Zülal Kalkandelen
Zülal Kalkandelen zulal.kalkandelen@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Afganistan batağında yalan rüzgârı

24 Ağustos 2021 Salı

Tarih 8 Temmuz 2021.

Beyaz Saray’ın Doğu Odası’nda ABD Başkanı Joe Biden, basın toplantısında soruları yanıtlıyor. Konu, Amerikan güçlerinin Afganistan’dan çekilmesi…

Bir basın mensubu söz alıyor ve şu soruyu soruyor. 

“Sayın Başkan, ben Afgan bir kadınım. Afgan kadınlarına gelecek için iyi bir mesajınız var mı? Çünkü kazanımları konusunda gerçekten endişeliler.”

“Haklı sebeplerle çok endişeliler” diyen Biden, bir anısını anlatarak sözlerine devam ediyor.

“Ben Afganistan’dayken -orada birkaç kez bulundum- dışarıda bir okulda olduğumu hatırlıyorum. Bir grup genç kadınla konuşurken, sanırım 14 -15 yaşındaydılar. Dedim ki: ‘Birleşik Devletler, buraya terörist Usame bin Ladin’i ele geçirdiğimizden ve teröristlerin bir daha ülkemizin peşine düşmek amacıyla bir araya gelmediklerinden emin olmak için geldi, sonra ayrılmak zorunda kalacağız.’ Genç bir kadın, ‘Gidemezsiniz! Doktor olmak istiyorum. Giderseniz asla doktor olamam’ dedi. Yürek parçalayıcıydı. İşte bu yüzden Afgan Güvenlik Güçlerini savunma konusunda eğitmek için çok fazla zaman ve para harcadık. Durumun farkındayım.”

İnanılmaz ama Biden, ABD’nin 2011’de Usame bin Ladin’i öldürdükten sonra, Amerikan askeri gücünün 10 yılı aşkın bir süre daha Afganistan’da kalmasının nedenini, bu örnekle açıklıyor…

Oysa daha Trump döneminde ABD, Taliban ile anlaşma yaptı ve Biden da bu anlaşmaya uydu. Anlaşma uyarınca, Taliban kontrol ettiği bölgelerde El Kaide ya da radikal bir başka örgütün faaliyet göstermesine izin vermeyecekti. 

Asıl kandırmaca da buydu. Kendi besleyip büyüttüğü köktendinci terörist örgüt El Kaide’nin peşine düşmek için Afganistan’ı işgal eden ABD, 20 yıl sonra bir başka köktendinci terörist örgüt Taliban ile anlaşma imzaladı!

İSTİHBARAT RAPORLARI UYARMIŞTI

ABD’nin Afganistan’da Afgan halkı yararına kaldığı iddiası safsatadır. Biden’ın Taliban’ın kontrolü ele geçirmesi karşısında şaşırmış gibi görünmesi de şovdur. 

8 Temmuz’da “Afganistan’ın tarafımızdan eğitilmiş ve iyi donatılmış 300 bin askeri ve subayı var. Taliban ise sadece 75 bin kişi. Daha iyi eğitimli ve savaş konusunda daha yetkin olan Afgan ordusunun kapasitesine güveniyorum” diyen Biden’ın gerçeği bilmemesi mümkün değildir.

Amerikan istihbarat örgütleri, ABD’nin çekilme kararından sonra Afgan ordusunun büyük olasılıkla en fazla altı ay içinde çökeceği ve Taliban’ın gücü ele geçireceği konusunda uyarmıştı. Bu konuda Amerikan Kongresi’ne rapor da sunulmuştu. 

8 Temmuz’daki basın toplantısında Biden’a bu raporlar hatırlatıldığında yalanladı ve böyle bir sonucun öngörülmediğini iddia etti. Afgan ordusunun ve hükümetinin çökmeyeceğine ne kadar güven duyulduğu sorulunca verdiği yanıt ise aslında gerçeği bildiğini gösteriyor:

“Afgan hükümeti ve liderliği bir araya gelmeli. Açıkça hükümeti yerinde tutacak kapasiteye sahipler. Soru, bu kapasiteye sahip olup olmadıklarıyla ilgili bir soru değil. Kapasiteleri var. Güçleri var. Ekipmanları var. Soru şu: Yapacaklar mı?”

Yapmadıkları görüldü ama yapamayacakları ya da yapmayacakları da zaten biliniyordu! 

HAYALET ASKERLER VE HAYAL PAZARLAYANLAR 

Peki, ABD, milyarlarca dolar fazla harcayarak Afganistan’da niye kaldı?

ABD yönetimine sorarsanız amaçlarını şöyle özetliyorlar: “Terörle mücadele etmek ve demokrasi götürmek için Afganistan ordusunu silahlandırmak ve donatmak.”

ABD’nin demokrasi ihracına inanan kaldı mı bilmiyorum ama tam da bu noktada hayalet askerler meselesi ortaya çıktı. 

Meğer Afgan komutanlar, gerçekte var olmayan 100 bine yakın askerin maaşını alıp cebe indiriyor, mevcut askerlerinin bile ücretlerini zimmetlerine geçiriyormuş. Böylece ABD’den daha fazla para sızdırıyorlarmış.

Kimilerine göre, 88.3 milyar dolarlık Amerikan bütçesiyle ve bağımsız hareket etmek üzere kurulan Afgan Ulusal Savunma ve Güvenlik Güçleri’nin (ANDSF) gerçek kapasitesinin ne olduğunu ABD yönetimi de bilmiyormuş, Biden bile şaşırmış! 

Desenize 2001’de Pentagon’un tepesine bomba bırakıldığında bile uyuyanlar yine uyumuş onlara göre… 

Sanki WikiLeaks belgelerinde ABD’nin ülkedeki brüt değeri 25 milyar dolar olan Aynak bakır madenini küresel şirketlere nasıl peşkeş çektiği ortaya konmamış gibi…

Yeni (neo) emperyalizmin, uluslararası güvenlik seçkinleri için para aklamanın peşinde olduğu bilinmiyormuş gibi yalan rüzgârı estiriliyor.

Yerseniz!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları