Ali Sirmen
Ali Sirmen asirmen@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Doğan Koloğlu

15 Kasım 2013 Cuma

Onu ilk kez futbol sahasında gördüğümde ilkokul öğrencisiydim. Demek ki altmış yıldan fazla oluyor.
O zamanlar nereden bilecektim ki yıllar sonra, Doğan Koloğlu Akşam gazetesinde ilk genel yayın müdürüm olacaktı.
Tuhaf bir gazeteydi o yıllarda Akşam; Çetin Altan, İlhami Soysal gibi yazarları dolayısıyla solda, patronu Malik Yolaç dolayısıyla sağdaydı.
Doğan Koloğlu, Doğan Özgüden gibi efsanevi bir yayın müdüründen sonra, o makama gelmişti. Akşamın temelindeki garip çelişkide dengeyi tutturmaya çalışır, patronun eleştirilerine, öfkesine göğüs gererdi. Siyasi yazılar yazmazdı ama birçok yazı onun sayesinde yayımlanmıştı.
Solcu yazarları koruma, dengeyi tutturma çabası bir yere kadar devam gitti ama sonunda Doğan Ağabey’i yerinden etti.
Akşam’dan ayrılmak zorunda kalmasının üstünden birkaç yıl geçecek, sorumlu yazı işleri müdürü olarak, Çetin Altan’ın bir yazısından dolayı bir yıl Sağmalcılar Hapishanesi C-16 Kaçakçılar Koğuşu’nda kalacaktı.
Aynı koğuşta ben ondan birkaç yıl sonra, başka bir darbe döneminde kalacaktım.
Demek ki beraber ağır cezada yargılandığım Doğan Ağabey ile hem dava arkadaşlığı hem de ayrı zamanlarda koğuş yoldaşlığımız olmuştu.

***

Efsaneleşmiş ünlü “Arap Kaymakam” Sadullah Koloğlu’nun oğluydu.
Nâzım’ın, “Savaştan önce Kartal’da bahçıvandı, savaştan sonra Kartal’da bahçıvan” dediği Kartallı Kâzım türünden bir adamdı, Sadullah Koloğlu ve iki oğlu Doğan ile Orhan’a (Doğan ile Orhan, 1946 yılında mezun oldukları Galatasaray’da yaş farklarına rağmen aynı sınıfta okurlar ve “biraderler” olarak anılırlardı.) temiz bir addan ve efsanevi bir ünden başka bir şey bırakmamıştı.
Doğan Koloğlu da kardeşi Orhan gibi bu adı şerefle taşımış, aldığı gibi götürmüştür.
12 Mart döneminde, hapse mahkûm olmasının nedeni yalnız Çetin Altan’ın yazısı değildi, aynı zamanda imzasız bir başyazı yüzünden de yatmaktaydı. İmzasız başyazıyı ise daha sonra Doğan Ağabey’i gazeteden uzaklaştıran Malik Yolaç yazmıştı. Ama Doğan Koloğlu bunu ifşa etmedi, “Yazan benim” diyerek Yolaç’ı hapisten kurtardı.
1969 yılı sonlarında bir yazımdan dolayı ağır cezada birlikte yargılanırken yiğit tavrına tanık olmuştum.
O gazeteciliğe futboldan geliyordu, Ama hiçbir zaman “ne sağcıyım ne solcu futbolcuyum futbolcu!” demedi. Hem futbolcu hem de solcuydu Doğan Koloğlu.

***

Unutulmaz futbolcular arasında yer almadı. Ama unutulmaz yorumculardan biriydi.
Bir zamanlar bir Galatasaray - Fenerbahçe maçının öncesinde şöyle bir tahminde bulunmuştu:
- Bu maç 1- 0 Fener’in galibiyetiyle biter, golü de eşape bir topla Abdullah atar.
Aynen öyle olmuştu. Doğan Koloğlu sanki tahmin yazmamış, maçın falına bakmıştı.
Şaşkınlığımı dile getirdiğimde ise “şaşacak bir şey yok, oyunu okuyunca görüyorsun” demişti. Daha sonra da Milliyet gazetesinde birlikte çalıştık. Daha Akşam yıllarından başlayarak, ne zaman fırsat bulsam maçlarda yanına oturmaya gayret ederdim. Onunla yan yana otururken futbolu seyretmeyi ve yorumlamayı öğrendim.
Milliyet’ten sonra, bir kez daha çalışma mekânlarımız ayrıldı ama yollarımız değil.
Son yıllarda ben maçları televizyondan izler oldum. O da yazmıyordu artık. Hastalandığını öğrendim ama ziyaret istemiyordu.
Doğan Koloğlu hem futbolcu, idareci, teknik adam ve bilhassa da yorumcu olarak hizmet vermiş bir futbol adamı, Spor Yazarları Derneği’nin kurucularından seçkin bir spor insanı ve sağlam bir basın emekçisi olarak yaşadı. Kardeşi ünlü tarihçi Orhan Koloğlu gibi o da “Arap Kaymakam” Sadullah Koloğlu’ndan aldığı ismi lekelemeden sürdürdü. Bir fani daha başka ne yapabilir ki?..  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları