Tuzu Eksik Biberi Fazla Düşük Adalet

Büyükelçi Müfit Özdeş hatırlatmıştı:\n

“İran’da idam yok. Kurşuna dizme var. Yasaya göre mahkûma 3 mermi sıkılıyor.\n

Devlet, cenazeyi ailesine vermek için belge istiyor. Bu üç merminin parasının maliye veznesine yatırıldığına ilişkin belge!”\n

Dün Ayşenur Aslan Medya Mahallesi’nde Silivri gözlemlerini anlattı.\n

Mustafa Balbay, Tuncay Özkan ve Soner Yalçın’la görüşmüş.\n

Silivri’de de tutuklulardan elektrik parasından sonra sıra, su parasını kesmeye gelmiş.\n

“Hepsinin de morali dışarıdakilere moral verecek kadar iyi” diyor\n

Balbay’ın anlattıklarından çıkan şu: \n

Savcılar iddianamelerde, hadi yine de kötü niyet demeyelim, cehalet yarışına girmiş gibiler.\n

AB büyükelçisi ile konuşan Balbay’ın bu görüşmesi için savcı “gizli kapaklı” diye kaydını düşmüş!\n

Çünkü görüşme “off the record” imiş!\n

Her şeyin üstüne tuz biber eken ise, Sayın Savcı’nın, “Düşük tirajlı bir gazetenin temsilcisi” diye nitelediği Balbay’ın, Cumhurbaşkanı’ndan aldığı randevunun arkasındaki “örgüt parmağı teşhisi”!!!\n

Dün duruşmayı izlemeye giden on binlerin üzerine sıkılan biber gazı ile, bu düşük dava ile sergilenen “düşük adalet manzarasını” tamamlanmış oldu!

Çanta ile boy ölçüsü \n

\n

Gündemi iki günlüğüne “Doğru mu Samet?!!”le ve Aziz Yıldırım’la paylaşan Başbakan, “Çantamı getir Suat”la zirve yaptı... \n

Ama yandaş basında tek satır yok...\n

Korku dağları değil, artık medyayı bekliyor. \n

Oysa olay yandaşlara hem “ilahi adalet”, hem de Başbakan’a temenna sunma fırsatı sunuyordu.\n

Bari fırsatı biz değerlendirelim:\n

Spor Bakanı Suat Kılıç, Erzurum’da genç bir hanım öğretmenin heyecanlanıp kendisine “müdürüm!” diye hitap etmesine öfkelenmiş ve “Bakanla müdürü ayıramazsan sen zor müdür olursun!” diye onu anında infaz etmişti! \n

Tayyip Bey adamlarının ciğerini biliyor ve\n

layık oldukları muameleyi yapmakta gecikmiyor.\n

TBMM’de kameraların önünde, “Çantamı getir Suat!” had bildirme sahnesidir!\n

Ama tüm bunlar, taraflara meheldir!

\n

Yüce Meclis tutanaklarına geçtiğine göre, “muhabbeti”nde de sakınca yok.\n

“Vajina Monologları” adlı tiyatro oyunu Londra’da yıllarca sahnelendi.\n

Muhabbeti parlamento görüşmelerine konu olmadı.\n

Bizde de İstanbul’da oynanmaya kalkılmıştı. \n

İdari makamlar, önce “Başka isim bulun!” dediler.\n

Sonra başka güçlükler çıktı.\n

Oyunu sahnelemek isteyenler yetkililerle diyalog kuramayınca, “Monologlar” kısa kesildi.\n

Şimdi Meclis’te iktidar desteğinde devam ediyor..\n

TBMM TV’nin “kırmızı noktalı” oturumları RTÜK kapsamına girer mi?\n

Mesir macunu, Viagra, “Gel göstereyim” vs.\n

Kaset korkusu mu, çevre baskısı mı nedir, kimi makam sahiplerinin çenesine vuruyor.\n

Müzakerelerde bir fon müziğe eksik:\n

“Evreşe yolları dar, dar...\n

Bana bakma benim yârim var!”\n

Tarih kendisini tekrar edip duruyor.\n

Bir dönem müstehcen takıntısı edebiyatta da vardı.\n

Böylelerine Nurullah Ataç’ın yanıtı muhteşemdir:\n

“Azizim sen sokağa da çıkma! Seni görenlerin aklına da annenle babanın müstehcen ilişkisi gelebilir!!” \n

\n

Beğeni izni\n

\n

3. dönemi bitiren sayın bakanlarımız belediye başkanlığına soyunuyorlarmış.\n

Başmüzakerecimiz Egemen Bey de İstanbul için müzakerelere başlamış.\n

Kendisi büyük metropoller konusunda engin bilgiye sahip. \n

Bülent Arınç, Erkan Mumcu tanıktır,\n

Amerikan Dışışleri Bakanlığı’nın “resmi tercümanı” iken bizim milletvekillerine New York’u Washington’ı o gezdiriyor ve bizim medyanın deyimiyle, “büyük beğeni topluyordu.”\n

Benzer beğeniyi, lideri izin verirse, İstanbullu seçmenden de toplayacaktır.\n

\n

Okuryazar okur

Şef yardımcılığı bile bol gelecek birini sesine ayar vermeyi iyi beceriyor diye bakan yaparsanız, elbette “müdür”ü hakaret sayar!..\n

Birini iyi kafa golü atıyor diye milletvekili yaparsanız, kafayı TV’de gol yorumculuğu da kurtaramaz!” \n

(K. Özdemir-Kadıköy)\n

\n