Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Dershane çıkmazı
Son zamanlarda, iktidar katından sadır olan ana tartışma konularından biri de, IŞİD’in mi, yoksa PYD’nin mi Türkiye için daha tehlikeli olduğu. Türkiye’ye geniş perspektiften bakınca görülür ki, ne biri ne de ötekisi, asıl tehlikeli olan MEB’dir. Ama o aşamayı da geride bırakmışız. Artık MEB diye türdeş bir örgüt yok.
Bakın, Saygı Öztürk bu konuda 13 Temmuz tarihli Sözcü’deki köşesinde ne diyor:
“...Eğitimle ilgili hemen her değişiklik, bakanlık bürokratlarının bilgisi dışında gelişiyor. TÜRGEV’in yanı sıra Ensar Vakfı, İmam Hatip Mezunları Derneği, İlim Yayma Cemiyeti, hükümete yakınlığıyla bilinen Eğitim Bir Sen tarafından yapılan hazırlıklar, AKP milletvekilleri tarafından yasa önerisi olarak Meclis’e veriliyor. Kamuoyunda ‘Dershane Yasası’ olarak bilinse de, o yasanın içinde MEB’de sistemi altüst eden düzenlemeler bulunuyordu...”
İşte MEB’de durum ve AYM’nin gerekçesini henüz açıklamadan iptal ettiği yasa.
Dershane Yasası diye adlandırılan düzenleme Mart 2014’te yapılmıştı. AYM kararı ise 15 ay gecikmeyle geldi. Herkes bunda Haşim Kılıç’ın konuyu kurum gündemine almayı savsaklamasının rolü olduğunu biliyor.
***
Şimdi ortalık karman çorman. 3 bin 700 dershane içinden, 1 Eylül tarihini beklemeden temel liseye dönüşmüş olan 900’ü de, çocuklarını oralara yönlendiren ana-babalar da şaşkın; büyük ölçüde kayıpla bitecek yarışın atları öğrenciler ise perişan.
Bütün bunlar MEB’in de, içindeki paralel yapının da umurunda değil. Onlar, bütün eğitimi imam hatipleştirerek, tersinden bir “Tevhid-i Tedrisat” peşindeler.
AKP’nin hedefi hep buydu. Ve ona doğru şaşmadan yürüyor. Varmasına da az kaldı.
Ama haksızlık etmeyelim, dershane çıkmazı AKP’nin eseri değil.
Yıllık cirosu 4 milyara ulaşan dershaneler, liselerin işlevlerini kaybetmesiyle ortaya çıkmıştı. Tabii olarak da ortaöğretimin düzeyinin istenen yere varmasıyla da ortadan kalkacaklardı.
***
Tek başına bu da yeterli değil, ortaöğretimi yalnızca düzeyleri her yıl biraz daha düşen ve herhangi bir kalite kaygısı olmaksızın, her köşe başında mantar gibi biten, bu yüzden de çoğunun diploması da bir şeye yaramayan üniversitelere girişe hazırlık odakları olmaktan çıkarıp teknik eğitime ağırlık veren kurumlar haline getirmek gerekirken tutulan yol bunun tersi olmaktadır.
Oynana oynana yaz boz tahtasına dönüşmüş, çağdaş bir düzenin donanımlı insanlarını yetiştirmek yerine “dindar ve kindar” nesiller üretmeye yönelmiş, eğitim sistemi baştan aşağı yenilenmedikçe Türkiye ne sosyal, ne siyasal, ne de ekonomik sorunlarını çözebilir.
Sürekli koalisyondan söz edildiği ve ülke sorunlarının partilerin uzlaşmasıyla çözülmesinin önerildiği şu günlerde, milli eğitim sorununu çözmek için uzlaşmaya hazır partiler var mı?
Bunu çözmek için samimiyetle kolları sıvayacak her koalisyon desteği hak eder.
Ama bu işe talip olanın, olan olsa bile, ona imkân tanımayı kabul edenin olacağını hiç sanmam.
Cehalet üstüne taht kuranlar eğitim sorunlarını çözemezler.
Bütün okurlarımın bayramlarını kutlarım.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
- Karga videosu sosyal medyada viral olmuştu!
- Öğretmenlik meslek kanunu taslağı...
- Atatürk'ün kullandığı parfümden üretti!
- Minikler Cumhuriyet'in ilanını gazete dağıtarak duyurdu
- Şok İddialar! Oktan Keleş: TUSAŞ Saldırısının Arkasında
- Bu kadarı pes! Çöp evden 10 kamyon çöp çıktı
- Prof. Dr. İlber Ortaylı'dan Antalya'ya turizm eleştirisi
- FETÖ elebaşısı Fethullah Gülen öldü
En Çok Okunan Haberler
- Hayatını kaybetti!
- Mansur Yavaş'tan TBMM'ye flaş çağrı!
- AKP’li vekilin PKK yöneticisiyle fotoğrafı gündem oldu!
- TÜİK ekim ayı enflasyon verilerini açıkladı
- 'Atatürk ile Cumhuriyet ile bayrak ile...'
- Serdar Ortaç son malını da satışa çıkardı!
- 'Erken seçim' çağrısı: CHP tarih verdi
- İşte Belediye Başkanı'nı öldüren saldırganın ifadesi!
- İşte sıfır faizli kredi veren bankalar…
- AKP'den kayyum için ilk açıklama