Trafik, dünyanın birçok dilinde “trafik”! Yurtdışına da uzayabilen, ahlak ve yasadışı her türlü ticaret için de “traficing” sözcüğü kullanılıyor.
Almanlar tedbiren, “verkehr” diyorlar.
Tedbiren.
Çünkü trafik sözcüğünün önüne, kazara (Geschlechts) diye bir söz eklenirse “cinsel ilişki” demek oluyor.

***

Reyiz belli ki yine danışmanlarından birinin aklına uydu.
17 yıldır pek katılmasa da başkanı olduğu trafiğin en tepedeki yetkili organı Karayolu Güvenliği Yüksek Kurulu’nu lağv etti.
Bunu elini kana, hatta KHK’ye bile bulaştırmadan yaptı.
Beş satırlık bir yönetmelikle işi bitirdi.

***

F-35 ve S-400’lerin tozu dumanı arasında bu işi pek duyan ve üzerinde duran olmadı.
S-400 dediğimiz füze sistemi, bir dönemin “Uçaksavar bataryalarını savacak uçaksavar bataryaları” türünden bir silah.
“Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan” imzalı yönetmeliğin belli ki adı gibi içeriğinin ilhamı bu silahlardan!
Reyiz, kendi yürürlüğe koyduğu yönetmeliği kendi yok ediyor.
Yerine bir şey koymadığı gibi, ortadan kaldırdığı bu yönetmeliğin, yine yok edilen maddelerinin “yürütmesini” de tutup kendisi üstleniyor!.
Bunu nasıl başaracaksa?!
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin pembe puantiye papyon yapılıp tüm bakanların boynuna takılası “yönetmelik” aynen şöyle:
KARAYOLU GÜVENLİĞİ YÜKSEK KURUL YÖNETMELİĞİNİN,
YÜRÜRLÜKTEN KALDIRILMASINA DAİR YÖNETMELİK (Karar: 1027)
MADDE 1- 30/7/1997 tarihli ve 97/9750 sayılı Bakanlar Kurulu Karan ile yürürlüğe konulan Karayolu Güvenliği Yüksek Kurulu Kunıluş, Görev ve Çalışma Yönetmeliği yürürlükten kaldırılmıştır.
MADDE 2- Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 3- Bu Yönetmelik hükümlerini Cumhurbaşkanı yürütür. (Resmi Gazete 3 mayıs 2019)

***

Cennet vatanımızda trafik maalesef, Almanların tedbiren “trafik” demediği kadar acı verici ve yüz kızartıcı.

***

Övünmek ve dövünmek gibi olmazsa dört yılı TBMM’de Reyiz ile birlikte geçen 17 yılda her büyük kazadan veya kurban ve şeker (pardon ramazan) bayramı öncesinde ve sonrasında Meclis’te kendisine soru önergeleri verdim. Kuruluşunda Sözcü’de daha sonra da bizim gazetede yazılar, açık mektuplar yazdım.
Karizması çizilmesin veya itibarından tasarruf olmasın diye mi, yoksa yüz göz olma korkusundan mı nedir hiç birisine yanıt vermedi.
Hep yazılıp söylenip duruyor:
Cumhuriyet tarihi boyunca yapılan dış borcun kat kat fazlası kadar 17 yılda borç yapıldı.
Buna hiç kulak vermedi, vermiyor.
Son 17 yılda trafikte ölenlerin ve kalıcı olarak sakat kalanların sayıs da tüm Cumhuriyet tarihi boyunca trafikte ölen ve sakat kalanların toplamından kat kat daha fazla.

***

Yazı ve demeçlerle (TBMM Trafik Güvenliği Araştırma Komisyonu Başkanı sıfatıyla) AKP liderliği damarına basmaya çalıştım:
“Muhterem Reyiz,
Halktan yüzde 52 oy almış olmanın sorumluluğu yerine getirin. Trafik ayırım yapmıyor. Ama ölenlerin ve yaralananların çoğunluğu, sonuçta sizin seçmeninizdir.
Lütfen, trafiğe artık bir el atın!”

***

Hay, dememiş olaydım.
Tuttu onlarca yıldır önemli, çok önemli bir işlev gören trafik güvenliği yüksek kurulunu kaldırdı.
Trafiğimizin, Almanlara hak verdirecek bir manzarası var.
Trafikteki yetki ve sorumluluk 8 ayrı bakanlık ve belediyeler arasında bölünmüş. Ortaya çıkan ve çıkabilecek her türlü karmaşayı önleme görevi de onlarca yıldır hükümet başkanının üzerinde idi.
Ne oldu ki bu yetkiyi üzerinden attı.
Tek Adam falan derler diye mi?

***

İki pazar sonra Kurban Bayramı.
Milyonlarımız çoluk çocuk, tatil için, ziyaret için yine yollara düşecek.
Evinin balkonunda sigara içen vatandaşın sağlığını düşünen ve müdahale eden Reyiz, ne beis gördü ki, her yıl ortalama on bin vatandaşı kurban verdiğimiz karayollarından elini eteğini çekiyor?
Oysa o yolları, yüzlerce (yoksa binlerce mi) koruması, danışmanı, başkanı ve bakanı ile en çok kullanan kendisi.