Bu pazar günkü yazımızda son haftalarda Türk siyasal yaşamını etkileyen konular üzerinde durulacaktır.

Belirtmeliyiz ki suç örgütü liderlerinden Sedat Peker’in video açıklamalarının, mayıs ayına damgasını vurduğunu belirtmek abartılı bir yargı olmayacaktır.

Bugüne kadar sekiz video yayımlayan Peker’in etki alanının 100 milyon kişiyi geçtiği belirtiliyor.

Peker’in iddiaları

Tarihe not düşmek açısından Peker’in ileri sürdüğü konular şöyle özetlenebilir:

1. Peker’in hedefindeki İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve temelde AKP vardır.

2. Somut konular ise şöyleydi:

- Yalıkavak Yat Limanı’na Ağar tarafından el konulmasının öne sürülmesi... Bunun üzerine Ağar, bu şirketin yönetim kurulu üyeliğinden ayrıldı.

- Süleyman Soylu’nun kendisine koruma polisleri sağladığını öne sürdü.

- Elazığ’da 2019’da evinde ölü bulunan Kazakistan uyruklu üniversite öğrencisi Yeldana Kaharman’a Mehmet Ağar’ın oğlu, AKP milletvekili Tolga Ağar’ın tecavüz ettiğini iddia etti. Peker, Yeldana’nın şüpheli ölümünde de yine Ağar’ı işaret etti.

- Eski AKP milletvekili Feyzi İşbaşaran’ı Cumhurbaşkanı’na hakaretten gözaltına alındığı sırada karakolda kendisinin dövdürttüğünü öne sürdü.

- Hürriyet gazetesine AKP Gençlik Kolları Başkanı Abdurrahim Boynukalın liderliğinde yapılan saldırıyı AKP’li bir milletvekilinin isteği üzerine kendisinin organize ettiğini kabul etti.

- Bakan Soylu’nun oğlu Engin Soylu’nun, Yeniköy Motors’un sahibi Nevzat Kaya’ya 5 milyon dolar karşılığı kendisini uyuşturucu operasyonu dosyasından çıkarmayı teklif ettiğini öne sürdü.

- Binali Yıldırım’ın oğlu Erkam Yıldırım’ın girişimiyle yeni uyuşturucu rotası kurulmasına, Uğur Mumcu ve Kutlu Adalı “faili meçhul” cinayetleri ile Mehmet Ağar ve Korkut Eken’in bağına, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun mevcut ilişkilerine dair çarpıcı iddialarda bulundu. Peker, kendi geçmişi ile ilgili olarak bir itirafta daha bulunarak 90’larda Korkut Eken ve Mehmet Ağar ile birlikte çalıştığını, kendisinden Kutlu Adalı’nın öldürülmesinin istendiğini de öne sürdü.

- Suriye’deki Bayırbucak Türkmenlerine, TIR’larla gönderdiği askeri donanım ve silahlarla ilgili açıklamalarda bulundu. Peker, bu işlemin TSK’den “irticai faaliyetler” nedeniyle atılan askerlerin öncülüğünde kurulan SADAT (Uluslararası Savunma Danışmanlık İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş) tarafından organize edildiğini söyledi. Gönderilen silahların El Nusra’ya gittiğini söyleyen Peker, “Benim üzerimden gidiyor ama ben yollamadım. SADAT’çılar yolladı” dedi.

Soylu’nun konumu

İçişleri Bakanı Soylu, bu iddialar karşısında iki kez televizyon karşısına çıkarak yanıtlar verdi. Daha doğru bir anlatımla televizyon karşısında yanıtlar vermek yerine işi dolandırarak siyasal hikâyeler anlattı.

Soylu’ya karşı bu iddialar karşısında AKP siyasal liderliği önce suskunluk yaşadı. Soylu da bu suskunluğu fırsata çevirmek amacıyla AKP’de sarsıntılar yaratacak konulara değindi.

Örneğin, eski AKP İçişleri Bakanı Muammer Güler’in oğlunun evindeki para sayma makinesinden ve kasalarından söz etti. Binali Yıldırım ve Ahmet Davutoğlu’na değindi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a “Ben çok şey biliyorum, benim arkamda durmazsanız açıklamalar yapmaktan kaçınmam” demek istedi.

Habertürk TV’de yapılan bu programın ardından, önce Bahçeli sonra Erdoğan Soylu’yu destekledi.

Her ay 10 bin dolar

Soylu, Peker’in AKP’li bir milletvekiline her ay 10 bin dolar rüşvet verdiğini, bu konuda ellerinde bilgi ve belge olduğunu, bunları savcılığa vereceğini söyledi.

İleri sürülen böylesi bir iddianın AKP içinde dalgalanmalar yaratması kaçınılmazdı. Bu iddialarla Soylu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a dolaylı olarak rest çekiyor, “arkamda durun” demek istiyordu.

Konu özellikle AKP grubunda dalgalanma yarattı. Muhalefet liderleri de Meclis Başkanı Mustafa Şentop’a baskı yaparak bu milletvekilini açıklamasını istediler.

En sonunda hafta içinde basın toplantısı yapan Meclis Başkanı Şentop, bu kişiyi açıklamanın kendisinin görevi olmadığını söyledi ve “Konunun muhatabı ben değilim, İçişleri Bakanı’dır” dedi.

Görüleceği gibi konu AKP içinde sarsıntı yaratmayı sürdürüyor. Öyle anlaşılıyor ki Peker’in videoları daha çok konuşulacak ve etkiler yaratacak...

Ekonomik durum

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, hafta içinde televizyonda yaptığı açıklamalar, TL’de deprem etkisi yarattı. ABD Doları en üst nokta olan 8.81’e kadar yükseldi.

Erdoğan’ın faiz saplantıları sürüyor. Nitekim bir süre önce Erdoğan, “Ben aynı iddiamın peşindeyim. Hatta dün Merkez Bankası Başkanı’yla görüştüm... Bizim bir defa faizleri düşürmemiz şart. Çünkü faiz yükü yatırımcıların üzerinden kaldırılırsa, maliyet enflasyonunu tetikleyen faiz olduğu için orada da bir rahatlama olacaktır” dedi.

Bu açıklama uluslararası piyasalarda deprem etkisi yarattı. Sonunda Erdoğan’ın faiz takıntısı TL’nin sekiz derece değer kaybetmesine neden oldu.

Reuters Haber Ajansı, “Cumhurbaşkanı Erdoğan, TL’yi rekor dibe gönderdi” yorumunu yaptı.

Erdoğan’ın bu faiz takıntısı nedeniyle çok kısa sürede 4 kez Merkez Bankası Başkanı’nın değiştirilmesi, Türkiye’nin para politikasının güvenliğinin tartışma konusu haline gelmesine neden oldu. Yüksek enflasyon, Merkez Bankası rezervlerinin erimesi, Türkiye’yi ekonomik krize karşı savunmasız bıraktı.

Erdoğan’ın anlamadığı

Erdoğan kendisini ekonomist olarak takdim ediyor. Yatırım maliyetleri üzerinden faiz yükünün kaldırılmasını istiyor. Bu kural ekonomi bilimi açısından temelde doğrudur. Ancak güçlü ekonomilerde geçerlidir. Türkiye ise dış kaynak gereksinmesi olan bir ekonomiye sahiptir. Böylesi ekonomilerde bu kural uygulanamaz. “Faiz sebep, enflasyon neticedir” gibi sloganlar, Türkiye’nin ekonomik koşullarına uymuyor.

Dolarda her 10 kuruşluk yükseliş, Türk ekonomisine tam 46 milyar TL zarar veriyor. Erdoğan’ın bu ısrarı ekonomiyi sarsıyor ve kendisinin de halk kitleleri önünde iktidarı zayıflıyor.

14 Haziran toplantısı

14 Haziran’da NATO liderler toplantısı yapılacak. ABD Başkanı Biden ile Erdoğan bir araya gelip konuşacaklar. Erdoğan, doğal olarak bu buluşmaya son derece önem veriyor. Biden’ın iktidara geldiği ocak ayından bugüne bu konu ile ilgili çalışmalar yapılıyor.

14 Haziran toplantısı için ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Sherman ve ABD’nin BM Daimi Temsilcisi Linda T. Greenfield geçen hafta Ankara’ya geldiler ve görüşmeler yapıldı.

ABD, Türkiye’nin Rusya ve Çin’le yakınlaşmasından rahatsız.

Aslında Türkiye-ABD ilişkileri bir hesaplaşma içindedir. ABD’nin terör örgütü PKK/PYD’ye gönderdiği 20 bin TIR silah ve milyonlarca dolar unutulmamalıdır.

Ekonominin etkileri

Ekonomideki bu sarsıntı, enflasyonun gerçek rakamları, aslında halkı etkiliyor. Halk kitleleri ciddi bir ekonomik sıkıntı içindedir.

TÜİK rakamları bir yana bırakılmalıdır. Gerçek enflasyon, halkın günlük yaşamda gördüğü hayat pahalılığıdır.

Ekonominin bu durumu halkın siyasal davranışlarını da etkiliyor.

Nitekim Metropoll Araştırma’nın en son rakamları, Millet İttifakı’nın oy oranının yükseldiğini (yüzde 43.2) ve Cumhur İttifakı’nın oy oranının gerilediğini (yüzde 39.4) gösteriyor.

Son günlerin siyasal gelişmelerinin özetine böylece varıldı. Sonbaharda Türk siyasal yaşamında önemli gelişmelerin olacağını belirtmek hatalı olmayacaktır.