Halkın İktidarından Önce Halkın Muhalefeti

05 Eylül 2014 Cuma

Cumhuriyet’ten önce doğanlar,
“Mühim olan tarik değil, refiktir” derlerdi.
Oysa, aynı fikriyatın/hissiyatın Türkçesi mis gibidir:
“Önemli olan yol değil, yoldaştır!”

***

Elbette yürünen yoldan çok, o yolun kimlerle yüründüğüdür aslolan.
Sol partilerde, üyelerin birbirlerine “Yoldaş” demeleri bundandır.
CHP’nin sağa-merkeze açılmasının yarattığı tedirginlik de bundandır.
Bu açılımın, tartışılıp karara bağlanmış ilkeler, parti programı ve tüzük üzerinden değil de kişi transferleri ile gerçekleşmesi “yoldaşlık” realitesini zora sokmaktadır.

***

Varlığı huzur veren...
Edebiyat sözlüklerinde, “Yoldaş” için “Varlığı insana huzur veren arkadaşlık çeşidi” deniyor.
Bugün toplanacak 1200 küsur kurultay delegesi ile binlerce partili dinleyicinin tek arzusu var:
Daha fazla sayıda ve mümkünse yüz binlerce, milyonlarca, daha etkin, daha yetkin “varlığı insana huzur veren arkadaş-yoldaş”.
Bu seferki toplantıya “Birlik ve Kardeşlik Kurultayı” denilmesi, “Yoldaşlığın” öneminin fark edildiğinin de kanıtı.
Ama, biraz komünizm kokusu da taşıdığından kimileri için “yoldaşlık” kolay değil, denebilir ve tarihten de örnek verilebilir ki...
“Dürüst ve yurtsever olmak için illa solcu (ve hatta CHP’li) olmak gerekmez!”
Örnek mi?
Vaki davet üzerine CHP’ye ve Kurultay’a icabet eden Saadet Partili Prof. Mehmet Bekaroğlu “yoldaş” sözcüğünü yadırgayacaktır.
Ama yine de CHP’lilerle aynı yolun yolcusu olmayı kabul etmiştir.
Çünkü bir dönemin Milli Görüşçüsü olarak tehlikenin, herkesten çok farkındadır.
Tayyip Erdoğan diktasından, meşruiyet içinde kurtuluşun tek çaresinin CHP’de olduğunu görmüştür.
Bekaroğlu’nun yoldaşlığı ise bu partinin tarihine ters değildir.
Aksine partinin geçmişi ile uyumludur.
“Bir partinin tarihi, aynı zamanda bir ülkenin de tarihidir!” diyen İtalyan siyaset bilimci- tarihci Antonio Gramschi, belki de CHP’nin geleceği için de yol göstermektedir.

Altan Öymen’e rica
CHP’nin hayattaki üç eski genel başkanından biri olan ve bendenizin gazetecilik ve siyasete dair varsa bilcümle günahında paydaş olduğunu kabul eden Altan Öymen’e bir araştırma sundum.
Ve özetine göz atmasını rica ettim:
“Cumhuriyeti kuran bu partide Tevfik Rüştü Aras gibi sol görüşlü, hatta Rusya yanlısı vardır.
Şemsettin Günaltay gibi, Rıfat Börekçi gibi muhafazakâr ve dini davranışları ağır basanlar vardır.
Hamdullah Suphi Tanrıöver gibi, Türk Ocakları başkanlığını yapan ve milliyetçiliği yaşayan cumhuriyetin varlığına imza atanlar vardır.
Falih Rıfkı Atay gibi liberal görüşlüler vardır.

Şükrü Saracoğlu, Ahmet Ağaoğlu, Mahmut Esat Bozkurt gibi Türkçü önderler vardır.
Satı Kadın gibi ellerinin nasırıyla köyden gelen kadınların yanı sıra, Halide Edip gibi kahraman ama Amerikan yanlısı burjuvalar vardır.
Yahya Kemal Beyatlı gibi muhafazakâr, Yakup Kadri Karaosmanoğlu gibi devletçi, Behçet Kemal Çağlar, Aka Gündüz, Samih Rıfat gibi milliyetçi, Ruşen Eşref Ünaydın gibi insancıl, Yunus Nadi gibi halkçı şairler, yazarlar ve gazeteciler vardır.
Ama hepsi Cumhuriyet Halk Partisi’nin içindeydi.
Hepsi de imtiyazsız, sınıfsız, kaynaşmış bir kitleyiz anlayışıyla millete ve ülkeye nasıl hizmet edebiliriz düşüncesindeydiler.” (Akkan Suver - Marmara Grubu Vakfı)

***

Liste ve analiz için, Altan Bey “Doğrudur” dedi.
Ve “Eksiği var fazlası yok!” diye de ekledi.

***

Bekaroğlu Yoldaş Ekşi Sözlük’te CHP’den ve bu yazının konusundan bağımsız “Yoldaş”ın başka tanımları da var:
- “Ana yola, değişik ara yollardan da ulaşacağını bilen ve diğer yol insanlarını da kabul eden kimse.” (Prof. Bekaroğlu örneğinden yıllar önce yazılmış bir tanım!)
- “Aynı yolda yürüdükçe, gün gelince yine ellerin dostça birleşeceği insandır... Ayrılık olsa bile asla birbirinden kopamayanlardır.” (Önder Sav’dan Sabri Ergül’e, Abdülkadir Ateş’ten Eşref Erdem’e bunun sayısız örneği var.)
- “Aynı yolu, bir noktada bile olsa, yaşamı paylaştığın, eksiğiyle kabullenip sırtını dönebildiğin, güvenebildiğin, sevebildiğin insan, hele ki, içinde ideoloji varsa!” (CHP’nin sağdanmerkezden celp edeceği bilcümle eşhas için de samimi bir temennidir...)

***

Halkın iktidarından önce...
Dünya her anlamda değişmektedir.
Bu değişim siyasete ve toplumsal yaşam koşullarına da yansımakta...
Ülkeler her on-on beş yılda bir yeni bir siyaset arayışına yöneliyor.
İngiltere’de 1979 yılında Thatcher liderliğindeki Muhafazakârlar iktidara gelip 15 yıl aralıksız ülkeyi yönetti.
“Yeni Muhafazakârlığı” iyi pazarlayabildiler.
Kökü asırlar ötesine dayanan İngiliz İşçi Partisi’nin “Üçüncü Yol-Yeni Solu” bulması ise tam 4 genel başkan değiştirmesi ve yıllar süren yeni bir program hazırlığı ile gerçekleşebildi.
AKP “Yeni Türkiye” diyor.
Önlerini “Yeni CHP” sloganı ile kesmeye çabalamak, Gezi Gençleri’ne malzeme sağlamak olur.
12 yıl çoktan geride kaldı.
Ecevit “Halk İktidarı”nı hedef almıştı...
Ve o dönemde CHP “Halkın Muhalefeti” olmayı başarmıştı.
Bu Kurultay’ın hedefi de “Halkın Muhalefeti”ni gerçekleştirecek güçlü bir Parti Meclisi olmalıdır.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Rastlantı 27 Ekim 2024
Tek şer 2 hayır 20 Ekim 2024

Günün Köşe Yazıları