
Torba yasa teklifinin 31. maddesinin e fıkrası aynen şöyle diyor:
6112 sayılı kanunun 8. maddesinin birinci fıkrasının (k) bendi yürürlükten kaldırılmıştır.
Sözü edilen, Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkındaki Kanun’un ilgili maddesinin ilgili fıkrasının (k) bendi seçim döneminde radyo ve televizyon kuruluşlarının yaptıkları siyasi partiler ve demokratik gruplar ile ilgili yayınların tek yönlü ve taraf tutar nitelikte olamayacağını amirdir.
Yani kaldırılmak istenen tarafsızlık ve nesnellik kuralıdır.
Ne garip, Türkiye’ye demokrasi gelirken de aynı konuları tartışıyorduk, tabii o zaman devlet tekelinde olan tek radyo ile sınırlı olmak üzere.
Nitekim daha 24 Temmuz 1947’de Celal Bayar yayımladığı bildiride, “Demokratik prensiplere sadık olduğunu iddia eden bir hükümetin ilk yapacağı şeylerden biri, muhalefetin her türlü neşir ve propaganda vasıtalarından istifadesine imkân bırakmaktır” diyordu.

***

İşin ilginci 24 Mayıs 1949 tarih ve 5392 sayılı Basın Yayın ve Turizm Genel Müdürlüğü Kanunu’na göre, o yıl muhalefete verilen radyodan propaganda konuşması yapma hakkı, 30 Haziran 1954’te DP tarafından kaldırılıyordu. Adnan Menderes iktidara serbest olan radyo propagandası hakkının muhalefete yasaklanmış olmasını da Meclis kürsüsünden şöyle açıklayacaktı:
Şimdi bu radyodan kaldırdığımız konuşma hakkı nasıl bir haktır? Dört senede bir çıkacak iki laf söyleyecek, bilhassa burada olduğu gibi tahrifat yaparak konuşacak, kaleminden kan damlayan arkadaşlarımız bu şekilde 10 dakika konuşacak, Demokrat Parti’nin dört senelik idaresinin bütün köşelere kadar nüfuz eden çalışmalarını ortadan silecek ve devlet çapında uzak şubelere kadar yayılmış o işler millet tarafından görülmeyecek, takdir olunmayacak. Sadece radyoda 10 dakika konuşmakla bu işler olup bitecek buna imkân yoktur. İşte elden alınan silah böyle bir silahtır....
Menderes’e göre “radyo orta malı değildir.” Kimin vasıtası olduğunu da Antalya’da yaptığı konuşmada şöyle anlatıyordu:
Radyo bir devlet vasıtasıdır. Bunu kullanan da hükümettir. Hükümet beyanatını, mesul adamların demeçlerini vermek radyonun vazifesidir. Radyo orta mal değildir. Radyoyu onlarla paylaşacak değiliz...

***

O günkü ve şimdiki iktidarlarının özgürlük anlayışları ne kadar benziyor değil mi?
60 yıldan fazla geçmiş, demokrasi anlayışında bir adım ileri gidebilmiş değiliz.
Fatin Rüştü Zorlu’nun 1957 seçimleri ertesinde, sandıkların kapanma saatinden önce, DP’nin ileride olduğu bölgelerdeki sonuçlar açıklanarak, seçim yasasına aykırı davranıldığını ileri süren muhalefete verdiği yanıt aynen şöyleydi:
-Bu iddiayı öne sürenler haklı olsaydı, Türk halkı onları seçerdi. Bizi seçtiğine göre icraatımız doğrudur.
O zamandan bu yana imkânlar gelişti, radyo - TV ağları ülkenin dört bir yanını kapsar oldu. Dileyen dilediği gibi, radyo ve TV kanalı açma imkânına kavuştu. Ama demokrasiye yaklaşım değişmedi, yansız ve nesnel yayıncılığın güvenceleri getirilemedi. O günlerde iktidar, tek yaygın iletişim aracı radyonun tekelini resmen elinde tutuyordu, bugün de iktidar, radyo ve TV’lerin tekeline fiilen sahip.
Olduğumuz yerde dönüp duruyor, aynı teraneyi terennüm ediyoruz:
Dön baba dönelim.
Hacılara gidelim.”



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları