Zülal Kalkandelen
Zülal Kalkandelen zulal.kalkandelen@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Suçsuzlar Hapishanesi - 2

01 Temmuz 2022 Cuma

On iki gün önce bu köşede “Suçsuzlar Hapishanesi” başlıklı bir yazı yazmış ve Ankara’nın Gölbaşı ilçesindeki Aslan Diyarı adlı hayvanat bahçesindeki içler acısı durumu anlatmıştım. İçindeki tüm tutsakların suçsuz olduğu tesisi gördüğümde insanlık adına derin bir utanç hissetmiştim.

İnsanlarla birlikte fotoğrafları çekilebilsin diye annelerinden ayrı bir alanda esir edilen yavru aslanların attığı çığlıklar ve delirmiş gibi kendilerini tellere vura vura aynı yerde gidip gelmeleri aklımdan çıkmıyor...

Villa tipi bir yerde önce restoran olarak açılıp sonradan hayvanat bahçesine dönüştürülen bu ucube tesis, mahalle içinde bulunduğundan, çevrede yaşayanlara da rahatsızlık verince davalık oldu. Aslan ve kaplanların kükremesinden dolayı gürültü açısından, hayvanların kaçmaları olasılığına karşı yeterli güvenlik önlemi alınmadığından ve çevreye yayılan koku nedeniyle şikâyet edildi.

Öğrendiğime göre, bu işletme hakkında kapatma kararı alındı. Bu iyi bir gelişme ancak önceki yazımda da belirttiğim gibi endişe verici gelişmeler yaşanmaması için uyarmamız gerek.

Çünkü bu mekânı ziyaret ettiğimde, safari parkı açılması için hazırlık yapıldığı bilgisini almıştım. Şimdi de “Av ve Yaban Hayvanları ile Bunlardan Elde Edilen Ürünlerin Bulundurulması, Üretimi ve Ticareti Hakkında Yönetmelik” kapsamında aslan ve kaplan yetiştiriciliğine izin verilmesinin düşünüldüğü bildirildi.

Bu kabul edilemez!

Aslan Diyarı adlı tesis kapatıldığında, orada hapsedilen hayvanların güvenli bir şekilde doğal ortamlarına uyumu için uzmanlar eşliğinde rehabilitasyonu sağlanmalı.

Ankara’nın ortasında safari parkı açma fikri hayata geçmemeli; hayvanlar için yeni bir sömürü ortamı yaratılmamalı. 

Aslan ve kaplan yetiştiriciliğini ticari bir faaliyet olarak normalleştirmeye yol açacak bir izin verilmemeli. 

Birileri para kazanacak diye doğada özgürce yaşaması gereken hayvanların mal gibi alınıp satılmasına izin vermeye kimsenin hakkı yoktur. 

Tarım ve Orman Bakanı ile iktidar partisi milletvekilleri, Hayvanları Koruma Kanunu’nda değişiklik yaparken “Hayvanlar artık mal değil can!” diye medyaya beyanat verdiklerini unuttularsa, ben sürekli hatırlatırım!

BEHRAMOĞLU’NDAN ‘CEZAEVİ GÜNCESİ’

“Suçsuzlar Hapishanesi” başlıklı yazımı yazdıktan sonra, değerli şairimiz Ataol Behramoğlu’nun Tekin Yayınevi’nden yeni çıkan “Cezaevi Güncesi - Günceler 1” adlı kitabını okudum. Barış Derneği davasının 40. yılında Maltepe ve Sağmalcılar cezaevlerinde tuttuğu notları yayımlamış. 

Ne büyük bir acıdır ki bu ülkede nice insan suçsuz olduğu halde hapsedildi, ömrünü özgürlüğünden yoksun olarak geçirdi. “Suçsuzlar Hapishanesi”nin koğuşları bugün de dolu! Düşünceleri nedeniyle özgürlükleri ellerinden alınan, iktidara boyun eğmeyen onurlu insanlarla dolu...

1 Mayıs 1982 tarihli notunda şöyle yazmış Behramoğlu: 

“Attila Jozsef, beni tutsak kılanlara bir zerresini bağışlamam yaşamak hakkımın, diye haykırıyordu... Okurken, çalışırken, bir şeyler çiziktirirken düşündüğüm hep bu. Benden koparılan bu zamanı, bütünüyle bırakmayacağım onlara... Bütünüyle koparıp alamayacaklar...”

Bu satırları okuyunca, insanlık adına bir kez daha derin bir utanç hissettim. 

“Suçsuzlar Hapishanesi”ndeki günlerini yazdığı için, duygu ve düşüncelerinin, önemli gözlemlerinin yitip gitmesine izin vermediği için, ondan koparılan zamanı zalimlere bütünüyle bırakmadığı için, Ataol Behramoğlu’na teşekkür borçluyuz.

İnsan türü, kendi türdeşlerini ve insan dışı hayvanları suçsuz yere esir ettiği sürece, dünyaya gelmekle doğuştan elde edilen en temel hakkı hukuksuz bir şekilde yok ettiği sürece, bu gezegene ne barış gelir ne de huzur... İkisi de zihinlerde hapsolur, sadece hayal olur.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları