Ali Sirmen
Ali Sirmen asirmen@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

6 - 7 Eylül’ün 60. yıldönümü

06 Eylül 2015 Pazar

Sevgili,
Bugün, Yeniköy Panayia Rum Ortodoks Kilisesi’nde, 6 - 7 Eylül 1955 olaylarını 60. yıldönümünde anmak üzere düzenlenecek ayine kaç kişinin katılacağını bilmiyorum. Bildiğim, bundan 60 yıl önce, 6 - 7 Eylül 1955’te İstanbul’un o zaman 1 milyon nüfusunun içinde sayıları 100 bini bulan Rum hemşerinin sayısının, bugün 15 milyon içinde 2500’e düştüğüdür.
Mübadelenin üzerinden yıllar geçtikten sonra, Rum kardeşlerimizin yoğun olarak göçmelerine neden olan 6 – 7 Eylül olayları vahşetidir.
6 - 7 Eylül olayları 20. yüzyılın en büyük vandalizm olaylarından biridir.
455 yılında Roma’yı yağmalayan Slav Vandallardan gelen “vandalizm” özetle “bilerek ve isteyerek, kişiye ya da kamuya ait bir mala, araca ya da ürüne zarar verme eylemi” olarak tanımlanabilir.
Türkiye ile Yunanistan’ın arasının gergin olduğu bir dönemde, 6 Eylül 1955 günü Atatürk’ün Selanik’teki evine bomba konduğu provokasyonu üzerine, İstanbul’da sokaktaki yerli ipsiz sapsızlar ile çevreden getirilmiş, bindirilmiş kıtaların Rum, Ermeni, Yahudi vatandaşların ve yanlışlıkla da kimi Müslüman kökenli Türklerin evlerine, işyerlerine mallarına, araçlarına saldırıları vandalizm örneğidir.

***

Olaylar sırasında 15 kişi ölmüş, 300 kişi yaralanmış, 4124 ev, 1004 işyeri, 73 kilise, 1 sinagog, 2 manastır, 26 okul, aralarında fabrika, otel bar gibi yerlerin de bulunduğu 5137 mekân saldırıya uğramış, yüz milyonlarca dolarlık mal tahrip edilmişti.
Ardında Menderes iktidarı bulunan provokasyon üzerine gayrimüslim vatandaşlara yapılan saldırılardaki yağma ve tahrip o boyuta varmıştı ki, 7 Eylül sabahı, Karaköy’den Galatasaray Lisesi’ne giden yol üzerinde çeşitli eşya ve kumaştan yer bulup da, kaldırım taşlarına basmadan yürümek durumunda kalmıştım.
Menderes iktidarının Kıbrıs sorunu için gösteri olarak kullanmak isteğiyle kışkırttığı, fakat denetimden çıkarak, hiç istenmeyen sonuçlar veren gösteriler, yoksul ve yoksun kesimin saldırı ve yağmasıyla vandalizme dönüşünce, hemen İstanbul’da sıkıyönetim ilan edilmiş ve fatura da eski komünistlere kesilmişti.

***

7 Eylül 1955 sabahı olayların patlak verdiği yerin göbeğinde hissettiğim dehşet ve utancı aradan geçen 60 yıla rağmen halen üstümden atabilmiş değilim.
6 - 7 Eylül olayları Cumhuriyet tarihinin önemli kırılma noktalarından biri, bir utanç vesilesidir.
Eğer Yassıada duruşmaları bir hukuk skandalı olmamış olsaydı, belki olaylar sırasında işbaşında bulunan iktidarın vandalizmdeki sorumluluğu yüzünden mahkûmiyeti bir teselli olabilirdi.
Bari olayların 60. yılında olanlardan ders çıkarsak derim.
Çıkarılacak büyük ders ise şudur:
Toplumsal gerginlikleri kışkırtarak, halkı “bizler ve onlar” diye bölüp, birbirine karşı hasım cepheler haline sokmaktan yarar uman politikalar ters teper. Kuşkusuz 6 – 7 Eylül olaylarını kışkırtan Menderes iktidarı, hâsıl olan sonuçları ne istiyor, ne de öngörüyordu.
Ama kışkırtılan kitleler, denetimden çıkınca ne olacağı belli olmuyor.
Bundan gerekli dersi çıkaralım ve unutmayalım ki, 60 yıl sonra patlak verebilecek 6 - 7 Eylül benzeri olayların sonucu tahayyül bile edilemeyecek kadar feci olacaktır.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları