Cihaner: MİT Anayasanın da Üzerine Çıkıyor

21 Şubat 2014 Cuma

İnternete erişimi kısıtlayan internet yasası ile yargıyı Adalet Bakanı’na bağlayan HSYK düzenlemesinin ardından iktidar partisi Milli İstihbarat Teşkilatı’nın yetkilerini genişleten bir kanun teklifini Meclis gündemine getirdi. Konuyu çok az bilenlerin bile ‘‘zırh’, ‘kalkan’ olarak gördükleri bu düzenleme, iktidarın 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonu sonrasında attığı kendini koruma adımlarının en önemlilerinden biri. 17 Aralık sonrası yapılan yasal düzenlemelerin tamamı, iktidarın özellikle yargıyı, yasamayı ve yürütmeyi tam anlamıyla kontrol altına alıp, yolsuzluklar ya da bazı hukuk dışılıklarla ilgili kendisini güvenceye almak biçiminde gitti. MİT düzenlemesiyle de iktidar bu amaçla çok kritik bir adım daha atıyor.
CHP Denizli Milletvekili İlhan Cihaner seçilmeden önce cumhuriyet savcısı olarak görev yapıyordu. Görevi gereği istihbarat birimleri ile bazen yan yana bazen de karşı karşıya kalabilen Cihaner ile getirilen düzenlemenin sonuçlarını ele aldık. Genel değerlendirmesi MİT’e ‘Anayasa üzerinde yetkiler’ ve MİT mensuplarına da ulusal ve uluslararası soruşturmalara karşı ‘sınırsız dokunulmazlık’ sağlandığı şeklinde.

Panik düzenlemesi
Cihaner’in MİT yasası ile ilgili vurgu yaptığı önemli unsurlar şunlar:
- Nasıl ki yargıdaki hukuk dışı yapılanmalarla mücadele için ‘panik’ içinde bir HSYK düzenlemesi çıkardılar, şimdi de MİT için bir düzenlemeyi yine panik içinde hazırlamışlar. Tabii bu arada yöntemsel hatalar da yapmışlar. Metnin değişik bölümlerinde sık sık ‘Diğer kanunlardaki düzenlemelere bağlı kalmaksızın’ ibaresi yer alıyor. Böyle olunca bu metin, yasalar ve hatta anayasa üstü bir metin haline dönmüş durumda.
- MİT’e yargıya ilişkin konularda adalet bakanında dahi olmayan olağanüstü yetkiler veriliyor. Avukatların dahi bilgi alamadığı soruşturma aşamasında MİT’e istediği her türlü dosyaya erişim yetkisi verilecek.
- Milli İstihbarat Koordinasyon Kurulu’na eskiden sadece kamu görevlileri katılabilirken şimdi özel kuruluşların üst düzey yetkilileri’ de çağrılabilecek. Burada aklımıza Suriye içine yönelik transferlerde rol alan bazı sivil toplum kuruluşları geliyor.

Milletvekili dokunulmazlığının üstünde
- Hukuk devletinin temel ilkelerinden biri ‘kamu görevlisi kanunsuz emri yerine getirmez’ ilkesidir. Bu yasayla MİT’ten gelecek her talep kayıtsız şartsız yerine getirilecek ve bu talepleri yerine getirenlere hukuki ve cezai sorumluluk çıkmayacak. Bu, milletvekillerine tanınanın üzerinde bir dokunulmazlık tanımak demektir.
- CMK’ye göre, soruşturma başlangıcı için gerekli olan şey suç işlendiği izlenimidir ama bu yasaya göre, söz konusu MİT faaliyetleri olunca vatandaştan ihbar ve şikâyetler için ‘delil ve dayanak’ isteniyor.

İçte ve dışta sorgulanamayacaklar
- MİT mensuplarının tanıklık yapmasının önüne de çok güçlü bir bariyer konuyor. Sadece ‘devlet çıkarlarının zorunlu olduğu hallerde’ tanık olabilecekler.
- Yeni düzenleme MİT mensupları hakkında yurtiçinde ya da yurtdışında açılacak soruşturmaları etkisiz kılmayı amaçlıyor. Teklifin Paris suikastında MİT bağlantısı olduğu yönündeki iddialarla eşzamanlı olarak gündeme gelmesi dikkat çekici. Metnin birçok maddesinde, MİT’in karıştığı ileri sürülen suçların kamuoyundan gizlenmesine yönelik kaygılar rol oynamış gözüküyor.

Takas yetkisi hak ihlali
- Teklif, MİT’e yabancı uyruklu tutuklu ve hükümlüler hakkında sınır dışı etme, iade ya da takas yetkileri tanıyor. Bu düzenleme, insan hakları alanında sorun yaratabilir.

Bir tek PKK değil
- MİT her türlü kuruluş ve örgüt ile temas yetkisi verilerek ‘çözüm süreci’ adı altında PKK ile yapılan görüşmelerde sorumsuz hale getiriliyor. Ancak bu yetki başta Suriye olmak üzere çeşitli ülkelerdeki terör örgütleri ile temaslar konusunda da MİT’i hem içeride hem de dışarıda sorgulanmaktan kurtaracak.
- Önleyici dinleme adı altında MİT’e ucu bucağı olmayan dinleme yetkisi veriliyor. Bunun demokrasilerde yeri yoktur.

Devran döner korkusu
- MİT müsteşarının Yargıtay’da yargılanması normal bir düzenleme. Ancak ‘bir daha soruşturma yapılmaması şartı bir korkuyu gösteriyor. Yani ‘hükümet değişir ya da kadrolar değişirse acaba bu yapılan hukuksuzluklar yeniden sorgulanır mı’ kaygısı ile konan bir madde bu. Hem hukukun genel ilkelerinden sapıyorlar hem de ileride hesap sorulması halinde durumlarını güvence altına almaya çalışıyorlar.

Basına da darbe
- Düzenleme yargı bağımsızlığı kadar basın özgürlüğüne de darbe vuruyor. MİT belgesi yayımlayanlara hapis cezası getiriyor. Oysaki kamu yararı varsa her türlü belge medya tarafından yayımlanabilir olmalıdır.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Büyü Bozuluyor 26 Ocak 2015

Günün Köşe Yazıları