Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
‘Asparagas!’
- Bizim böyle bir yetkimiz yok. Böyle bir düşüncemiz de yok.
Bu açıklama, Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç tarafından 4 Kasım günü gazeteciler önünde yapılıyor. Açıklamanın nedeni, Başbakan’ın “Genç kız ve erkek öğrenciler aynı evde kalıyor. Bunun denetimi yok” sözleri üzerine, iktidarın bu alana da müdahale mi edeceği sorusudur.
Bülent Arınç böyle bir niyetleri ve yetkileri olmadığını belirtip ekliyor:
- Bu iddia asparagas.
Hemen hâlâ bilmeyen varsa diye açıklayayım “asparagas” bizim meslek argosunda haber bağlamında kullanılan bir sözcük ve “uydurma” anlamına geliyor.
Başbakan Tayyip Erdoğan kendi hükümetinin sözcüsü olarak atadığı Bülent Arınç’ın haberi asparagas olduğu açıklaması gazetelerde yayımlandığı gün, yakın mesai arkadaşını ters köşeye yatıran bir açıklama yapıyordu:
- Kız-erkek öğrenciler aynı evde kalıyorlar, olmaz. Gerekirse düzenleme yapacağız.
Bu durumda işler karışıyor ve şu soru takılıyor akla:
- Bir asparagas var, ama hangisi ya da kim?
- Gazetelerin hemen ertesi gün Başbakan tarafından doğrulanan haberleri asparagas olmadığına göre, Bülent Arınç mı asparagas?
- Asparagas olan ne?
***
- Eşsiz İstanbul siluetini bile muhafaza edemeyenlerin muhafazakârlığı mı asparagas?
- Eşine az rastlanır bir totalitarizmin ileri demokrasi olarak sunulması mı asparagas?
- Despotun herkesin kılığına karıştığı bir diyarda kamuya türban sokmayı özgürlük diye sunmak mı asparagas?
Bu soruların doğru cevabı “hepsi” şıkkıdır.
Özetlemek gerekirse, İran’ı aratmayan bir totalitarizmin demokrasi diye sunulması asparagası ile karşı karşıyayız.
Bu yutturmacayı sindirmemiz için yıllar yılı, despotu demokrat diye takdim eden ama karşı karşıya kaldıkları son durumda, yapacak bir şey kalmadığından, artık eleştiriyor görünenler de birer asparagastırlar.
Onlar dünkü destek ve övgü yazılarında da asparagastılar, bugünkü sözde eleştirilerinde de...
Son yıllarda çok kişi şu soruyu büyük bir endişe içinde kendi kendine sordu:
- Nereye gidiyoruz?
Yaşamımızı tehdit eden öğelerin risk safhasında olduğu aşamada geçerli olan bu soru artık anlamını yitirmiştir.
Riskin artık vakıa olduğu içinde bulunduğumuz aşamada sorulması gereken soru şu:
- Nereye geldik? Sorunun yanıtı da açık:
- Bağımsız, laik demokratik hukuk devleti TC Ankarası’ndan, Humeyni İranı’nın Tahran modeline geldik.
***
Sakın, Ankara-İstanbul, 2013 modelinin arasında görünürde var gibi duran ayrılıklar kimseyi şaşırtmasın!
Birinin kendini Sünni, öbürünün Şii dünyasının liderleri olarak görmeleri, modellerin özündeki şeriatçı inadının, demokrasi yokluğunun aynıyetini ortadan kaldırmıyor.
İkisi de aynı derecede baskıcı...
İkisi de aynı derecede demokrasiden uzak...
İkisi de özgürlük düşmanı...
İkisi de kadın düşmanı...
İkisi de özünde lüpçü...
İkisi de toplumsal yaşamın beşikten mezara, her anına hükmedecek kadar totaliter...
İkisi de yaşamın her yönüne müdahale edecek kadar nefes aldırmaz rejimlerdir...
Bunların ikisinin de bir ortak noktaları da ezdikleri toplumu asparagaslarla uyutmalarıdır...
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- 'Tarihe not düşmek için geldim'
- Çok konuşulacak 'adaylık' açıklaması
- Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz'a soruşturma
- Protesto eden yurttaşlara polis müdahalesi!
- Aydın Dağları'nda son yılların en verimli hasadı yapıldı
- Mahruki yine yandı
- AKP’li belediyeden bir ayda 33 konser
- A Milli Takım'ın Uluslar Ligi'ndeki rakibi belli oldu!
- Tıp fakültelerinde kadavra krizi
- Fakülteyi kâğıt üzerinde kurmuşlar!