\n\n\n

İktidar sokağın, çarşı pazarın diline kulak asmıyor.\n

İstatistiklerle konuşuyor.\n

Eylülde işsiz sayısı azalmış!\n

Üsküdar’dan fırın sahibi okurumuz Ceyhun Koral “Bu ne iş” diye soruyor.\n

“Patron sizsiniz, diyorum, Bu nasıl iş?”\n

Anlatıyor:\n

- “Düz işçi arıyorum. Çöpten kâğıt toplayan bir gence rastladım. Yeme içmen, yatacak yerin bana ait. Asgari ücretle başla. Duruma göre zam da yaparım, dedim. Durakladı.”\n

“Sigorta var mı?”\n

“Elbette var. Sigortasız olur mu?”\n

Bu kez boynunu büktü:\n

“Abi sigorta yapmazsan çalışırım!”\n

“Oğlum sen deli misin? Hem yasak hem de başına bir iş gelirse..”\n

“Abi yığınla kredi kartı borcum var. Sigorta yaparsan TC kimlikten bulurlar!”\n

***\n

Aynı gün Hürriyet’te bir haber:\n

“6.5 milyon kart, nakde kapatıldı!”\n

Neden: Kart toplam borcunun yarısını bile ödeyememesi!\n

İşine gücüne, gelirine bakmadan kredi kartı dağıtmanın sonu bu.\n

Aileleri borç batağına sürüklemek.\n

Kayıt dışı çalışmaya, işportaya, çöp toplamaya mahkûm etmek de cabası.\n

Bankalar yine de reklama devam ediyor:\n

“Gönder SMS’le TC numaranı, gönderelim kredi kartını.”\n

Çünkü, risk yok. \n

Nasıl olsa borcunu ödeyenlerden kırk türlü dümenle acısını çıkarıyorlar.\n

En basiti, kart aidatı. \n

Yargı kararına rağmen her banka kesmeye devam ediyor!\n

Sıkıysa kartını iade et!\n

“12 taksitli alışverişlerle” paçanı kaptırmışsın çoktan!\n

\n\n\n

\n\n\n

Belli ki “Çılgın Türkler” deyiminden ilham almakla kalmadı, üzerine de alındı.\n

Buna milletçe sevinmeliyiz.\n

“Türk”lük konusunda çok şükür bir sıkıntı yokmuş.\n

Yine de sevinci dozunda tutmak gerek.\n

Ustalaştıkça çılgınlıkların artacağı gün gibi aşikâr.\n

Dolmabahçe Sarayı’nı mesai mekânı tutmak, ucu padişah efendilerimizle boy ölçüşmeye varacak bir alamet!..\n

Boğaziçi 3. köprüyü kaldırır da…\n

Nutuklarını camdan okuyan yeni bir padişah kaldıramaz mı?\n

Karadeniz’den Marmara’ya kanal açmak, karada gemi yüzdüren Sultan Fatih’i kıskandıracak bir çılgınlık!\n

Bir kanal aç. İki tane Trakya’n olsun!\n

Kürtaja karşı olması da boşuna değilmiş.\n

Ustalığın her adımı, yeni bir çılgınlığa gebe.\n

Çılgınlığın sonu yok.\n

Daha doğrusu var: \n

- Savaş!\n

Şaka ile karışık onun altyapısı da hazır.\n

Hele de çevre, “İstersek 5 çayını Şam’da içeriz!” veya “5 dakikada Beşiktaş, 3 saatte Şam!” diyen “tabasbus ehli” ve “gazcı” zevatla sarılıysa..\n

Ama yine de bu gazcıların dili, Başbakan’dan sonra çözülüyor.\n

Tayyip Bey, 4+4+4’ü açıklıyor..\n

İlk ortaya atılan, “Eğitimde yeni bir düzene gerek yok. Her şeyi otomatiğe bağladım!” diyen eski Milli Eğitim Bakanı oluyor!\n

Örnek onlarca!\n

Her çılgınlık birkaç hesaba dayanıyor.\n

4+4+4 düzeneğinin imam hatip ortaokullarını açmak için kurulduğu anlaşılıyor.\n

66 aylıklar 12 yıl sonra, 18’e basacaklar, 216 aylık olacaklar.\n

Ülkenin yarısı 216 aylık veya daha küçük.\n

Bunlara bir hedef göstermek gerek.\n

Ne iş garantileri var ne de üniversite güvenceleri..\n

216 aylıklara da “Milletvekili olma hayali satmak” da bir proje.\n

Ama buna destek olmayacak muhalefeti “gençlik düşmanı tuzağı”na düşürmek çılgından daha aşağı bir proje..\n

Suriye kumarından, “açılım” ve Oslo fiyaskosuyla patlayan terörden, halkı “Dünyanın en pahalı benzinine” mahkûm etme türünden, ekonomik ve toplumsal bir sürü rezaletten dikkatleri uzaklaştırmak da cabası…\n

İktidarın her çılgınlığı bir hesap kitaba dayanıyor.\n

Mahalleleri yok edip dağa taşa TOKİ inşaatı dikmek “konut” işi gibi görünüyor.\n

Ama arkasındaki başka hesapları da görmek gerek.\n

Koca bir mahalleyi yıkıp bir iki blokta toplamanın ince hesabı başka.\n

Siyasi denetim, gözetim, yönlendirme..\n

Hele de blok sakinleri, on beş yirmi yıl borçlandırılmışlarsa...\n

“Betonlaşma ile faşizm” arasındaki bağ, “inşaat ya Resulullah!” nidasının ötesinde bin türlü ticari, sinai, içtimai “çılgınlık” içeriyor.\n

Ama muhalefetin çılgınca hesaplar yapmasına gerek yok.\n

Çalışkan, nokta atışı yapan, ilmek ilmek örülmüş, sistematik, Tayyip Bey’e endekslenmemiş, yerele ve halkla empatiye ağırlık veren, dört koldan yürütülen, duyguları, algıları da ön planda tutan bir muhalefet…\n

Şiirle geldiklerine göre…\n

Şiirle gönderilmeleri artık hem farz, hem sünnet hem de vacip oldu!\n

Ama önce bu üçü arasındaki farkı bilmek gerek.\n

MHP’yi halk nezdinde hâlâ ayakta tutan bu örneğin.\n

\n\n\n

Rezil İcat\n

\n

Taşımalı eğitim, çocuklara (ve velilerine) kazık atmak için “dünyanın en pahalı benzinini satan” bu iktidarın bulduğu en rezil icattır.