Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Tek Genelge - Tek Cümle ile
Artık 'Malik-ül-Mülk'!
Tanrı’nın bir sıfatı da “Malik-ül-Mülk”!
Kuran, şöyle diyor:
“De ki: ‘Mülkün Mâliki olan Allahım, mülkü dilediğine verirsin, dilediğinden de mülkü çekip alırsın. Dilediğini azîz edersin, dilediğini zelil edersin. Hayır senin elindedir. Kesinlikle sen her şeye Kadîr’sin.’...” (Ali İmran- 26)
***
Padişahların bir adı da “Zillullah-ı Zemin”!
Yani “Tanrı’nın Yeryüzündeki Gölgesi”.
Tanrı adına ülkenin, mülkün ve her şeyin sahibi “gölge”dir!
“- Mülkünde dilediği gibi tasarruf eder, kimse o’na karışamaz, etkileyemez, hesap soramaz!.. Yani, dilediğini dilediği amaca uygun olarak, dilediği görevle yaratır!”
***
Yaradan’ı severiz yaradılandan ötürü!
İnsan yaratılmışların şereflisi (eşref-i mahlûkat) ise..
Onların en, en şereflisi de elbette padişahtır!
Ne yazık ki şimdilik resmi bir padişah yok...
Mevcut “gölge” ile idare etmek zorundayız!
***
İslamiyet, kâinatın düzeninin Kuranıkerim’e göre işlediğini bildiriyor.
Hukuk ise Türkiye’deki düzenin Resmi Gazete mevzuatıyla sağlanacağını öngörüyor!
***
16 Haziran 2012 Cumartesi günkü, Resmi Gazete’de Başbakan R. Tayyip Erdoğan imzasıyla...
“Türkiye’nin tüm taşınmaz mal varlıklarının…
satılması, kiralanması, tahsis ve takas edilmesi dahil
her türlü taşınmaz” Başbakan’ın emri ve izni altına alındı!
***
2012/15 sayılı Genelge’nin tam metni şöyle:“Kamu kurum ve kuruluşları (belediyeler ve il özel idareleri hariç) ile sermayesinin yüzde 50’den fazlası kamu kurum ve kuruluşlarına ait şirketlerin, kendi mülkiyetleri veya tasarruflarındaki taşınmazlarıyla ilgili olarak; kamu kurum ve kuruluşları, vakıf, dernek veya bunların şirketlerine, gerçek veya tüzel kişilere; satış, kira, irtifak, takas, tahsis, devir vb. her türlü tasarrufa yönelik işlemleri için Başbakanlık’tan izin alınacaktır!”
***
Okyanus ötesine zeytin dalı uzatan Sayın Başbakan...
Bu kez de..
Tüm devlet, Maliye ve Hazine bürokrasisine bir başka şey uzatıyor:
Emlakçileri,
Milli emlakçileri,
Kamudaki kiracıları,
Kamu ortağı şirketleri,
Vakıflar ve dernekleri...
Anayasa yazan milletvekilleri,
Başkanlık sistemi tartışanları..
Hak hukuk diyenleri...
Herkesi bu yaz sıcağında büyük zahmetlerden kurtarıyor...
Tek cümlelik bir tatil günü genelgesi ile tüm ülkeyi kendisine bağlıyor...
Tek hamleyle, ülkedeki cümle devlet mülkünün ev sahibi, mal sahibi oluyor!
Medyamızdan, muhalefetimizden ise çıt çıkmıyor.
***
Dua edelim ...
“Tanrı’nın yeryüzündeki gölgesi” cennet mekân padişahlarımız...
Kıskançlıktan türbelerinde terlemekte olmasınlar..
Ve dileyelim her ihtimale karşı da..
Devlet Malzeme Ofisi, türbelerine birer klima taktırsın!
Karpuz Kabuğu Filmi
Fetih amacı olmadan Osmanlı toprakları dışına ilk ve tek çıkan padişahımız Sultan Abdülaziz’dir.
Fransa ve İngiltere’ye gitmiştir.
Kraliçe Victoria kendisini Victoria Garı’nda karşılamış.
Buckingham Sarayı’nda ağırlamıştır.
Resmi yemekte yan yana oturmuş ve dereden depeden sohbet etmişlerdir.
Rivayet..
Ya da dönem paparazzilerinin uydurması odur ki..
Kraliçe bir ara Abdülaziz’e “Hayatta her şeyin bir bedelinin olduğu ve bunu ödedikten sonra satın alınamayacak hiçbir şey olmadığını” söyler.
Padişah biraz da hayretle sorar:
“- İffetin ve şerefin de mi?”
Kraliçe ısrar eder:
“Evet!!”
Padişah bunun üzerine yanında oturan Hariciye Nazırı Fuat Paşa’ya döner:
“Paşa, paşa, karıyı bulduk... İş paraya kaldı!”
***
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, “Apo’nun cezasının ev hapsine dönüşebileceğini” söyledi.
Mevzu açıldı... İş açılımın seyrine kaldı!
Kanal 24 televizyonu aylarca ve üst üste “Mandela Belgeseli” diye bir film gösterdi durdu:
“Bayram değil seyran değil. Eniştem niye..” misali...
Niyet belki de akıllara karpuz kabuğu düşürmek değildir.
Ömür boyu hapse mahkûm, sonra da cezası ev hapsine çevrilen...
Oradan da ülkesinin cumhurbaşkanlığına giden serüveni konu eden
“Özgürlük Savaşı - Mandela” filmi haftalarca tekrarlandı durdu.
Kanalın “repertuvar darlığına” verelim.
“Ev hapsi” yine de gündemi tutmayı sürdürüyor:
Gazeteciler soruyor:
Başbakan öteki yardımcısı Beşir Atalay çok alengirli bir yanıt veriyor:
“Beni 40 yılık Arınç dostumla karşı karşıya getirmeyin!”
“Hükümet içi dostluklar elbette hükümetin iç sorunudur!”
Diyemeyiz…
Ne diyebiliriz?
Bunu da Başbakan’a sormamız gerekir!!
Tepeleme Bir Kültür Sorusu
Danışmanları acaba, Başbakan’a sansür mü uyguluyor?
Bakanların demeçlerinden onu haberdar etmiyorlar...
Erdoğan, geçenlerde Çamlıca’ya 2 ay içinde 15 bin metrekarelik bir alana cami inşa edileceğini açıkladı.
Bir hafta geçmedi.
Bakanı Ertuğrul Günay “Böyle bir şey yok. Bizim kültürümüzde, tepelere cami yapma âdeti yoktur” diye kesti attı.
Oysa camilerin yarısının tepelere, yarısının da sahillere yapıldığını Japon turistleri bile biliyor.
Kültür Bakanımız, acaba “bizim” derken...
kimin kültürünü kastediyor?
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Karga videosu sosyal medyada viral olmuştu!
- Öğretmenlik meslek kanunu taslağı...
- Atatürk'ün kullandığı parfümden üretti!
- Minikler Cumhuriyet'in ilanını gazete dağıtarak duyurdu
- Şok İddialar! Oktan Keleş: TUSAŞ Saldırısının Arkasında
- Bu kadarı pes! Çöp evden 10 kamyon çöp çıktı
- Prof. Dr. İlber Ortaylı'dan Antalya'ya turizm eleştirisi
- FETÖ elebaşısı Fethullah Gülen öldü
- Eğitimde sorunlar çığ gibi büyüyor! Öğrenciler aç, okull
- ABD seçimleri dünyayı nasıl etkileyecek?
En Çok Okunan Haberler
- Erdoğan'ı yenen isim belli oldu
- Özgür Özel Esenyurt'ta konuşacak
- Vaizden Atatürk ve Cumhuriyete hakaret
- Akşener’den kayınbiraderi hakkında suç duyurusu
- Ersan Şen ve DEVA Partili Ekmen arasında büyük tartışma
- 'Ben şimdi 'I love you' desem...'
- Amca Salim Güran cinayet gecesi dereye gitmiş!
- Belediyelerin gelirlerini nasıl etkileyecek?
- Kılıçdaroğlu'nun 'sine-i millet' çıkışına yanıt
- 'Kimsenin hakkı da haddi de değil'