Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Dikta Nasıl Aşılır?
PARİS - Geçen hafta boyunca, tüm dünya 11 Eylül 2001 olaylarını konuştu, hâlâ da konuşuyor.
\nBu arada 11 Eylül 1973 günü Şili’de meydana gelen insanlık ayıbından söz edilmedi.
\nOysa, dünyanın 11 önemli sinemacısının katkısıyla yapılmış olan 11 Eylül 2001 ile ilgili ortak yapımda, ünlü İngiliz (ya da İrlanda mı demeliyim?) rejisör Ken Loach, Amerikalıların acısını anladığını belirten bir Şilili aydının ağzından 11 Eylül 1973’te, ABD’nin düzenlediği bir darbe ile Şili’de yaşanan acıları anlatıyordu.
\nO filmi de önce Paris’te, sonra İstanbul’da izlemiştim ve Ken Loach’ın çektiği bölüm beni o kadar etkilemişti ki, ‘İkiz Kuleler’in yıkılışının her yıl dönümünde 11 Eylül 1973’ü anımsar oldum. Doğrusu da buydu, çünkü 11 Eylül 1973 olayları, 11 Eylül 2001’in ardındaki kinin nedenini de bir ölçüde açıklıyordu.
\nBurada bir noktayı vurgulamak gerek. Terörü hangi nedenle olursa olsun onaylamak, ardındaki kini haklı görmek mümkün değil, ama haklı görmek başka, anlamak başka.
\nBu kez Le Monde gazetesinde yayımlanan bir yazı dolayısıyla Şili 11 Eylül’ünü bir kez daha anımsadım.
\nYazının büyük bir bölümü, Şili üniversitesi coğrafya bölümünde okuyan öğrenci lideri, 23 yaşındaki, dünya güzeli Camilla Valleja Downig’e ayrılmış.
\nYazının küçük bir bölümü ise Santiago Katolik Üniversitesi’nde mühendislik okuyan, orta halli bir aileden gelen, komünist Camilla’nın tersine, burjuva kökenli siyasi angajmanı olmayan, ama yine de parasız eğitim savaşımının iki liderinden biri olan 24 yaşındaki Giorgio Jackson ile ilgili.
\n***
\nBiri kız, biri erkek bu iki genç öğrenci lideri, Şili’de yüz binleri sokaklara döken “parasız eğitim” gösterilerinin önderleri.
\nŞili’de bütün kurumların köküne kibrit suyu ekmiş olan Pinochet, eğitimi de özelleştirip paralı hale getirmişti.
\nŞu anda Şili’de, bütçeden milli eğitime ayrılan paysa yüzde 4.4’tür. UNESCO’nun bütün dünya için önerdiği standart oran olan yüzde 7’nin hayli altında olan bu oranla herkes eğitim görememekte, üstelik görülen paralı eğitimin kalitesi düşük olmaktadır.
\nBedava ve daha iyi eğitim için sokaklara dökülen on binlerce öğrenci, Pinochet döneminin sona ermesinden bu yana yapılan en büyük gösterilerle sağcı Sebastian Pinera hükümetini sarsmaktadırlar.
\nBu arada hemen belirtelim ki Pinochet’nin kadrosundan olan Milli Eğitim Bakanı Joacquim Lavin de görevinden istifa etmek zorunda kalmış bulunmaktadır.
\nŞili’de Pinochet askeri diktasından bunca yıl sonra, sağcı bir iktidar işbaşındadır.
\nAma kimsenin hakkını yemeyelim! Şili’de askeri dikta aşılmış, tarihe karışmıştır.
\nŞili’de parasız eğitim için yüz binleri sokaklara döken, milli eğitim bakanının istifasını sağlayan, taleplerini Moneda Sarayı’nda geçen hafta başkana ileten iki öğrenci liderinin öyküsünü okurken, aklıma genç Türk kardeşlerim Berna Yılmaz ile Ferhat Tüzer geldi.
\n***
\nSakın kim bunlar diye sormayın! Başbakan’ın Roman yurttaşlar ile görüşmesi sırasında bedava eğitim için pankart açmış olan, Ankara Üniversitesi Antropoloji Bölümü 4. sınıf öğrencisi genç kızımız Berna Yılmaz ile Trakya Üniversitesi Makine Bölümü 2. sınıf öğrencisi Ferhat Tüzer, parasız eğitim istedikleri için 18 aydır tutuklu bulunuyorlar ve özel yetkili ağır ceza mahkemesinde yargılanıyorlar. Bu arada Ferhat Tüzer cezalı olduğu için bu bayram annesiyle görüştürülmedi.
\nİşte size, iki değişik ülkeden, biri kız biri erkek ikişerden dört öğrencinin öyküleri.
\nŞili’dekiler, Moneda Başkanlık Sarayı’nda isteklerini yetkililere iletmekteler. Türkiye’dekilerse bir buçuk yıldır, hapishanede tutuklu olarak yatmaktalar. Tutuklulardan Ferhat da, cezalı olduğundan, anasıyla görüşememektedir.
\nŞili, Pinochet’nin askeri rejimini de, askeri vesayeti de aşmış.
\nTürkiye’de işbaşında bulunan iktidar da aynı iddiada.
\nİsmet Paşa sağ olsaydı, bu durum karşısında şu ünlü sözünü söylerdi:
\n- Hadi canım sen de!..
\nDaha acı olanı ise bu ve benzeri olayların basında hiç yer almaması ya da küçük gösterilmesi. Nitekim, Ferhat’ın görüşme yasağı gibi dostum ve meslektaşım, Doğan Yurdakul’un eşiyle görüşme yasağına da değinen olmadı.
\nDoğan eşiyle görüşemedi... Vesayet bitti, demokrasi geldi. Yersen!
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- Kaynanasını hiçbir zaman sevemeyen 4 kadın burcu
- İtirafçı Nevzat Bahtiyar'dan sürpriz hamle geldi
- Avrasya tüneli trafiğe kapatıldı!
- Nasuh Mahruki'nin tutuklanma gerekçesi belli oldu!
- Albaya verilen ceza belli oldu!
- Beşiktaş'tan Talisca açıklaması: 'Karar verilmiştir'
- Elektronik kelepçeyi kırıp cinayet işledi
- Teğmenlerin avukatlarından açıklama geldi!
- Havalimanında kaçakçılık operasyonu
- MSB açıklamasında 'Erdoğan' ayrıntısı