Zülal Kalkandelen
Zülal Kalkandelen zulal.kalkandelen@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Ada atları için son gelişmeler

24 Mayıs 2020 Pazar

Yazılarımı takip edenlerin fark edeceği gibi, sık sık Adalar’daki atlar hakkında yazıyorum. Çünkü atlı faytonlar kaldırılsa da sorun bitmedi ve ben bu konuyu takip etmek durumundayım.

İki hafta önce bu köşede yazdığım gibi, İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi, atların “tarım ve hayvancılıkta kullanılmak üzere bedelsiz sahiplendirilmesi” kararını aldı. Bu gelişme, hayvan hakları savunucuları açısından kabul edilemez bir durum yarattı.

Hemen sonrasında İstanbul İl Tarım Müdürlüğü’nün “ivedi” notuyla Türkiye Binicilik Federasyonu’na bu konuda bir yazı gönderdiği ortaya çıktı. 1200 atın yetiştiricilerce sahiplenilmesi amacıyla başvuruların alınması istenilmiş.

***

Bu konuda ilk elden doğru bilgi edinmek için İBB Genel Sekreter Yardımcısı Orhan Demir’i makamında ziyaret ettim.

Hayvan hakları savunucuları olarak talebimizin, Ekrem İmamoğlu’nun seçimden önce imzaladığı Hayvan Hakları Taahhütnamesi’nde belirtildiği gibi, atların ekolojilerine uygun doğal ortamlarda rehabilite edilerek ölene kadar sömürülmeden yaşamlarını sürdürmelerinin sağlanması olduğunu bir kez daha söyledim.

Bunun yapılabilmesi için Tarım Bakanlığı’ndan arazi istenmesi önerilmişti. İBB bu konuda yazılı talepte bulunmamış; sözlü olarak iletilmiş ama olumlu bir görüş alınamamış.

Atlar için uygun olan bu çözüm, kanımca, arazi bulunsa bile bakımı ve masrafları üstlenme kaygısı ile ötelenmiş durumda. Oysa arazi sağlansa, proje için fon bulunmaya çalışılabilirdi ve yıllardır sömürülen atların başka bir sömürü için kullanılması önlenebilirdi...

***

Şu ana kadar İBB içinde sahiplendirme için kurulan komisyona birçok talep ulaşmış. Ancak bunların hiçbirine henüz onay verilmemiş; çünkü bu konuda İl Tarım Müdürlüğü ve Belediye ile koordineli bir inceleme yapılması planlanıyor.

Atlar tarımda kullanılmak üzere köylülere, yetiştiricilere verilirse sonrasında herhangi bir kötü muameleyi kontrol etmenin olanaksızlaşacağını biliyorlar. Bu nedenle atları kurumlara sahiplendirmeyi daha uygun buluyorlar.

Atlara çip takılıp her 6 ayda bir durumun yerinde kontrol edilmesi ve bağlayıcı maddeler içeren bir sözleşme yapılması düşünülüyor. Sözleşme ihlal edilirse, yüksek miktarda cezai yaptırım uygulanacağı vurgulanıyor.

Sosyal medyada yer alan iddiaların doğru olmadığı, atların serum yapımında kullandırılmayacağı, sonlarının kesinlikle mezbaha olmayacağı söyleniyor. Bazı Adalıların ortaya attığı Büyükada’da binicilik kulübü kurulması fikrine olumlu bakılmıyor.

Atların bakımını üstlenmeyi isteyen barınak sahipleri varsa İBB ile iletişime geçmesi bekleniyor.

Anlaşılıyor ki, atların atçılık meslek yüksekokullarına verilmesi önerisi üzerinde duruluyor. Atların yoğun olarak sömürüldüğü atçılık sektörüne at antrenörü ve binici yetiştiren okullar bunlar.

***

Sonuç şu ki...

Atlı faytonların kaldırılması, zulümle yaşamlarını kaybeden atların yerine sürekli yenilerinin getirildiği bir sistemin sonlandırılmış olması açısından önemli bir gelişmedir. Bu tartışılmayacak bir gerçek.

Ancak insanların yönettiği dünyaya hayvan olarak gelirseniz, bir şekilde bedeniniz iflas edene kadar kullanılırsınız.

Bu gezegende aldığınız her nefese bedel biçilir.

Kullanmayıp ne yapacağız?” diyenler olur. Çalışmak ve insana hizmet etmek için var olduğunuz düşüncesi adeta kodlanmıştır türcü beyinlere... Çoğunluk, sizin de bilinç sahibi duyarlı canlı olduğunuzu duymak bile istemez.

Özgürce koşan at görüntüleri sanal dünyada kalır. Gerçek dünyada özgürlük ise sadece vahşi hayattadır.

Özgürlük ve adaletin hiçbir zaman kolay kazanılmadığının bilinciyle, hayvan hakları için insan hukukuna karşı mücadelemiz devam edecek. Kuşkusuz bu en çetin mücadele olacak.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları