Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
'Çözüm olmazsa Afganistan olur'
İran’ın Ankara Büyükelçisi Ali Reza Bikdeli, Türkiye’nin Beşşar Esad yönetimiyle yeniden ilişki kurmasının Suriye’de akan kanı durdurabileceğini belirterek İran’ın Ankara ile Şam arasında arabuluculuk yapmaya hazır olduğunu belirtti. Suriye sorununun, Esad ile muhaliflerinin “önşartsız” masaya oturmasıyla çözülebileceğini belirten Bikdeli, “ABD bile düşmanı Taliban ile masaya oturdu. Suriye’de neden olmasın? Cenevre görüşmeleri tarihi bir fırsat. Kaçırılırsa Suriye bu bölgenin Afganistan’ı haline dönecek. Bundan en büyük sıkıntıyı Türkiye çekecek” uyarısında bulundu.
Bikdeli, “İran’ın çözüm sürecini sabote etmek istediği” yönünde PKK’den gelen değerlendirmeler için de “Bu iddiaları ortaya atanlar asıl kendileri sürecin başarıya ulaşacağına inanmıyor ve şimdiden başarısızlığın faturasını çıkaracak suçlular arıyorlar” dedi.
Kısa süre önce Türkiye’ye atanan İran’ın yeni Ankara Büyükelçisi Bikdeli, Suriye krizi ve “çözüm süreci” konusunda Cumhuriyet’e şu değerlendirmeleri yaptı:
‘Afganistan’a dönerse, Türkiye çeker’
Türkiye ile İran ikimiz de Suriye’nin istikrarını istiyoruz ama farklı yöntemlerimiz var. Bize göre Suriye meselesi Suriye hükümetini ve halkını ilgilendirir. Batılıların Libya’da yürüttükleri model, bölgeyi Afganistan’a çevirme potansiyeline sahip. Şu ana kadar Suriye’de 70 bin kişi öldü. Ama Irak’ta ve Afganistan’da 1 milyon kişinin öldüğü unutulmasın. Suriye’deki durum da aynı insan kaybına ulaşabilme riski taşıyor. Afganistan sorununu en yakın yaşayan ülkeler İran ve Pakistan. Yerinden olan üç milyon Afganlı yıllardır bizim topraklarımızda. Bunların 300 bini üniversite çağına geldi. Ekonomimize milyarlarca dolar etkisi var o krizin. Afganlıların yarattığı ucuz işgücü nedeniyle, kendi insanımızın işsiz kalmasının yarattığı problemler var. Suriye krizi kısa sürede çözülmezse, bizim Afganistan yüzünden yaşadığımız sıkıntıların aynısını Türkiye yaşar.
‘Herkes önşartsız oturmalı’
Suriye krizi askeri yöntemle çözülmez. Mesele onların iç sorunu ve bunun iki tarafı var. Taraflar, yani hükümet ve muhalifler, hiçbir önşart koşmadan masaya oturursa çözülür ancak. Tüm üçüncü taraflar onların masaya oturması için katkı sağlamalıdır. Demokratik çözüme ancak böyle ulaşılabilir. Aksi halde, çatışmalar devam eder ve kriz derinleşir. Afganistan’daki tecrübe tekrarlanır. Tek bildiği iş savaşmak olan bir nesil ortaya çıkar.
‘Amerika bile Taliban’la konuşuyor’
Almamız gereken en önemli ders şudur: Amerikalılar bile Afganistan’da kalıcı bir barış sağlansın diye Taliban ile müzakere ediyor. Şu an Suriye’deki şartlar Afganistan’dan çok daha iyi. Bu diyalog fırsatı kullanılamazsa gelecekte barışın sağlanması daha da zorlaşacaktır. Türkiye ve İran birlikte hareket ederek tarafları masaya oturtursa soruna kalıcı çözüm bulunabilir.
‘Ankara-Şam diyaloğu kanı durdurur’
Türkiye, hem Suriye hem de tüm bölge için çok önemli role sahip. Geçmişte Esad yönetimiyle iyi ilişkideydi. Şimdi de muhalefet ile çok iyi ilişkileri var. Bu da eline büyük bir kapasite veriyor. Suriye hükümetiyle de yeniden iyi ilişki kurabilir. Onlar da bu işin bir an önce bitmesini istiyor. İran da böyle bir ilişkinin kurulmasını çok istiyor. Böyle tarihi bir adım Suriye’de akan kanı durdurmaya yardımcı olacaktır.
‘Arabuluculuğa hazırız’
Birçok ülke geçmişte birbiriyle savaşıyordu, sonra müzakereler yaptılar. Türkiye ile Suriye arasında savaş bile olmamış. İki sene öncesine kadar mükemmel ilişkileri var. Şimdi de Cenevre görüşmeleri nedeniyle çok güzel bir imkân doğmuş durumda. Ankara-Şam arasında yeniden kurulacak ilişki, sorunların çözümüne yardımcı olacaktır. İhtiyaç olursa İran arabuluculuk yapabilir ama ihtiyaç olacağını sanmam. Çünkü Suriye hükümeti ile ilişkinizin önünde hiçbir engel yok.
‘Esad’ın neresi Şii?’
(İran’ın bölgede Şii yönetimlerle ittifak kurduğu ve Hizbullah’ı desteklediği iddiaları konusunda) Bunlar Batı’nın uydurması. Filistinlilere, Afgan mücahitlere destek verirken onlar Şii miydi? Hayır. Mısır, Tunus ve Yemen’deki halk ayaklanmalarına yardım ettik, onlar Şii miydi? Hayır. Neden şimdi Suriye gündeme gelince bir anda Şiilik meselesi öne çıkarılıyor? Şii de Müslümandır. Ama bizi sadece Şiilikle sınırlamak, İslamı da iki kutba ayrıştırarak Sünnilerle aramızda yapay ihtilaflar yaratma amaçlı söylemler bunlar. Hem Suriye’de Esad’ın Şii olduğunu kim söylemiş ki!.. Hizbullah’ın Suriye’de olduğu yönünde bizim elimizde bilgi yok. Ancak olaylar, çatışmalar böyle devam ederse her şey mümkündür. Karışıklıklar daha da artabilir.
‘Reyhanlı’dan Esad’ın çıkarı ne?’
Reyhanlı’daki hadise vahşi bir terör saldırısıdır. Bombalar aracılığıyla Türkiye’yi Suriye ile çatışması yönünde tahrik ediyorlar. Elimde kesin bir delil yok ama “Esad yaptı” diyenlere soruyorum: Esad’ın Türkiye’yi tahrik etmesi kendisine ne yarar getirecek ki?
‘Uzaktan kumanda ediyorlar’
Bölgemizde önümüzdeki on yılları şekillendirecek değişim yaşanıyor. Yaşanan aslında “İslami uyanış” ama hegemon güçler İslamiyet vurgusunu bastırmak için “Arap Baharı” demeyi tercih ediyorlar. Daha önce Afganistan, Irak, Mısır, Tunus ve Bahreyn’de yaşandı. Egemen güçler bu uyanışı kendi çıkarları doğrultusunda kullanmak, bölgemize yön vermek istiyor. Bölgeyi “remote control” (uzaktan kumanda) ediyorlar.
‘Sıra size ve bize de gelebilir’
Son örnek Suriye. Olaylar ilk çıktığında Suriye makamları bunu bir iç sorun sanıyordu. Ama sonra dışarıdan bazı gruplar, özel hedefler doğrultusunda içeri sokuldu. Bu radikal gruplar Suriye halkının doğal demokrasi taleplerini de gölgelemekte.
Bu komploları kuran ABD ve Batılılar her gün bu bölgenin haritasının bir ucunu ateşe verecekler. Belki de ileride sıra bize ve size de gelecek. Binlerce insan ölecek.
Karayılan çözüme inanmıyor
İran Büyükelçisi ile mülakatımızda hükümet ile PKK arasındaki müzakereleri ve terör örgütünün yurtdışına çekilme sürecini de konuştuk. Süreç hakkında detaylı bilgiye sahip olmadıklarını belirten Bikdeli, “Bildiklerimiz basından edindiğimiz hususlardan ibaret. Ama Türkiye’de ve bölgemizde istikrarı güçlendirecek her adım İran’ın da yararınadır. Tek rahatsızlığımız bu sürecin suiistimal edilmesi durumunda olabilir.”
PKK’nin Kandil’deki yöneticisi Murat Karayılan’ın, “İran’ın çözüm sürecini sabote etmek istediği” şeklindeki açıklamasına da yanıt veren Bikdeli, “Haber çıkar çıkmaz yalanladık. Şimdi bir daha yalanlıyorum. Yeni bir süreç başlamışken bizi suçlamalarının anlamı ne? Bunun tek anlamı var. Bunu gündeme getiren kişiler, bu sürece çok inanmıyor, gelecek görmüyor, başarısız olmasını istiyor demektir. Bu yüzden de şimdiden başarısızlığın suçunu atacak taraflar arıyorlar. Türk makamlarının da bu konuda fikir beyan etmesini bekleriz. Çünkü İran ile Türkiye arasındaki güvenlik ilişkileri çok derin ve güçlüdür” diye konuştu.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
En Çok Okunan Haberler
- Cüneyt Özdemir'den teğmen Ebru Eroğlu'na iş teklifi
- AKP'nin 'asgari ücret' formülünü duyurdu
- Emekli askeri hakimden Varank’a sert yanıt!
- Narin cinayetinde 'demir kapı' ayrıntısı
- Fikret Orman'dan Talisca yanıtı!
- Muazzez İlmiye Çığ hayatını kaybetti
- Mustafa Kemal’in askerleriyiz!
- Salim Güran'ın ses kayıtları ortaya çıktı!
- Kazaya müdahale eden polislerden biri şehit oldu!
- 'Bedeli çok ama çok ağır olur'