Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Zübeyde: Analar ve Oğullar
Zübeyde filmini gördüm ve hayran oldum. İçimden bitmesin, bitmesin demek geldi. Tam da adı üstünde... Zübeyde: Analar ve Oğullar”... Hakkında çok şey bilinmeyen o muhteşem kadını bize anne oğul ilişkisi üzerinden anlatıyor. Filmin adında kullanılan çoğul eki, (Analar ve Oğullar) film boyunca bize hissettirilen duyguyu daha da yoğunlaştırıyor. Kurtuluşa uzanan yolda, onurlu savaşçıların yürekli analarına müthiş bir saygı ve sevgi bombardımanı barındıran film her şeyden önce insani boyutu yüceltiyor. O nedenle oğul sahibi her anne kendinden bir şeyler bulacaktır filmde. Ayrıntıları sinema eleştirmenlerimize bırakacağım ama vurgulamak istediğim bir iki nokta var.
TRAVMATİK BİR YAŞAM...
Yapımcılığını Nuri Yıldırım ve Alper Tosun’un üstlendiği filmin yönetmeni Cenk Yaz; senaryosunu tarihçiler, danışmanların katkılarıyla İlber Tekinsoy yazmış. Zübeyde Hanım’ın, çileli olmaktan öte adeta travmatik bir yaşamöyküsü var. Bırakın çocukluktaki yoksulluk günlerini, insanın doğurduğu, canının bir parçası, gözbebeği altı çocuğundan dördünü çeşitli yaşlarda yitirmesi ne demek! Önce ilk eşini, sonra ikinci eşini kaybetmesi. İkinci evlilik öncesi oğlu Mustafa’yla girdiği sessiz çatışma. Doğduğu, büyüdüğü yuvasını terk etme zorunluluğu. Öyle güçlü bir kişiliği var ki, dayanıyor mücadele ediyor ve her seferinde ayakları üzerinde durabiliyor. Bu travmatik yaşamı melodrama kaçmadan sonsuz bir incelikle işlemek kavganın, isyanların, yoklukların arasına insanı gülümseten rahatlatan anlar, sahneler ve incelikler döşemek kolay iş değil. Bunların ne olduklarını filmin sürprizlerini kaçırmamak için söylemiyorum.
Zübeyde Hanım’ın tren yolculuğu sırasında ansızın beliriveren bir başka kıvırcık kızıl saçlı çocuğun karşımıza çıkışı ve annesinin “Nâzım gel buraya” diye seslenmesi; Nâzım Hikmet’e verilmiş çok güzel bir selamdı! Çok etkileyici bir başka sahne İstanbul’da Akaretler’deki evde, hanımlar çay içerken... Çanakkale Savaşı’nın o çaya, o annelere sinişi, hiç çıkmayacak aklımdan.
SAHİCİ VE İNANDIRICI
Bu usta işi prodüksiyonda Mustafa Kemal’i çocukluktan başlayarak farklı yaşlarda çeşitli oyuncular canlandırıyor. Sonuncusu Alican Yücesoy. Hepsi sahici, hepsi inandırıcı. Bugüne dek Atatürk’ü canlandırmaya kalkan her oyuncuyu yadırgardım, onların hiçbirini, hele Alican Yücesoy’u hiç yadırgamadım. Zübeyde Hanım’ı gençliğinden yaşlılığına Aslıhan Güner canlandırıyor. Muhteşem, tertemiz, duyarlı, abartısız bir oyunculuk çıkarıyor. Tüm öteki rollerdekiler de öyle.
“Zübeyde Analar ve Oğullar”a, emek verenlere, katkıda bulunanlara teşekkür ediyorum. Film 13 Ekim’de vizyona giriyor. Kaçırmayın derim.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
- Karga videosu sosyal medyada viral olmuştu!
- Öğretmenlik meslek kanunu taslağı...
- Atatürk'ün kullandığı parfümden üretti!
En Çok Okunan Haberler
- Berat Albayrak hakkında yeni iddia
- 'Soba' faciasında annenin ifadesi ortaya çıktı
- İlk çıktığında Bitcoin'e 100 TL yatırmış olsaydınız!
- Motorcular şikayetçi oldu!
- Özel'den asgari ücret için açık çağrı
- Bahçeli'nin azarladığı gazeteci konuştu
- İstanbul'dan kaçanlar 5 kente akın etti
- 12 ve 13 yaşında bebek doğuran çocuklar
- O soru kızdırdı, gazeteciyi azarladı!
- Cep telefonunuzun izlendiğini nasıl anlarsınız?