Erdoğan Dava Açınca...

18 Nisan 2014 Cuma

Magandalık ve Başçalanlık Rayici Eşitlendi!

“Hırsızlık” suçlaması ile “hırboluk” anlamına gelen “magandalığın” bir rayici yok.
Rayici avukatlar öneriyor.
Mahkemeler belirliyor.
Yargıtay da onaylıyor.

***

Önümüzde Başbakan ile ana muhalefetin önceki ve şimdiki lideri sayesinde belirlenmiş olan çok önemli, çok ibretlik iki örnek var:
1- Deniz Baykal, 28 Şubat 2009 günü Sinop mitinginde, Erdoğan için “maganda ve külhanbeyi üsluplu” dedi.
Erdoğan bu sözlerden çok incindiğini, halkın nazarında itibarının sarsıldığını öne sürerek Baykal’ı mahkemeye verdi.
100 bin TL tazminat istedi.
Dava aylar sürdü.
Önce yerel mahkeme sonra da Yargıtay da bu parayı çok buldu.
“Başbakan’a 5 bin TL yeter!” dedi.
Çünkü yerleşmiş içtihatlar, “tazminat yoluyla davacı zenginleşemez” diyordu. (Veya Başbakan yeterince zengin sayılıyordu!)
Sonunda Baykal, 5 bin TL ödemeye mahkûm edildi.
Maganda üslubu da 5 bin TL karşılığı Yargıtay kararıyla tescil edildi.
2- Kemal Kılıçdaroğlu, yeni CHP’nin üslubunu sertleştirmeye karar verdi. Tapelerin ortaya dökülmesiyle 17 Aralık 2013’ten itibaren her fırsatta, her yerde, her mecrada Başbakan için “Başçalan” demeye yöneldi. Yetmedi, “Başçalan’dan Başbakan olur mu ?” diye de sorup durdu. Sorunun yanıtı Yargıtay yerine Türk milletinin kendisinden geldi: “Olur olur.. Bal gibi olur!”
Böylece Kılıçdaroğlu’nun dövmecilik hayali de suya düştü: “Başbakan’ın alnına Başçalan diye yazdıracağım!” deyip duruyordu.
Erdoğan sonuçtan emin olduğu için sandıkların açılmasını beklemeden mahkemeye koştu. Ama herkesi hayrete düşüren bir hoşgörü sergiledi: “Başçalan” sıfatına da “Maganda üsluplu” tarifesi gibi 100 bin TL uygulanmasını istedi.
Demek onun için...
“Başçalanlık” ile “Magandalık” aynı ve eşit değerde bir fiildi!

***

Şimdi soru şudur:
- Baykal’ın 100 binlik cezasını 5 bin TL’ye indiren Yargıtay, Kılıçdaroğlu’nunkini de indirir mi?
- İndirirse, Yargıtay’ın gerekçesi, siyaseten “Davacı yeterince zengin (ve magandadır)” diye mi yorumlanır..
- Yoksa, Yargıtay’daki paralel yapı Erdoğan’ın “Başçalan” tazminatını da tırpanladı diye mi?
Göreceğiz.

***

Son bir parantez :
Başbakan’ın yıllardır siyasetçi, gazeteci ve vatandaş ayırmadan her vesile ve her fırsatta bu kadar çok dava açması acaba mahkemelere, yargıç ve savcılara kanaat notu vermek ve yandaş olmaya yakın ve yatkın olanları belirlemek için midir?
Eğer öyleyse, önümüzdeki dönemde “paralel yapıyı cezalandırmak” için “in” ilan ettiği adliyeden ve Yargıtay’dan hiç çıkmayacaktır!

Örgüt mü Daha Bela, Şirket mi?
Başbakan ne demişti?
- “PKK cinayetlerini kınamadıkça BDP ile görüşmem!”
Çok geçmedi.
Değil BDP ile görüşmek özel temsilcisini göndererek Apo ile bile kucaklaştığı ortaya çıktı.
Bir bakıma iyi de yaptı.
Bir bakıma...
Çünkü bu işi “Kürt oyları” ile yüzde 51’i tamamlamak ve Çankaya’ya çıkmak için yaptı ise lanet olsun!
Başbakan ne demişti?
“Twitter denen bir bela var. Kökünü kazıyacağım!”
Nitekim ilk adımı attı.
Yasaklattı.
Dünyaya parmak ısırttı.
Ardından devam etti:
“Yaa şirket bunlar!”
Yani “Ben elin gâvurunun şirketine mi yenileceğim?”
Ama pazartesi günü “şirket” Ankara’ya geldi.
İktidar yetkilileriyle kucaklaştı.
Dün de Ulaştırma-Habercilik Bakanı Lütfi Elvan açıkladı:
“Görüş birliğine vardık!”
Yani “şirket tamam!”
Ne diyelim!
PKK ile de görüş birliğine varmıştınız!..
Ama bir yere hâlâ varamadınız!
“Örgüt”ü Çankaya’ya çıkmak için basamak yapacağınız anlaşılıyor.
(MİT Yasası’na karşı olan Gültan Kışanak Hanım’a nazaran daha kurt ve Kürt olan BDP’li Sırrı Sakık’ın “MİT Yasası’nı desteklemesi” ilginç. Belli ki Çankaya için yardım ve yataklık yapma pazarlığı BDP’yi zorlayacak!)

Çankaya Kir Kabul Etmez...
Ne yazık ki demokrasimiz “Siyasal Parti Gerçeği”ne göre değil, “siyasal lider” realitesine göre işliyor.
Her 10-12 yılda bir teklemesi bundan.
Liderlerin siyasal ve fiziksel ömrü bu süre ile sınırlı.
Bu gerçeğin iki istisnası... CHP ile MHP... Bu iki parti de sağlam -köklü- çekirdek, toplumsal ve düşünsel bir tabana sahip.
Buna silahtan ve terörden gerçekten vazgeçtiğini kanıtlarsa elbette BDP de dahil olabilecek.
Ama daha uzun bir yol var önlerinde.
“Siyasal lider” realitesi partileri liderinin siyasal ve fiziksel ömrü ile sınırlıyor.
Her liderin hedefi Atatürk’ün koltuğuna oturmak. (Bunun tek istisnası, “lise diplomalı” Bülent Ecevit’tir.)
Merkez sağın üç partisinden (DPANAP- DYP) üç lider cumhurbaşkanı oldu.
Ama üçünün de partileri tarihten silindi gitti.
Şimdi sıra AKP’ye ve Tayyip Erdoğan’a gelmiş görünüyor.
Partiden kopup Çankaya’ya çıkarsa...
En çok öncekiler gibi iki seçimden sonra AKP’nin yok olacağının o da farkında.
İhtiras küpü olmasının da payı var.
Ama asıl neden, devamı olduğunu savunduğu merkez sağın son 50 yılda başına gelenlerden ibret alması.
Bugün anlı şanlı Özal’ın değil partisi, partisinin binası bile yok.
Demirel’in de keza!
Tayyip Bey’in Çankaya’ya partisi ile birlikte çıkmak istemesi bundan.
Ama Çankaya, AKP iktidarının kirini pisliğini hiçbir zaman kabul etmeyecektir.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Rastlantı 27 Ekim 2024
Tek şer 2 hayır 20 Ekim 2024

Günün Köşe Yazıları