Tayyip Bey deyip durmak gerek. Hele “müzelik” falan cızzz!

Ama “vakfiyelik” no problem!

Seçimin tozu dumanı arasında gözden kaçtı.

Reyiz siyaseti bırakıyor. 2028’de! 4. kez aday olmayacak.

Padişahların izinde, bir vakfiye kurarak tarihteki yerini sağlamlaştırıyor.

*

Hayatta ve siyasette her şey birbirine bağlı.

Kemal Bey de rakipsiz kalacağı için o da inşallah CHP’nin yakasını bırakacak.

Artık yeminli mali müşavir mi olur, torunlarına Dersim masalları mı anlatır, yoksa parmaklarıyla kalp, mide, böbrek işareti yapmayı mı öğretir; o kendi bileceği iş.

MÜZELİK...

Recep Tayyip Eroğan Vakfı’nın kurulduğu, seçim ertesi 31 Mayıs 2023 günkü Resmi Gazete’de ilan edildi.

Vakfa bağlı RTE Müzesi ile RTE Kütüphanesi de kurulacak. Müze şahsi olacakmış. Ama kütüphaneye kitap bağışlanacak. Haydi İlber Hoca pamuk eller evde kitaplığa.

Bizim gazete haberi keşke “Reyiz artık müzelik” diye duyursaydı. Ama silahla şaka olur AKP Reyizi ile olmaz. Daha geçen ay bir lise öğrencisi posterdeki resmine bıyık çizdi diye tutuklandı.

Tayyip Bey müzelik olmadığına inandığı için müze kuruyor. Resmi Gazete’den öğrendiğimize göre bu müzede “şahsın, kendi uygun gördüğü şahsi eşyaları ile kendisine tevdi edilen hediyeler teşhir edilecek”miş. Müze inşallah Yeşilköy Atatürk Havaalanı sahasına inşa edelir. Yoksa Katar şeyhinin hediye ettiği 400 milyon dolarlık Boeing 747-8 tipi uçağını sergeleme şansı olmayacak.

“Eşya” Arapça “şeyler” demek.

Bu şeyler arasında “üniversite diploması” veya “üniversite arkadaşları” ile çektirdiği enseye tokat bir kaç hatıra fotoğrafı da olacak mı?

Bunu da inşallah, RTE müzesini gezerken göreceğiz.

Yoksa diploma ile vuslat ve ünsiyet öteki dünyaya.

BEDDUA

Recep Tayyip Erdoğan Vakfı’nın sermayesi sadece 120 bin (Yüz yirmi bin TL); yani Reyizin 1 (Bir) aylık maaşı.

Vakıf yönetiminde Bilal Erdoğan ve kızları Sümeyye ile Esra hanımlar var.

Vedat Demiröz, Hüseyin Aydın, Ahmet Özel, Nuri Aksu, M.Tevfik Göksu da yer alıyor.

RTE Vakfı’nın tarihsel usul gereği, Fatih Sultan Mehmet, Kanuni veya Sultan II. Bayezid vakfiyeleri gibi, kayıt altına alınmış dua veya beddua ile kurulup kurulmadığını bilemiyoruz.

Hayata ve siyasette her şey birbirine bağlıdır demiştik.

Reyiz vakfını kurarken kendisine bağlı yurdun dört bir yanındaki Vakıflar Genel Müdürlüğü de tüm satış mağazalarını kapatma, zeytinliklerini ve fabrikalarını da tasfiye kararı alıyordu.

Ülkede jandarma birlikleri ve biber gazı eşliğinde dozerler ve motorlu hızarlar marifetiyle ağaç kesim operasyonları yürütülürken, faili meçhul orman yangınları sürerken bu çok tutarlı bir karar.

Ayrıca vakıflar yönetimi zeytincilik ve mağazacılık faaliyetine son vererek binlerce dönümlük araziyi ve on binlerce zeytin ağacını satışa çıkarıyor.

Böylece bir çok kentin en merkezi semtlerindeki mağazaları da satmasıyla Hazine’ye, maliyeye önemli bir kaynak sağlayacak.

Böylece dileyelim akaryakıta, patlıcan ve domatese birkaç gün zam yapılmasın.

“Vakfıye” demek ya hayır yapınca duaya ya da “yamuk yapınca” bedduaya maruz kalmak demek.

Ayvalık Vakıf İşletmesi’nin kapatılması nedeniyle Sultan II. Bayezid vakfiyesi kuruluş dua-namesi kulaklara küpe olmalıdır:

“Hazreti Peygamberi tasdik eden, sultan, emir, küçük veya büyük herhangi bir kimseye, bu vakfı değiştirmek, bozmak, nakletmek, eksiltmek, başka bir hale getirmek, iptal etmek, işlemez hale getirmek, ihmal etmek ve tebdil etmek helal olmaz. (...) Kim onun şartlarından herhangi bir şeyi veya herhangi bir kaideyi bozuk bir yorum ve geçersiz bir yöntemle değiştirir, iptal eder ve feshedilmesine veya başka bir hale dönüştürülmesine kastederse, haramı üstlenmiş olur. Böylece günahkârlar alınlarından tutularak cezalandırıldıkları gün Allah onların hesabını görsün. Malik onların isteklisi, zebaniler davetçisi ve cehennem nasibi olsun. Zira Allah’ın hesabı hızlıdır. Kim bunu işittikten sonra, onu değiştirirse onun günahı, değiştirenler üzerinedir.”

*

Resmi Gazete’de Reyiz Vakfiyesi’nde böyle bir dua ve beddua-nameden söz edilmiyor.

Bunun nedeni dileyelim Tayyip Bey’in gelecek kuşaklara güvenmesinden dolayıdır.