Yakup Kepenek
Yakup Kepenek yakupkepenek06@hotmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Ekonomi - Demokrasi İç İçeliğiGörülmedikçe...

25 Temmuz 2011 Pazartesi
\n

Hükümetin ekonomi ile ilgili bakanları sırayla kamuoyuna uyarılar yapıyor. Bakanlar, ekonominin çok dalgalı sulara sürüklenmekte olduğunu; ekonomi oyuncularının çok dikkatli olmalarını ve özellikle gereksiz harcamalardan kaçınmaları gerektiğini ısrarla vurguluyor.

\n

Hükümetin birdenbire ekonomide tehlike var noktasına gelmiş olması, ülkemizde siyasetin ekonomiyle ilişkisinin sorgulanması gerektiğini bir kez daha ortaya koyuyor.

\n

Ekonomi bu noktaya bir günde ya da son bir ayda gelmedi. Özellikle, mart sonunda, ekonominin 2010 yılında, yüzde 8.9 bir büyüme oranına ulaştığı açıklandığında, AB/OECD ülkeleri arasında rekor kırdık destekli alkışlar göklere yükseliyordu.

\n

O günlerde ülke seçimlere gidiyordu. Ülke siyaseti, iktidarı ve muhalefetiyle, ekonomik bütününe ilişkin konulardan söz etmekten ısrarla kaçındı; seçimlerde ekonomi konuşulmadı. Örneğin, Türkiye, AB ve OECD ülkelerinin tamamına yakını arasında, vergilerin en haksız ve adaletsizi olan dolaylı vergilerde de birinci sıradadır. Yine aynı ülkeler içinde tarımını en az destekleyen; gelir dağılımı aşırı eşitsiz ve bu eşitsizliği giderek büyüyen ülkedir. Seçimlerde siz bu vergi adaletsizliğini ve bunun düzeltilmesi gerektiğinden; tarım desteklerinin yetersizliğinden; gelir eşitsizliğinden söz edildiğini duydunuz mu?

\n

Kaldı ki, seçim sonuçlarını hükümet için olumlu etkilediği öne sürülen rekor büyüme, tarım ve sanayideki üretim artışlarının değil, esas olarak ithalat artışının beslediği tüketime dayalı bir büyümeydi.

\n

Oysa komşumuz Yunanistan uzunca bir süredir ekonomik krizle kıvranıyordu; hastalığın ABnin özellikle güney kanadını vuracağı öne sürülüyordu. Özetle, küresel gidiş de iyi değildi ve mevsim sıcaklarına girilirken küresel finans uzmanı yorumculardan bile Türkiye ekonomisi ısınıyor uyarısı gelmekteydi.

\n

Haziran sonunda da 2011in ilk üç ayında büyüme hızının hızını alamadığı ve yüzde 11.0 olduğu görüldüğünde, büyüme rekoru sarhoşu olan ve seçimlerde ekonomiyi gündem dışında tutmayı başararak büyük bir seçim zaferi kazanan hükümet, şimdilerde iğne batırılmışçasına birdenbire uyandı.

\n

Oysa 2009 yılındaki büyüme oranı eksi yüzde 4.8di; ekonomi, çok ağır bir daralma ya da küçülme yaşamıştı. Bu eksi büyüme oranı da AB/OECD ülkeleri arasında bir rekordu. Ancak ülke siyasetinin merkezine yerleştirilecek yerde, Başbakanın ünlü teğet geçti sözleriyle geçiştirildi.

\n

Yalnız, unutulmamalıdır ki, büyüme oranı, sonunda vücut sıcaklığı gibi bir göstergedir. Eğer bu oran bir yıl gibi çok kısa bir zaman diliminde, eksi 4.8 ile artı 8.9 arasında inip çıkıyor, sonra da üç aylık da olsa 11 tırmanıyorsa, ortada çok sağlıksız bir ekonomi vardır. Ekonominin küçülmesinin hangi toplum kesimlerini vurduğu; rekor büyümesiyle gerçekten kimlerin büyüdüğü, yani kimlerin gelirlerini arttırdığı ve daha da önemlisi artan gelirlerden ne kadar vergi alındığı, seçim sürecine denk gelmesine karşın, sorgulanmadı; bilinmedi..

\n

Bu durumda, yapılması gereken, bu sağlıksız büyümenin kaynaklarını doğru saptamak ve bunları düzeltmek için gerekli politikaları üretmek olmalı değil mi? Oysa hükümet böyle yapacak yerde, tüketmeyin/harcamayın gibi uyarılar yaparak; korkutucu boş laflarla, ateşi düşürmeye uğraşıyor. Çok geç kalmış olan bu tutum, ateşli hastayı soğuk suya sokmaya benzer; hastalığı iyileştirmeye hiçbir biçimde yetmez.

\n

Demokratik anayasa sözünü sürekli gündemde tutan hükümet, demokrasinin sağlam temellerinin yalnız ve ancak hızla sanayileşmekten ve hakça bir gelir paylaşımından geçtiğini artık öğrenmek zorundadır. Bu arada, başkanlık sistemini istediğini hiç saklamayan Başbakanın da ABD Başkanının son haftalarda muhalefetten neler çektiğini çok yakından izlemesinde de yarar var.

\n

Ancak burası Türkiye. Burada, anlaşılan muhalefet de karar vermiş, ya ekonomiyi, örneğin vergiyi hiç ağzına almayacak ya da konuşursa da hükümet gibi konuşacaktır. Böyle olunca başkanlık sistemini kim istemez ki!

\n

Her neyse. Türkiye halkı, enflasyon, faiz ve yoksullaşma gibi onca yıkıcı deneyden sonra da olsa, doğru demokrasinin doğru ekonomiden geçtiğini öğrenmedikçe ve de siyasetçilerine bunu öğretmedikçe, görünen o ki çekilen çileler hiç bitmeyecektir.

\n

\n\n



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yerelde yeşermeli 25 Mart 2019

Günün Köşe Yazıları