CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Tayyip Erdoğan’ı türban konusunu sömürmeye son vermeye zorlamak için TBMM’ye başörtüsü yasa teklifi yapmasındaki aklı doğrusu pek anlayamadım.

Eğer amaç Tayyip Bey’i ironi yaparak gülünç duruma düşürmekse buradaki ironiyi pek hoş bulmadım. Yok, eğer Sayın Kılıçdaroğlu ciddi ciddi başörtüsü veya türban konusunda geçmişte hata ettiklerini düşünerek şimdi bu yanlıştan dönüldüğünü ilan etmeyi düşünüyorsa tarikatlar ve cemaatlerin değirmenine su taşırken yine yanlış yapıyor.

Türban yasağı konusunda geçmişte laiklikten yana güçler de CHP de yanlış yapmışlardır. Geçmişte türban yasağı uygulamasının bir toplumsal yarar sağlamadığı gerçeği görülmüş olduğundan bu noktanın üstünde daha fazla durulmaması daha doğru olacaktı. Zaten artık türban yasağı konusu sorun olmaktan çıkmıştır. Dolayısıyla kafaları karıştırmaktan başka bir yararı olmayacak bu girişime gerek yoktu.

Laikliğe karşı amansız bir savaş yürütmekte olan AKP yine her fırsatta ne yapıp edip türban konusuyla gündemi işgal etmeyi deneyecektir.

***

Zaten kafası yeterince karışık olan toplum son zamanlarda gerçeklik ile her türlü ilişkisini kaybetmiş bulunmaktadır.

Doğrusu CHP de toplumun her türlü gerçek duygusuyla ilişkisini kaybetmesine büyük katkıda bulunuyor.

Toplumun, yüzde 183 enflasyonla çalkalanan, dışarıdan aldığı doğalgaz parasını ödememeye çalışan bir iktidarın yarattığı kaos ortamında sağlıklı bir seçim yapabilmesine olanak yoktur.

Yalnız iktidar ile muhalefetin seçim sırasında şartların eşitliği ilkesine uyulmadığı için değil ama aynı zamanda her türlü toplumsal güvenlikten de yoksun olunması dolayısıyla da sağlıklı seçim yapılması mümkün olmadığından, bütün gerekleri dışında irreel ortamda normal olağan herhangi bir faaliyete elverişli ortam oluşamayacağından seçim meçim yapılamaz. İktidarın dürüst bir seçim yapmayı isteyip istemediğini bilmiyorum ama içinde bulunduğumuz koşullar altında isteseler de doğru dürüst bir seçimi yine de yapamayacaklardır.

Ekim ayı ile birlikte parlamentoda görüşülmeye başlanan dezenformasyon yasası ile de basın özgürlüğünün katresi bile kalmayacaktır. AKP karşısında seçimi kesinlikle alacak görünen ana muhalefet partisinin genel başkanı ve kimi önde gelen milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması üzerinde Türkiye’de serbest seçim yapılması daha hepten imkânsız olmuştur.

Bugünkü koşullarda ne serbest seçim yapılmasına imkân vardır Türkiye’de ne de herhangi bir konuda bir şey yapmamaya.

İktidar, artık baskı ve zulüm kararı verebilse bile bu baskı ve zulmü uygulamayı da beceremeyecektir.

***

Artık adil olmayan, hukuk ile uzaktan yakından ilgisi bulunmayan yargı kararları verilebilir, insanlar içeri tıkılabilir ama bunlar da çarkları döndürmeye imkân bulamayacaktır.

Artık iktidarın debelenmekten vazgeçip bir an önce mümkün olduğunca doğru dürüst seçimler yapmaktan başka hiçbir seçeneği kalmamıştır.

Bütün olasılıklar arasında muhalefetin, halkın çeşitli kesimlerinin de zarar göreceklerini tahmin etmek güç olmasa gerekir. Ama şurası kesin ki zararın en büyüğüyle karşılaşacak olanlar da iktidar çevreleri olacaktır.

Artık koşulları doğru dürüst analiz etme olanakları da gittikçe daralıyor.

Soğukkanlı uyarılar olmasına çalıştığımız bu uyarılar aslında birer feryattırlar.

Beyler, dikkat çıkıştan önce son sapağı geçmek üzeresiniz.