Bilal Erdoğan, ölümünün beşinci yılında Kadir Mısıroğlu için düzenlenen sempozyuma katılıp ona övgüler yağdırmış. Kimdir Mısıroğlu? Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk hakkında yaptığı hakaretler ile tanınan Fesli Kadir.

Bilal Erdoğan, hâlâ birçok kişinin Mısıroğlu’nun kitaplarını okuyup videolarını seyrettiğini, böylece onun fikirlerinin yeni nesillere aktarıldığını söylemiş.

Laikliğe, Cumhuriyet Devrimi’ne, Atatürk’e nefret saçan bu şahsın videolarında anlattıkları, AKP’ye ilişkin dikkat çekici değerlendirmeler de içeriyor.

Örneğin 31 Ocak 2015 tarihli videosunda şöyle demiş:

“Menderes, Tayyip Bey’in mübeşşiridir. Tayyip Bey, de gelecek İslami hareketin mübeşşiridir. Aynı kontür. Sen bugün Tayyip Bey’den kâmil neticeyi bekleme. Beklemek istiyor musun? Öyle bir idareci olsun ki tam inancımıza göre idare olunalım. O zaman milleti düzelt! Çünkü nasılsanız öyle idare olunursunuz.”

Menderes’in Erdoğan’ı yarattığını, Erdoğan’ın da İslami hareketin müjdecisi olduğunu söylerken bunun başarılı olması için millet istenen doğrultuya yönlendirilmeli, diyor.

KARŞIDEVRİM STRATEJİSİNİ FESLİ KADİR ANLATMIŞTI

Bunun nasıl yapılacağını ise Fesli Kadir’in 2 Şubat 2019’da yerel seçim öncesinde yayımladığı videosunda buluyoruz. Kemalizm ve Cumhuriyet düşmanlığını sergiledikten sonra şu sözlerle devam etmiş:

“1950’de dünya şartları gerektirdi, bir dönüş oldu. Halkın eline rey silahı verildi. Halkın isteklerine nispeten cevaz veren Demokrat Parti (DP) çıktı ortaya. DP’deki dindarlık en asgariydi. Bir güneşin tutulması gibi ilk açılma anında saç teli kadar bir açıklık olur. DP buydu. Arkasından gelen Adalet Partisi o aydınlığı biraz daha kalınlaştırdı, ondan sonra Özal daha kalınlaştırdı. Tayyip Bey daha da kalınlaştırıyor. Netice küfrün yıkılması, İslamın galebesidir. Bunu kimse önleyemez. Tutulan Güneş öyle kalmaz. Muhakkak tutulma bitttikten sonra aksi istikamette açılma başlar. Öyleyse İslam güneşinin tutulması da böyle olacak. Bizim vazifemiz bunu çabuklaştıracak olanları desteklemektir. Bugün Tayyip Bey’i desteklemek budur. Kendine göre o da bir hesap yapıyor. Hem Müslüman hem Kemalist geçinenleri celbedeyim diyor. Bir gün gelecek ki ona gerek kalmayacak. Onlar yavaş yavaş bize geliyor. İmam hatipler bunu yapıyor.”

Bu sözler, çoğunun işine gelmediği için yok saydığı bir gerçeği gösteriyor: Cumhuriyet Devrimi’nin yıkılması için AKP desteklenirken bu yolda halkı biçimlendirmek için imam hatipler kullanılıyor.

AKP’NİN HEDEFLERİNİ NET OLARAK BELİRLEMEZSEK...

Bugünlerde tartışılan öğretim programı değişikliğine “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” diyerek kendi propaganda sloganını yerleştirip eğitimi siyasallaştırdığını fark edemeyiz.

Laikliğin ve Atatürk devrimlerinin tırpanlanmasına “konu seyreltme” der geçeriz.

MEB’in öğrenci tanımına “inanç” anlayışını, öğretim programının merkezine de “değerler eğitimini” koyarak eğitimin dinselleştirdiğini göremeyiz.

Medeni Yasa’nın çizdiği çerçeveyi yok sayarak kadını geleneksel rollere hapseden programın, dini kural ve referanslarla yazılarak laik ve bilimsel eğitime karşı meydan okuduğunu anlayamayız.

Karma eğitimi hedefleyen ve tarikatlara “sivil toplum kuruluşu” diyen AKP’li milli eğitim bakanının amacının eğitimi gericileştirirken aynı zamanda piyasacılaştırmak olduğunu kavrayamayız.

Bugünlerde yumuşama mesajları verilirken hatırlatmakta yarar var. AKP’li cumhurbaşkanı, “Mustafa Kemal’e zerre muhabbeti olan cenazeme gelmesin! Vasiyetimdir!” diyen şeriatçı Mısıroğlu’nu Saray’da ağırlayarak hastanede ziyaret etmiş, cenazesine aralarında AKP Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Bilal Erdoğan ve dönemin TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un da olduğu AKP’liler katılmıştı.

Öğretim programı değişikliğinin asıl amacı, Fesli Kadir’in belirttiği hedefe uygun olarak gelecek kuşakları sorgulamayan, biat eden kitleler haline getirmek ve böylece karşıdevrime mürit yaratmaktır!