Ali Apaydın

Ders olsun!

26 Aralık 2024 Perşembe

Konya’daki bir imam hatip lisesinde öğrencilerin ellerine silahlar veriliyor ve onlara başka bir ülkenin (Suriye’nin) bayrağı astırılarak savaş canlandırması yaptırtılıyor.

Bergama’da bir Anadolu Lisesinin yöneticileri pansiyonda kalan öğrencilerinin hafta sonu öğle yemeklerini kaldırıyor.

Antakya İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü, ilçeye bağlı okullarda eğitim gören kadın öğrencilerin servislerde ön koltuklara oturtulmasını yasaklıyor.

Mezuniyetini ülkesinin değerlerine sahip çıkarak gösteren Kara Harp Okulundaki en başarılı öğrenciler ihraç talebiyle Yüksek Disiplin Kuruluna sevk ediliyor.

Bazı milli eğitim müdürlükleri “milli ve manevi değerlere” aykırı olduğu safsatasıyla bünyelerindeki okullarda yılbaşı kutlamalarını yasaklıyor.

Ülkemizdeki günlerle ifade edilecek denli yakın zamanlarımıza ilişkin eğitim manzaraları bunlar…

***

Soralım şimdi: Nasıl bir eğitimci öğrencilerine kalem defter yerine silah verip başka bir ülkenin bayrağını astırır? Nasıl bir eğitimci öğrencilerini açlıkla sınar? Nasıl bir eğitimci öğrencileri arasında cinsiyet ayrımı yapar? Nasıl bir askeri eğitim sistemi yetiştirdiği en başarılı genç subaylarını ordudan ihraç etmeye kalkar? Nasıl bir eğitim zihniyeti öğrencilerin, çocukların, gençlerin neşesine, coşkusuna yasak getirir?

Bu soruların her birine aynı acı yanıtı veren bir iktidarla karşı karşıyayız! Bunu defalarca söylememiz gerekiyor; bir karşıdevrim girişimiyle karşı karşıyayız.

Bugün öğrencilere, gençlere, kadınlara karşı cephe almış bir iktidarla yaşıyoruz. Yalnızca ülkemizin bugününe değil, geleceğine de kastetmek isteyen bir iktidar bu. Bir ülkenin geleceği o ülkenin gençleridir. Gençlerimiz hedef alınıyor; gençlerimizin gençliklerine yönelik dört bir yandan saldırılar yapılıyor. Cinsiyetçi, türcü, nefret dolu, kindar bir zihniyetin yaptığı saldırılar bunlar.

Bilgi üretim ve dolaşım yerleri olan eğitim kurumlarımızı birer cehalet aktarım çöplüğüne dönüştürmek istiyorlar. Toplumsal yaşamlarımızın her yerinden bilgi adına, bilim adına, sanat adına ne varsa silip atmak istiyorlar. Kendi dünya tasavvurları olan orta çağ karanlığını ülkenin her bir yanına yaymak, her bir yurttaşı korkutup sindirmek istiyorlar. Ve böyle şeyler yaparak karşıdevrimi başarabileceklerini sanıyorlar, heyhat!

O kadar cahiller ki eğitimin ne demek olduğuna ilişkin neredeyse hiçbir şey bilmiyorlar. Öğretmenleri unutmaya cesaret etmenin ne demek olduğuna ilişkin hiçbir fikirleri yok!

***

Her eğitimci bilir ki bilgi her zaman daha güçlüdür cehaletten! Cehalet ne denli koltuklanmış ne denli yetkilendirilmiş ve ne denli kökleşmiş olursa olsun, tek bir bilgi zerresi onu bir anda yerle bir eder! Eğitimin esasıdır bu; bilginin zerresi bile cehaleti alt üst etmeye yeter!

Yetkilendirilmiş cahillerin ne yapmaya çalıştıklarını elbette çok iyi anladık, onların durmamakta kararlı olup asla durmayacaklarını da çok iyi anladık. Tüm olup bitenleri çok iyi anlıyoruz zaten, ama onlar bir şeyi anlamıyor hâlâ! Bu yüzden ders vermeye devam etmek gerekiyor. Çünkü bazen böyle olur, bir öğretmen sınıfa girer ve dersini işler ve öğrencilerin büyük çoğunluğu işlenen dersi anlar, fakat bazı öğrenciler işlenen dersi anlamakta zorlanır. Ancak hiçbir gerçek öğretmen, o öğrencileri kendi haline bırakmaz, aynı dersi farklı biçimlerde tekrar tekrar en baştan anlatır – ta ki her öğrenci anlayıncaya kadar yapar bunu.

İşte şimdi ülkece bunu yaşıyoruz. 101 yıl önce kurulan cumhuriyetin gençlere, gençlerin de kendilerine emanet edildiğini çok iyi bilen öğretmenler, 101 yıldır verilen bir dersi, cumhuriyet dersini anlatıyorlar en baştan, tekrar tekrar.

Üstelik bu dersi sadece öğrencilerine anlatmıyorlar şimdi, anlamayan herkese anlatıyorlar. Ve tek bir anlamayan kalmayıncaya dek devam edecekler buna! Ve bir gün herkes anlayacak! Ve geleceğin tarih kitapları şunu yazacak: İşte bu öğretmenler böylesine bir cehalet saldırısı karşısında, orta çağ karanlığı karşısında, maaşları ödenmezken, yandaş meslektaşlarının baskıları altında, akıl almaz düzeyde yetkilendirilmiş cahillere karşı, Milli Eğitim Bakanına karşı korudular öğrencilerini, okullarını, ülkelerini! Ve o kitaplarda bu konu da herkese ders olacak! Ve sakın bu geleceğe ilişkin kuşku duyulmasın öyle, çünkü öğretmenlerin en iyi yaptığı şeydir ders vermek! Ve bu ülkenin cumhuriyet dersini verecek öğretmenleri hep vardı, şimdi de var, gelecekte de olacak!

Bu yıl cumhuriyetimiz 101 yaşında; bu yıl Cumhuriyet Gazetesinin defalarca vurguladığı gibi ders alma zamanı. İşte bugünlerimiz her birimize ders oluyor, ders olsun!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Ders olsun! 26 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları