Bahar Yanılgısı - 1

02 Aralık 2011 Cuma
\n

Çok dilde bahar yanılgısına karşı uyarıcı deyişler vardır. Bizim Tek çiçekle baharolmaz deyişi de üstünkörü bahar yanılgısına karşı bir uyarı.

\n

Şaşkınların acele iyimserlikle, sahte baharlarda üşütecekleri mevsime daha çok var.

\n

Ama bir süredir, bir bahar aldanması, daha doğrusu aldatmacası ile karşı karşıyayız.

\n

Emperyalizmin bu büyük aldatmacasıArap Baharıdır.

\n

Çeşitli Arap ülkelerinde, yerleşik dikta rejimlerinin yıkılmasıyla birlikte, yerlerine demokrasilerin geleceği beklentisi doğuruyor, Arap Baharı deyişi.

\n

Oysa, nasıl tek bir çiçekle bahar olmuyorsa, salt diktaların yıkılmasıyla kendiliğinden demokrasi de gelmiyor.

\n

Nitekim Arap ülkelerinde de öyle oldu. Diktalar, biri hariç, Batının da desteğiyle birbiri ardından yıkılmaya başladılar.

\n

Ama, yıkıldılar da ne oldu?

\n

Yerlerine, oturmuş demokrasiler geldi veya böyle bir sürecin sinyalleri alındı mı?

\n

Tunustan Libyaya, oradan Mısıra kadar söz konusu ülkelere baktığımız zaman hiç de böyle bir görüntüyle karşılaşmıyoruz.

\n

***

\n

Şu anda uzun ve karmaşık bir seçim sürecine girmiş olan Mısırda rejimin geleceği bizim masalların tekerlemesini andırıyor.

\n

Masalların sonunda kötü adama sunulan seçenek Kırk katır mı, kırk satır mı?”dır.

\n

Demokrasi yoksulu Mısırın önünde de, ordu sultası ile Müslüman Kardeşler hegemonyası dışında herhangi bir alternatif görünmüyor.

\n

Doğrusu Mısırın deneyimleri ve sosyal birikimi, ordu sultasına karşı koymasının daha kolay olduğunu gösteriyor. Orduyu tehdit eden unsurlar içinde, demokratlar, liberaller ile Müslüman Kardeşler bir arada bulunuyorlar.

\n

Terazinin öbür kefesinde bulunan ordu ise yıllar yılı bir yandan kaba güce dayanırken, bir yandan da Müslüman Kardeşler tehdidine karşı kimi liberal çevrelerin desteğini sağlamıştı.

\n

Artık ordu yalnızlığa itilmiş, Tahrir Meydanını yeniden dolduran kalabalıklar, ordunun denetimi sürdürme girişimlerine karşı seslerini yükseltmişlerdir.

\n

Ama salt ordunun tasfiyesi, İhvanın ipoteğinden kurtulup demokrasi yolunu açacak gibi de görünmüyor.

\n

İslamcıların geçmişte izledikleri çizgi ve savundukları görüşler de onların demokratik bir alternatif oluşturma umutlarını çoktan suya düşürmüş bulunuyor.

\n

***

\n

Maşrıktan( Doğu) Magribe (Batı) bütün Arap dünyasında durum aynıdır.

\n

Arap ülkeleri için tek demokratik umut, oralarda egemen olacak olan İslami yönetimlerin ne kadar ılımlı olacakları noktasına odaklanmış bulunuyor.

\n

Ilımlı İslam deyiminin, aslında küresel kapitalizm ile Uyumlu İslamanlamına geldiğini bilip de, onu bu şekilde okuyanlar, ılımlılığın yakıştırma niteliğinden hareketle, bu konuda fazla umut beslemiyorlar.

\n

Bu arada kendi ülkesinde AKP örneğinde, ılımlı İslam gerçeğini yaşayarak görmüş olan CHP İstanbul Milletvekili Umut Oran 28.11.2011 tarihli Cumhuriyetteki, Ilımlı İslam Arap Baharını Arap Cehennemine Çevirmesinbaşlıklı yazısında, Sosyalist Enternasyonalin katılmış olduğu 28- 29 Ekim 2011 Girit Toplantısından da aldığı esinle, yükselen İslamcı hareketlerin totaliter rejim özlemini ortaya koyduğunu haklı olarak vurgularken, bölgede ayağa kalkan milyonların ilham kaynağının Atatürk olduğunu ileri sürüyor.

\n

Keşke öyle olsaydı.

\n

Ama sanıyorum ki, Umut Oran yanılıyor.

\n

Çünkü aslında ortada bir Arap Baharı yok. Söz konusu olan emperyalizmin de körüklediği bir bahar yanılgısıdır.

\n

Konuyu birlikte irdelemeyi yarın da sürdürelim.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları