Amerikan Hegemonyasının Sonu (31.03.2019)

31 Mart 2019 Pazar

“Dünyanın Ağası” başlıklı bir yazı yazmıştım yıllar önce.
Ondan kısa bir alıntı yaparak devam edeceğim.
“Dünyanın toplam yüzölçümü 510.065.284 km²
5.613.963 km² bunun ne kadarına denk gelir?
Yaklaşık yüzde 1’ine... Bu, Amerika’nın dünya üzerinde asker bulundurmadığı toprakların yüzölçümünü gösteriyor. Geriye kalan 504.451.321 km²’lik alanda Amerika’nın askeri gücü var.”
Bu bilgiler, Mother Jones dergisinde Amerika’nın dünyanın diğer ülkelerindeki askeri gücünü gösteren bir haritada yer alıyordu. Pentagon’un asker bulundurmadığı bölgeler haritada açık yeşil renkte gösterilmişti.
O bölgelere bakınca karşımıza şu liste çıkıyordu: Libya, İran, Kuzey Kore, Batı Sahra, Burkina Faso, Togo, Kongo Cumhuriyeti, Merkezi Afrika Cumhuriyeti, Papua Yeni Gine ve Fransız Guyanası...
Bunların yüzölçümlerini bulup toplayınca, dünya yüzölçümünün yaklaşık yüzde 1’i kadar olduğunu görmüştüm.
O dönemde Bush, 2004 başkanlık seçiminden birkaç ay önce, Amerikan askeri üslerine ilişkin bir plan açıklamıştı. Soğuk Savaş’tan bu yana yapılan en sert plandı.
Savunma Bakanı Donald Rumsfeld’in hazırladığı düzenlemenin amacı, zayıf durumdaki savaş makinesine hayat vermekti. Bunun için yapılacak şey, eldeki kuvvetleri son teknolojiyle donatıp, daha az güçle daha çok iş yapabilecek ve aynı anda dört bölgede birden çatışma yürütüp baskı kurabilecek hale getirmekti.
Yazımı şöyle bitirmiştim: “151 yabancı ülkede 510.927 asker... Yaklaşık 120 milyar dolar ederindeki 761 askeri üs... 21. yüzyılda imparatorluk, parayla, silahla ve dünya yüzölçümünün yüzde 99’unda asker bulundurarak kuruluyor.

Yeni dünyanın düzeni değişiyor
Şimdi elimde Mehmet Ali Güller’in Amerikan Hegemonyasının Sonu adlı yeni kitabı var.
Güller, kitabını 4 Temmuz 1776’da George Washington liderliğinde İngiltere’ye karşı savaşan 13 koloninin bağımsızlığını ilan ederek Amerika’yı kurduğu tarihten başlatıp günümüze kadar getiriyor.
Tarihi olayları, doktrinleri tek tek analiz ediyor ve Amerika’nın tek kutuplu dünyasının sona erdiğini, artık “Amerikan rüyası”nın bittiğini söylüyor.
Trump’ın uluslararası politikada sergilediği hoyrat tavrına bakarak, buna katılmayanlar olabilir. Ancak Güller, bugünü değil, yarını yazdığını belirterek, hegemonyanın sonunun henüz gelmediğinin altını çiziyor.
Amerika, hâlâ “Dünyanın Ağası”...
Amerikan emperyalizmi boş durmuyor. Venezüella’ya ekonomik ambargo uygulayıp halkı perişan ediyor; desteklediği kukla siyasetçi Guaidó ile ülkenin iç siyasetini yönetmeye kalkıyor.
Trump, İsrail’in Golan Tepeleri üzerindeki egemenliğini ilan ediyor. O topraklar sanki kendininmiş gibi adeta İsrail’e armağan ediyor...
Bunu niye yapıyor? Çok açık ki Washington’ın politik etkisi zayıflıyor ve Netanyahu’ya her zamankinden daha çok ihtiyacı var.

Amerikan hegemonyası nasıl inişe geçecek?
Mehmet Ali Güller, ABD emperyalizminin bir süredir sadece tükettiğini, üretimi azalan her imparatorluk gibi onun da tarihsel gerileme içinde olduğunu belirtiyor.
Sonuçta geri çekilmeye zorlanacak. Taktikle mi, savaşarak mı, vekâlet bırakarak mı geri çekilecek? Kitabın son bölümünde, bunun nasıl olacağı çarpıcı biçimde anlatılıyor.
Umarım yarınlar, daha çok emek merkezli, eşitlikçi olur ve sadece insan merkezli olmaz.
Çünkü 6. büyük kitlesel yok oluşun başladığı yeryüzünün varlığı, insanın doğa ve hayvanlar üzerinde kurduğu hegemonyanın son bulmasıyla doğrudan ilgili.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları