Ali Sirmen
Ali Sirmen asirmen@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Dikta Nasıl Aşılır?

16 Eylül 2011 Cuma
\n

PARİS - Geçen hafta boyunca, tüm dünya 11 Eylül 2001 olaylarını konuştu, hâlâ da konuşuyor.

\n

Bu arada 11 Eylül 1973 günü Şilide meydana gelen insanlık ayıbından söz edilmedi.

\n

Oysa, dünyanın 11 önemli sinemacısının katkısıyla yapılmış olan 11 Eylül 2001 ile ilgili ortak yapımda, ünlü İngiliz (ya da İrlanda mı demeliyim?) rejisör Ken Loach, Amerikalıların acısını anladığını belirten bir Şilili aydının ağzından 11 Eylül 1973te, ABDnin düzenlediği bir darbe ile Şilide yaşanan acıları anlatıyordu.

\n

O filmi de önce Pariste, sonra İstanbulda izlemiştim ve Ken Loachın çektiği bölüm beni o kadar etkilemişti ki, İkiz Kulelerin yıkılışının her yıl dönümünde 11 Eylül 1973ü anımsar oldum. Doğrusu da buydu, çünkü 11 Eylül 1973 olayları, 11 Eylül 2001in ardındaki kinin nedenini de bir ölçüde açıklıyordu.

\n

Burada bir noktayı vurgulamak gerek. Terörü hangi nedenle olursa olsun onaylamak, ardındaki kini haklı görmek mümkün değil, ama haklı görmek başka, anlamak başka.

\n

Bu kez Le Monde gazetesinde yayımlanan bir yazı dolayısıyla Şili 11 Eylül’ünü bir kez daha anımsadım.

\n

Yazının büyük bir bölümü, Şili üniversitesi coğrafya bölümünde okuyan öğrenci lideri, 23 yaşındaki, dünya güzeli Camilla Valleja Downige ayrılmış.

\n

Yazının küçük bir bölümü ise Santiago Katolik Üniversitesinde mühendislik okuyan, orta halli bir aileden gelen, komünist Camillanın tersine, burjuva kökenli siyasi angajmanı olmayan, ama yine de parasız eğitim savaşımının iki liderinden biri olan 24 yaşındaki Giorgio Jackson ile ilgili.

\n

***

\n

Biri kız, biri erkek bu iki genç öğrenci lideri, Şilide yüz binleri sokaklara döken parasız eğitimgösterilerinin önderleri.

\n

Şilide bütün kurumların köküne kibrit suyu ekmiş olan Pinochet, eğitimi de özelleştirip paralı hale getirmişti.

\n

Şu anda Şilide, bütçeden milli eğitime ayrılan paysa yüzde 4.4tür. UNESCOnun bütün dünya için önerdiği standart oran olan yüzde 7nin hayli altında olan bu oranla herkes eğitim görememekte, üstelik görülen paralı eğitimin kalitesi düşük olmaktadır.

\n

Bedava ve daha iyi eğitim için sokaklara dökülen on binlerce öğrenci, Pinochet döneminin sona ermesinden bu yana yapılan en büyük gösterilerle sağcı Sebastian Pinera hükümetini sarsmaktadırlar.

\n

Bu arada hemen belirtelim ki Pinochetnin kadrosundan olan Milli Eğitim Bakanı Joacquim Lavin de görevinden istifa etmek zorunda kalmış bulunmaktadır.

\n

Şilide Pinochet askeri diktasından bunca yıl sonra, sağcı bir iktidar işbaşındadır.

\n

Ama kimsenin hakkını yemeyelim! Şilide askeri dikta aşılmış, tarihe karışmıştır.

\n

Şilide parasız eğitim için yüz binleri sokaklara döken, milli eğitim bakanının istifasını sağlayan, taleplerini Moneda Sarayında geçen hafta başkana ileten iki öğrenci liderinin öyküsünü okurken, aklıma genç Türk kardeşlerim Berna Yılmaz ile Ferhat Tüzer geldi.

\n

***

\n

Sakın kim bunlar diye sormayın! Başbakanın Roman yurttaşlar ile görüşmesi sırasında bedava eğitim için pankart açmış olan, Ankara Üniversitesi Antropoloji Bölümü 4. sınıf öğrencisi genç kızımız Berna Yılmaz ile Trakya Üniversitesi Makine Bölümü 2. sınıf öğrencisi Ferhat Tüzer, parasız eğitim istedikleri için 18 aydır tutuklu bulunuyorlar ve özel yetkili ağır ceza mahkemesinde yargılanıyorlar. Bu arada Ferhat Tüzer cezalı olduğu için bu bayram annesiyle görüştürülmedi.

\n

İşte size, iki değişik ülkeden, biri kız biri erkek ikişerden dört öğrencinin öyküleri.

\n

Şilidekiler, Moneda Başkanlık Sarayında isteklerini yetkililere iletmekteler. Türkiyedekilerse bir buçuk yıldır, hapishanede tutuklu olarak yatmaktalar. Tutuklulardan Ferhat da, cezalı olduğundan, anasıyla görüşememektedir.

\n

Şili, Pinochetnin askeri rejimini de, askeri vesayeti de aşmış.

\n

Türkiyede işbaşında bulunan iktidar da aynı iddiada.

\n

İsmet Paşa sağ olsaydı, bu durum karşısında şu ünlü sözünü söylerdi:

\n

- Hadi canım sen de!..

\n

Daha acı olanı ise bu ve benzeri olayların basında hiç yer almaması ya da küçük gösterilmesi. Nitekim, Ferhatın görüşme yasağı gibi dostum ve meslektaşım, Doğan Yurdakulun eşiyle görüşme yasağına da değinen olmadı.

\n

Doğan eşiyle görüşemedi... Vesayet bitti, demokrasi geldi. Yersen!

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları