\n\n\n

Afrika’da öldükten sonra büyüyle dirilen bedenlerden söz edilir. Bunlara ‘zombi’ denir. Bizim dev adamlar da artık ‘zombi’ dev adamlardır. Ölmüş ve dirilmişlerdir. Onlar için bundan böyle yeniden ölmek diye bir şey yoktur. Zaten İspanya karşısındaki oyun ‘ölmüş eşek kurttan korkmaz’ basketboluydu. Kazandılar. Büyük avantaj elde ettiler: Valizlerini toplayıp eve dönmeye hazırlanırken gruptan altın değerinde bir galibiyeti ceplerine koyarak ikinci tura yükseldiler. Bravo! İlahlar yollarını açık etsin ama ben başta Hidayet olmak üzere onları artık ‘zombi’ diye görüyorum ve bundan böyle onları (ve sevgili kardeşim Orhun Ene’yi) sıfır toleransla izleyeceğimi duyuruyorum. Bizim ‘zombi’ler Polonya’ya karşı İspanya maçındaki gibi oynayıp maçı yitirselerdi onlara ‘canınız sağolsun’ derdik ama olmadı. Savaşamadan öldüler. Sonra... Diriltildiler! Eğer Büyük Britanya ‘büyüklük’ yapıp Polonya’yı yenmeseydi bugün bizimkiler valizlerini toplayıp eve dönmüş olacaklardı. Ve.. Eğer öyle olsaydı.. Geçen yıl Başbakan’ın elini tutup gırgır yapan basketbolcularımız bu kez hangi yüzle ortalıkta dolaşacaklardı, merak ediyorum? Ben kişisel olarak Türkiye’de yılın basketbolcusu olarak Deng’i seçtim. Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi’nin her yıl verdiği ‘Fair Play’ ödülünü de Büyük Britanya Ulusal Basketbol Takımı’na verilmesini öneriyorum. Adamlar hiçbir zorunlulukları olmadığı halde savaşıp maç kazandılar. Bizim için değil, kendi gururları için oynadılar ve kazandılar. Sayın Başbakanımız onları ‘Ulusal başarılara katkısı olan sporcular’ kategorisine sokup cumhuriyet altınlarıyla ödüllendirse yeridir. (Korkmayın! Sporda Şiddetin Önlenmesi Yasası kapsamında suç sayılmıyor bu tip primler)

Şaka bir yana! Ben bu şampiyonanın devamını biraz buruk olarak izleyeceğim. Ve.. Neyse! Sonra hesaplaşırız. Şimdilik.. Yolunuz açık olsun zombiler.