Yerel yönetimler ekonominin temel direğidir.

Bölgesel kalkınma, işgücünün yapılanması, gençliğin toplumsal hayata hazırlanması, aile kurumunun refahı ve gelirin yaratılmasında başrolü oynayan ana birimlerdir.

Bu birimler toplumsal hizmetin de kaynağıdır.

İnsanla, dahası aile ile birlikte, yapılan güzellikleri, oluşan sorunları hep beraber çözer.

Kalkınmanın motorudur adeta yerel yönetimler.

Ekonominin kötüye gittiği zamanlarda aileye ilk elden ulaşır, onun sağlıktan tutun tüm diğer yaşadığı zorlukları ortadan kaldırmak için var gücüyle çalışır.

Üretimin başını yukarı kaldırdığında rolü daha da ağırlaşır, istihdam yaratmadan başlayarak halkın refahını geliştiren her adımı atmaya gayret eder.

Tabii olanakları ölçüsünde...

Gücü ve elinde bulunan teknolojik araçlarların hacmi ve işlerliği kapsamında...

Siyasetçinin (siyaset satanın) gölgesinden kurtularak tüm enerjisini vererek yapar o hizmetini.

Belki de olması gerekendir tüm bunlar. Politik düşüncesi ne olursa olsun tüm yerel yöneticilerin aklındaki ortak düşünce, yaptığı hizmete bir sonraki seçimde yine göreve devam etme amacıyla önem vermesidir.

En doğalı da budur.

Bunu da halk en iyi şekilde görür ve ona göre değerlendirir.

Yansız, tüm olanakları ile hizmete devam eden, yolsuzluğun olmadığı, siyasetin kirliliğini yaptığı işe bulaştırmayan her yerel yönetim gelecek dönemde de buna buyük olasılıkla devam eder.

SİYASETİN GÖLGESİNDEKİ YERELLER

Yerel kavramını siyaset satanların ağzından daha önce duydunuz. Sizi, kişiyi, aileyi yani topluluğun davranışını tanımlamak için kullandılar onu.

Biraz da alay ederek, aşağılayarak.

Önce yerelleri ikna etmek gerekir cümlesi ile yabancı yatırımcıya bilgi aktardılar. Buradaki yereller yani sizlerdiniz, hâlâ da sizlersiniz.

Ekonomideki tüm olumsuzları en önce hisseden, yalancı istatistiklerle fakirleştirilen, çoğu zaman siyasetçinin aklına bile gelmeyen, seçimden seçime din ile kandırılan siz yereller...

Önce sizin ikna edilmeniz, buna göre de tüketim ve tasarruf anlayışınızın değişmesi gerekirmiş ki sonraki adımda enflasyonla mücedele olurmuş.

Diğer bir ifadeyle önce sizler daha da fakirleşecek, tükettiğiniz günlük ürünlerin yarısını ancak tüketeceksiniz, tatile çıkmayacaksınız, bir tiyatroya, sinemaya gitmeyeceksiniz ve dahası refahınızda devamlı azalma olacak. Ve bu da fiyatların artışını azaltacak.

İnanırsanız...

Böyle bir ekonomi politkası tüm benliğini yitirmiş ülkelere özgüdür. Yolsuzluğun süregeldiği, yerel yönetimlerin merkez siyasetçinin boyunduruğu altında kaldığı ve erimenin had safhada olduğu bir siyaset anlayışı kapsamında gerçekleşir.

Şimdi o siyasi kafa muhalefetin elindeki, onun yönettiği yerel yönetimleri silkeleyin diye emir veriyor bakanına.

Sizin evinize hizmet girmesin diye emir veriyor.

Türkiye ekonomisi milli gelirinin yüzde 60’ından fazlasını yöneten yerel yönetimlerin elini kolunu bağlayın diye emir veriyor erine.

Ama sizin, halk olarak sizin en büyük kuvvetinizdir silkelemek.

Silkelemek oyuna sahip çıkanın en büyük kuvvetidir.

Başka ülke vatandaşlarının sorunlarını ve refahını sizinkine tercih eden aklı en kısa zamanda silkeleyip atın bir kenara!

Güç sizde.