Alev Coşkun

CHP ve Kurultay-1: Partili cumhurbaşkanına ret

20 Temmuz 2020 Pazartesi

CHP’nin köklü parti oluşunu anlamak için kurultay tarihine bakmak şart.

TÜZÜKTEKİ İLKE VE İSTİFA

DP kurulmuştu ve özellikle partili cumhurbaşkanı oluşumuna karşı eleştirilerini yoğunlaştırmıştı. 17 Kasım 1947’de toplanan CHP’nin 7. Kurultayında parti genel başkanlığı ile cumhurbaşkanlığının aynı kişide birleşmesinin kabul edilemez olduğu ilkesi tüzükte yer aldı. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, bu karardan sonra CHP genel başkanlığından istifa etti, CHP’ye Genel Başkan vekili olarak Hilmi Uran seçildi. Kurultayda çok partili sistemin işletileceği, adil bir seçim yasasının Meclis’e sunulacağı belirtilmişti ve bu doğrultuda kararlar alınmıştı. Nitekim, bu kararlar gerçekleşti. Meclis’te adil ve hukuka dayalı seçim yasası kabul edildi. DP milletvekili Adnan Menderes, Meclis kürsüsünden böylesi adil, dürüst ve hukuka bağlı seçim yasasını kabul ettiği için Cumhurbaşkanı İnönü’ye ve CHP hükümetine teşekkür etti. Bu teşekkür Meclis zabıtlarına geçmiştir.

İKTİDAR DEVREDİLİYOR,

1950 seçimleri barış içinde adil olarak sonuçlandı. CHP ve Cumhurbaşkanı İnönü, barış içinde iktidarı DP’ye devretti. Bu olay, dünya tarihinde bir benzeri olmayan demokratik bir hareket olarak kabul edilmektedir. Ünlü siyaset bilimci Prof. Maurice Duverge şöyle diyor: “Türkiye, engelsiz ve sıkıntısız şekilde tek parti sisteminden plüralizme (çoğulculuk) geçmiştir... Basiretle uygulanan bir tek parti yönetimi, bugün gerçek bir demokrasinin kuruluşunu mümkün kılacak çalışmaları yapmıştır.” (Duverge, Siyasi Partiler, s.360)

1951 KURULTAYI

Cumhuriyeti kuran ve 27 yıl ülkeyi yöneten CHP muhalefete geçince 26 Kasım 1951’de toplanan CHP 9. Kurultayı’nda CHP çok partili sistemi kabul ettiğini ve ana muhalefet partisi olarak gereğini yapacağını açıkça bir bildiri ile kamuoyuna duyurdu ve demokrasinin gereklerini yerine getireceği bildirildi. 22 Haziran 1953’te toplanan 10. Kurultay’da Genel Başkan İnönü, Türkiye’de demokratik rejimin işleyişi üzerinde durmuş, muhalefet partilerinin demokrasinin işlemesi üzerinde önemli görevler aldığını belirtmişti. Bu kurultayda tüzükte yapılan değişikliklerle “parti örgütünün alt kademelerinin parti içindeki etkinliği ve parti içi demokrasisinin mutlaka işletilmesini sağlayan değişiklikler” yapılmıştı.

1954 SEÇİMLERİ

1954 seçimlerinin daha büyük oy oranı ile kazanan DP, ne yazık ki seçimlerden sonra basına, üniversiteye, muhalefet partilerine karşı sert bir politika uygulamaya başladı. Ekonomik hayatta sıkıntılar baş göstermeye başlamıştı. DP iktidarı inanılmaz bir kararla, kendisine oy vermeyen Kırşehir ilini, ilçeye ve Abana ilçesini de beldeye dönüştürdü. Milli irade kavramını ağzından düşürmeyen DP, kendisine oy vermeyen halkı cezalandırıyordu. 1955 yılında 6/7 Eylül Olayları patlak verdi. Basına ispat hakkı tanınması önerisiyle, DP içinde başlayan iç muhalefetin tasfiyesi, CHP’nin seçmen gözünde saygınlık kazanmasına neden oluyordu.

KONTENJANA RET

İşte bu ortam içinde 12. Kurultay 21 Mayıs 1956’da toplandı. CHP kurultay delegesi parti içi demokrasiye ve ön seçimlere titizlikle sahip çıkıyordu. Nitekim, milletvekili seçimlerinde parti merkezine yüzde 20 oranında aday gösterme hakkının verilmesini öneren tüzük değişikliği teklifi, kurultay tarafından reddedildi. Bu konuda özellikle, İstanbul, Ankara, İzmir örgütleri ağırlığını koymuş, genel merkeze yüzde 20 kontenjan önerisini reddederek milletvekili listelerinin, teşkilat tarafından oluşturulmasını sağlamıştı.

PARTİLER ARASI İŞBİRLİĞİ

9 Eylül 1957 tarihli 13. Kurultay son derece önemlidir. Bu kurultayda, o günün siyasal yapısı çerçevesinde seçimlerde muhalefet partileri arasında bir işbirliği yapılması kaçınılmaz bir noktaya gelmişti. Nitekim Millet Partisi ve Hürriyet Partisi temsilcileri CHP kurultayına katıldılar. DP kurucularından olan ve daha sonra DP’den ayrılan, Hürriyet Partisi Genel Başkanı F. Lütfü Karaosmanoğlu’nun “Hürriyet Cephesi’nin kahraman evlatları” diye başlayan, konuşması kurultayda alkışlarla karşılanmıştı. Bu kurultayda seçimlerde “işbirliği yapılması” kararı alındı. Ancak kurultayın hemen ardından, erken seçim yapıldı. DP iktidarı bir yasa çıkardı ve seçimlerde işbirliğini yasakladı. CHP 1957 seçimlerinde somut öneriler paketi yayımladı. Basın özgürlüğü, hukuk devleti, radyo ve üniversitelere özgürlük, nispi seçim sistemi, Anayasa Mahkemesi kurulması, Cumhurbaşkanlığı’nın tarafsız ve partiler üstü olması, ekonomik planlama, yıllık ücretli izin hakkı gibi. 1957 seçimlerini DP yine kazandı ancak gücünü kaybettiği ortaya çıkmıştı. Aradaki oy farkı 570 bine düştü. Tüm muhalefetin toplam oyu DP’nin oyunu geçiyordu.

İLK HEDEFLER BİLDİRİSİ

14. Kurultay, 12 Ocak 1959 günü toplandı ve CHP’nin tarihinde önemli bir dönüm noktasıdır. CHP artık savunma durumundan çıkmış, atak bir parti haline gelmişti. Bu kurultayda ilk hedefler bildirisi kabul edildi.

- Devlet başkanı tarafsız olacaktır. Partisinden istifa edecektir.

- Anayasa Mahkemesi kurulacaktır.

- Sosyal adaletsizlikler ve dengesizlikler kaldırılacaktır.

- Hukuk devleti kurulacak ve tarafsız adalet sağlanacaktır.

İlk Hedefler Bildirisi, Türk demokrasisinin gelişim tarihinde açıkça bir demokrasi ve özgürlükler manifestosudur. 1959 ve 1960 DP’nin demokrasiden ve özgürlüklerden uzaklaşma yıllarıdır. “Vatan Cephesi Teşkilatı” kurulmuş, vatandaşlar Vatan Cephesi ve diğerleri diye ikiye ayrılmıştı. Muhalefet lideri İnönü’ye Topkapı’da linç girişimi yapılmıştı. Kayseri’ye giderlerken yolu kesilmiş, kente sokulmak istenmemişti.

TAHKİKAT KOMİSYONU

DP’li anayasa profesörü Ali Fuat Başgil tarafından bizzat belirtildiği gibi, Meclis’te kurulan Tahkikat Komisyonu’na anayasaya aykırı olarak yetkiler verilmişti. “Yapmayın, yanlış yoldasınız” diyen İnönü’ye saldırılmış, Meclis’ten 12 celse dışarıya atılmış, “Sizi ben de kurtaramayacağım” sözlerine önem verilmemiştir.

1960 SONRASI

1960 askeri hareketinden sonra CHP 16. Kurultayı 16 Aralık 1962’de toplandı. Ancak CHP’de üst düzeyde iç mücadele başlamıştı. 16-18 Ekim 1964 tarihli 17. Kurultay’da ekonomik ve sosyal alandaki eleştiriler ön plana çıkıyordu.

ORTANIN SOLU

CHP’nin 18. Kurultayı 18 Ekim 1966 günü çalışmalarına başladı. Partide başlayan sol düşünce hareketi kurultaya en etkin bir biçimde yansımıştı. 19. Kurultay, 18 Ekim 1968’de toplandı ve Ortanın Solu ve Ecevit hareketi artık örgütte karşılığını bulmaya başlamıştı. Bülent Ecevit en yüksek oyu alarak (1094 oy) parti meclisine seçilmişti. O günkü tüzük gereği parti meclisi de Bülent Ecevit’i genel sekreterliğe seçti. CHP, 1969 seçimlerine “Ortanın Solu”, “ Toprak işleyenin, su kullananın”, “Madenler devlet eliyle işletilecektir”, “Toprak reformu”, “Kooperatifçilik” gibi somut altyapı konularını işleyerek girdi. Seçimlerden sonra 20. Kurultay 3 Temmuz 1970 günü toplandı. Genel başkanlığa yeniden İsmet İnönü seçildi. Parti meclisi için iki liste yarıştı ve parti meclisi seçimleri Ecevit listesinin kesin zaferi ile sonuçlandı. Karşı listeden sadece Kemal Satır ve Dr. Kemal Demir, parti meclisine girebildi. Merkez yönetim kurulu da Genel Sekreter Ecevit’in tüm yakın arkadaşlarından oluşmuştu.

12 MART ASKERİ DARBESİ

12 Mart 1971’deki askeri müdahalenin kendisi için yapıldığını söyleyen Ecevit, genel sekreterlikten ayrıldı. 12 Mart hareketine karşı çıkan parti lideri olarak tarihe geçti.

5. OLAĞANÜSTÜ KURULTAY

5 Mayıs 1972’de toplanan 5. Olağanüstü Kurultay, Selim Sırrı Tarcan Spor Salonu’nda başladı. Bu kurultay tam bir demokrasi şölenidir. Taraflar açıktır. Bir yanda tarihi kişilik İnönü, öte yanda onun yetiştirdiği Ecevit. Birisi 88 yaşında tarihi bir kişilik, diğeri 47 yaşında Karaoğlan Bülent Ecevit. Kurultayın görevi, parti meclisinin güvenoyu alıp almamasıydı. Ecevit’e bağlı parti meclisi, 507’ye karşı 709 oyla kurultaydan güvenoyu almıştı. İl delegelerinden 610’u, parti meclisi üyelerinden 30’u, senatörlerden 13’ü, milletvekillerinden 90’ı Ecevit’in parti meclisine olumlu oy kullanmıştır. Ecevit’in liderliği kurultay tarafından onaylanıyordu.

DEMOKRASİYE İNANAN İNÖNÜ

Kurultayın ertesi günü, İnönü CHP Genel Merkezi’ne bir mektup gönderdi. 11 Kasım 1938’de CHP Genel Başkanı olan İnönü, 34 yıl sonra (33 yıl 4 ay 11 gün) CHP Genel Merkezi’ne bir mektup gönderiyordu. Bu kısa, açık ve yalın bir mektuptur. Aynen şöyle diyordu:

“CHP Merkez Yönetim Kurulu Başkanlığı’na, 

CHP Beşinci Olağanüstü Kurultayının 7 Mayıs 1972 toplantısında verdiği karar sonucu olarak, CHP Genel Başkanlığı’ndan çekildim. 

Tüzüğün 28. maddesinin gerektirdiği işlemin kurulunuzca yapılması için saygılarımla arz ederim. 

İsmet İnönü”

ECEVİT’İN AÇIKLAMALARI

İnönü’nün demokrasi ilkelerini özümseyen bu tutumu karşısında, Ecevit bir açıklama yaptı ve şunları söyledi: “Sayın İsmet İnönü’nün CHP’de genel başkanlık mevkiinden çok daha üstün bir yeri vardır. Bu üstün yeri İnönü’den başka hiç kimse dolduramaz, dolduramayacaktır. Bütün CHP’lilerin gönlünde ve düşüncesinde o yer daima İnönü’nün olacaktır. Sayın İnönü’nün önderliğini yaptığı devrimci ve demokratik düşüncelerle yetişen kadrolar onun kurduğu sağlam temeller üzerinde CHP’yi eşsiz önderleri Atatürk’e ve İnönü’ye layık bir parti olarak yaşatacaklardır. Sayın İsmet İnönü’nün varlığından ve önderliğinden daha nice yıllar Türk ulusunun ve CHP’nin ışık ve güç almasını dilerim.”

14 MAYIS 1972 KURULTAYI

Bu olaydan sonra CHP, bir hafta içinde yeniden kurultay topladı. 14 Mayıs 1972’deki kurultayın adı, “Genel Başkanlık Seçimi Özel Kurultayı”dır. Kurultayda Ecevit, 51 il başkanının imzasını taşıyan bir önerge ile genel başkanlığa aday gösterildi. Önerge şöyledir: “Devrimcilik ve halkçılık doğrultusunda bayrağın el değiştirmesi olarak tanımladığımız genel başkanlık seçiminde de Türk demokrasisini esenliğe çıkarma çabalarına CHP örgütüyle birlikte büyük katkıda bulunacağına ve CHP’yi değişen Türkiye ortamında iktidar alternatifi yapacağına inandığımız, demokratik yaşamımız bakımından halkçı ve demokratik inançlarına güven duyarak desteklediğimiz genel başkan adayımız, Parti Meclisi üyesi ve Zonguldak Milletvekili Sayın Bülent Ecevit’tir. Adaylığını saygıyla arz ve teklif ederiz.” Oya konulan önerge, 913 delegenin 826’sının oyu ile kabul edildi.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Atatürk ve karşıdevrim 10 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları