Pergelin Sivri Ucu Yerini Buldu

24 Ekim 2014 Cuma

Cumhurbaşkanı Erdoğan gazetecilere sordu:
“Amerika için, Kobani niye bu kadar stratejik? Anlamadım!”
Benzer bir soruyu, on beş yıl önce Başbakan Bülent Ecevit de kimi bakanlarına sormuştu:
“Amerika şimdi bu Öcalan’ı bize neden teslim etti!”

***

Tayyip Bey’in sorusuna yanıt vermek gazetecinin haddi değil.
Cumhuriyet’teki bizler de ancak arkasından konuşabiliyoruz. (Sonra da ver elini savcılık!.)
Oysa kendisine söylenecek iki çift laf var:
Peki, sizin için Kobani niye bu kadar önemsiz? Bunu da biz anlamadık!’
Ülkemize dolan yüz binlerce Suriyeli Kürt size Kobani’nin önemini yeterince anlatmıyor mu?

***

Ecevit’in on beş yıl önceki sorusuna kimi bakanlar da değişik yanıtlar vermişti:
Bendenizinki ise aşağı yukarı şöyleydi:
“Apo’ya asılmama güvencesi verildiği anlaşılıyor. Amerika belki de sakla samanı gelir zamanı hesabı yaptığı için teslim etti!”
Daha sonraları DSP Genel Sekreteri olarak da Ecevit’in evindeki toplantılara katılıyordum. Ulusal Uzmanlar Grubu adını verdiği bu toplantılarda Rauf Denktaş’tan eski MİT Müsteşarı Şerkal Atasagun’a, İlber Ortaylı’dan merhum Aytunç Altındal’a çeşitli kesimlerdenisimler de misafir ediliyordu.
Ecevit’in komaya girdiği 2006 yılı ortalarına kadar her fırsatta dile getirdiği tek endişesi vardı:
“AKP laiklikten uzaklaşıyor. Erdoğan ülkeyi içeride - dışarıda Batılı güçlerin yedeğinde ‘dinci ve siyasi maceralar’a sürükleyebilecek..”
Bu endişe “küçük” bir farkla gerçekleşti.
Ülkemiz “maceraya” yedekte değil, kendi başına sürüklenmeye başladı!

Şehit sayısını azaltmanın cezasını
Apo’nun teslimini izleyen dönemde Milli Güvenlik Kurulu’nda özel oturumlar yapıldı. Çareler, senaryolar üretildi.
Lidersiz kalan PKK sersemledi. Geriletildi.
Ecevit iktidarının son yılında (2002) ilk ortaya çıktığı 1984’ten bu yana en az şehit verilen yıl olmuştu. (Bir yılda sadece 7 asker ve 7 vatandaş.)
Ne olduysa AKP iktidara geldikten sonra oldu.
Koalisyon hükümetleri ile geçen ama PKK’ye karşı başarılı olunan, sonra da pes edilen yıllardan sonra.
Geldi çattı AKP iktidarının 13. yılına...
13’ün “uğursuzluk” ile anılmasının bir nedeni olmalı.
BOP’un sabık eşbaşkanı başkomutan sıfatı da kazanmıştı.
Bu kez haklı olarak ABD’ye meydan okumaya yöneldi.
Nedense bu meydan okumayı karagâhında Kaç- AkSaray’ında değil de yabancı bir ülkede Letonya’da yapıyordu.
Bu da belli ki “dünya lideri” olmanın bir gereği!
Maksat yabancı ülkelere ve yabancı ajanslara “vay be!” dedirtmek.
“Van minüt! Ey İsrail, sen bebek öldürmeyi çok iyi bilirsin!” durumu.

Göz ve el
Kobani’nin adı düne kadar “Ayn-el Arab” (Arap’ın Gözü-Pınarı) idi.
Bizim ki Esad’a el uzattı.
Kobani’nin gözünü çıkartı.

Bebekten lider yaratan düzeni sorgulamak
“Bebek katili” deyip durmakla “Bebek katili olunmuyor!”
Dünyanın kanunu ne yazık ki böyle.
Güçlü olan haklı da oluyor.
Ortadoğu’da 15 ülke var.
Hepsi birleşse bile bir İsrail’i yenemiyor, yenemedi de.
Bu yüzden İsrail’in bebek katilliği bir türlü tescil edilemiyor.
Çünkü bu ülke “gücünü”, yani “haklılığını”, yani “liderliğini” kabul ettirmiş bir kere.
Benzetmek gibi olmasın Sayın Öcalan da öyle. (Nasıl olsa savcılık yok artık!)
Bunu itiraf etmek çok acı.
Belki Türkiye’de yüzde 80-90’ımızın kanına dokunacak ama...
Ne yazık ki...
30 yıl süren ve 30-40 bin cana kastededen Apo’ya karşı savaşı kazanamadık.
Çünkü nefret de etsek Apo bir “lider”.
Ve Ortadoğu’da da düzen ancak “lider” ile sağlanıyor.
Ve liderler de kolay yetişmiyor.
(Son 40 yılda Araplarda sadece 4 lider yetişti. Haritayı değiştirmek için bunların ortadan kalkması gerekiyordu. Saddam, Kaddafi, Mübarek “Arap Baharı” dümeniyle yok edildi. Sıra 4’üncüsünde, Hafız’ın oğlu Esad’da. O çetin ceviz çıktı. Arkasındaki Rusya, İran sağlam durdu.)
İlk üç lideri haklayanlar arasında Batı’nın kuyruğuna takılan bizimki başta yer aldı. Ama Esad’a karşı, Sıfırcı Davut’un aklıyla kendine başına oyun kurmaya yöneldi.
Ama son anda fark etti ki...
“Harita değişikliği” Kürtlerden başlayacak.

Sürecin sonundaki harita
Bizim “süreç”in ucu da zaten kaçınılmaz olarak haritaya dayanacak.
Kobani deneyimi bunu hızlandırdı.
İmralı sekretaryası vs.vs..
Kartlar artık yarı açık oynanmaya başladı.
HPD’li Demirtaş “Diyarbakır ne ise Kobani de bizim için odur!” dedi.
Arkasından da Barzani: “Bizim için Erbil de Kobani aynıdır!”
Yani...
Büyük Kürdistan için pergelin sivri ucunun yerleşeceği yer belli oldu.
Araplar için Gazze ne ise...
Artık Kürtler için de Kobani odur.
“ABD’nin stratejisi için Kobani niye önemli?” diye soracağına Büyük Kürdistan’ın rotasını AB üyesi bir “demokratik Türkiye” hedefine nasıl çevirebilirim soruna kafa yorsan.
Ama bunun için de...
Kaç-Ak Saray’ı uluslararası büyük bir otel zincirine devretmek...
Ve 29 Ekim günü...
Laik Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı olma andını tazeleyerek Çankaya Köşkü’ne taşınmak gerek.
Zor diyorsan...
Bu anlaşıyla, bu haritayı muhafaza ve müdafaa etmek de zor.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Rastlantı 27 Ekim 2024
Tek şer 2 hayır 20 Ekim 2024

Günün Köşe Yazıları